BENIM…
Kara Mediha’m, bana çok değerli…
Okumamış ama kendini yetiştirmiş bir insan.
Dün akşam internetten bir hocayı dinlemiş…
Bu sabah hem anlatıyor hem soruyor bana, HER KADININ nerdeyse hepsinin başına gelen bir durum…
Şiddet, kocaların kumar oynaması, başka kadına gitmesi…
Evin nafakasını başkalarına yedirmesi falan, filan!
Kumar bir, iki…
Kadın…
Allah’ın emri, yapmadım değil…
Nafaka…
Bak ona HEP ÇOK DIKKAT ETTIM, normal şartlarda ayırmam, bu konuda hep ayırdım…
Kimsenin > hakkını < kimseye yedirmedim!
En azından bana göre.
Anlatıyor ki en büyük hatası, annem çok kinci, unutamıyor bir türlü yapılanları…
Babam, rahmetliyi bazen af ediyor bazen çok beter kızıyor…
AMA…
Aile dışından gelen kötülükleri bir türlü af etmiyor…
Soruyormuş kadın hocaya:
“İşte kocam şöyle şöyle yaptı, öldü, ben onu af edemiyorum, af etmeli miyim?” diye…
Hoca:
“Af etme kızım, içinden gelmiyorsa af etme!”
Allah…
Af edici, bağışlayıcı…
Aç bak TÜM HAK KITAPLARINA, hepsinde bu yazılı, böyle veya bu anlamda…
Hanımlar…
Yanlış anlamayın, sizlerin gözyaşı, sizlerin nafakası, evlatlarınızın, el emeği – göz nuru…
Emeği, EMEK…
AMA…
Allah bile bağışlayıcı olabiliyorken, bir süre sonra af ediyorken, edebiliyorken…
Ölmüş bir insan, SEN ona AH etmişin…
Allah bırakır mi yanında?
Mutlaka verecektir cezasını, hak ettiğini, süreli…
BEN BUNA INANIYORUM…
Kul bile…
Nadiren müebbet verir kula…
Ölmüşü…
Yaşadığın sürece “hortlatmanın” ne anlamı var?
İçindeki acı dinmese bile, bir süre sonra bırak…
Bırak, bırak anlıyor musun, bırak!
Aç oku kitapları, psikologlar bile tavsiye ediyor…
Bırakmasını öğren diye!
Not:
Manyak psikoloğum, sevdiceğimmm…
Sende beni bırak olmaz mı?
😊