Biliyorum, VAR!!!

Dürüst polisimizde var…
Namuslu memurumuzda…
Cesur…
Yüreği vatan ve millet sevgisiyle atan askerimizde var…
Var Allah var, bu memleketin kahpesi kadar insan evladı olanı da var!

Pırlantamız çoktur…
Kara koyunlarımız kadar…
Altından, som altından kollarında bileziği onanlarımız var…
Ya korkuyorlar ya çaresizler…
Atatürk’ün evladı, kadını – kızı ve erkeği…
Fatih Sultan Mehmet torunu…
Hz. Muhammed (sav) ümmeti…
Iman’ı kadar yüreği, dili, eli ve beli temiz olan…
Yeter de gayri, yeter de…
İte, köpeğe verdiğin yüz yeter…
Yık Ak Sarayları başa, yık tekkeleri, zaviyeleri, medreseleri, yık…
Özüne dön, özüne.

### MUTLAKA OKU ###
oku

Pahalılık

Annem pahalılığı anlata anlata bitiremiyor…
Millet…
>>> bir şekilde <<< tatilde, keyfinde, gününü gün ediyorken…
Düşünüyorum…
Ne kadar aptalım ne kadar aptalız.

Adam olalım, toparlanalım diye bir çatı altında…
Onlarca yıldır…
Millet ise hem ayranı yok içmeye hem gidiyorlar tahterevalli ile (…)!
Geçinemiyorlar ama keyfîlerinden kesinlikle taviz yok…
Herkesin evi ayrı, elektriği, gazı, yemeği ayrı…
Geçinemiyorlar, borç gırtlağa karar AMA keyifler yerinde…
Ne diye…
Üzülürüm bilmem ki?
Bundan böyle bana ne!?

Fransa

Dünya nefesini tutmuş ABD ve Uzakdoğu’ya bakarken…
Fransa, başkan ve eşini tartışıyor…
Maaş falan…
Aslında bana ne?
Çok tartışıldı çok konuşuldu, benim IMKANSIZLARIMDANDIR…
Kadın konusunda olurumdan çok olmazım vardır benim…
Bunlardan biri yaştır…
Kimisi kabul eder kadının erketen büyük olmasını…
Rivayet bile vardır bu konuda ülkemizde, kadın erkekten yaşça büyük olursa zenginliktir diye…
Kimisi kabul etmez…
Benim İmkânsızımdır, IMKANSIZ!

Perde arkası…
Bilmek ve anlamak…
Bazen çok pahalıya patlar insana, maddi veya manevi fark etmez…
Kimi zaman can pahasına AMA ille perde arkası, ille bilmek ve anlamak!!!

Tüneldeki karanlık mi yoksa tünelin sonunda görünen ışık mi?

Hatırlı okuyucularım bilir beni…
Allah var yukarıda VE BEN Allahtan korkarım, gazabından…
Gerçek şu ki Gürbüz ailesinin erkekleri, çeyrekler dahil ne zaman “kudursa, azsa”…
Allah…
İndiriyor tekmeyi…
Tekme, tokat, şamar…
Akıl dediğin başa gelene kadar!

Adana – Ceyhan hattı bana ne kadar uzaksa, İstanbul bana o kadar yakın…
Haliyle beş dakikada Beşiktaş’ta olmaz…
Her şeyin var bir vakti – zamanı.

Bodrum ve deprem…
Cahil – cühela, mahkûm etti Bodrumluyu içki ve zevk-ü sefa diye, Allah’ın gazabı…
Deprem kesilen fatura, işlenen günahların cezası…
Dedik ya cahil – cühela…
İyi de güzel kardeşim sana bir soru sormak isterim…
Hatırlarsın geçenlerde İstanbul’a yağan doluyu…
Hani “yönetiliyor” ya ülke alnı secdeye eren hırsızlar tarafından…
İstanbul…
Emanet bir başka hırsız ve arsıza…
DIKKAT…
Bildiğim kadarıyla bu bilgi halka yansıtılmadı, basında yer almadı…
Validem, teyzem ve dayılarım o gün tünel ağzında…
Bekliyorlar noteri, vakti – saati…
Logarlar patladı, lağım suyu tünele aktı…
Bilindiği üzere engelliyim, ağır engelli, ayakta durmaktan aciz…
Açılışı “yeni” yapılmıştı…
Ülkemdeydim, dedim bir kez olsun bakayım, geçeyim karşıdan karşıya…
Lanet olsun geçtiğime geçeceğime pişman oldum, yürü, yürü, yürü…
Merdiven in çık…
Dilim iki karış dışarıda kaldı.

Bak güzel kardeşim…
“Basit” bir doğa olayı karşısında, dolu yağdı diye iflas eden milyar dolarlık bir proje…
Beklenen depremde ne olur sen düşün…
Karşındakiler…
Ülkeyi yönettiği iddiasında olanlar sadece hırsız değiller…
Ellerinde binlerce insanın kanı var…
Senin de, sevdiklerinin de yakında kanları ellerine bulaşacak haberin ola!

Kalem korkusu

Bir mantık sorusu…
İtin, iti kırdığı bir süreçte…
Olağanüstü hâl ve kanun namında kararnameler ile yönetilirken…
Her şeyin bir torbaya atıldığı bir dönemde…
“Devleti, düzeni, TBMM’ini” falan filan ortadan kaldırma gerekçesiyle…
Tutuklanan tutuklanana…
Tamam(!)

Bunlar iddia…
Öyle veya öyle değil…
İyide…
Ülkeyi yönettiği iddiasında olanlar açık açık itirafta bulunurken…
Örneğin “yeni devlet kuruyoruz” derken…
Bu savcılar, hakimler nerede?
Tutukla, tutukla bakalım nereye ve ne zamana kadar?

Yırtık dondan çıkar gibi… Fırlama, karşıma!

Sanki ben bilmiyorum…
Saf, salağım AMA sadece kalbimde olanlara…
Bilmiyordum…
Öğrettin sandın…
256 Bitlik şifreyi…
Peki, sen biliyor musun tuzu ve biberi?
Salt and pepper evladım, salt and pepper…
Ne kadar çok tuz ve biber o kadar hesap vakti!

Bak koçum, bak evladım, bana bak paşam…
Ağır sanayi, bankalar, sigortalar, binlerce, on binlerce insanın gizlisi…
Bana ve arkadaşlarıma emanetti!

Yapma!!!

Anlatıyorsam bilmem kaç Bitlik şifreden sanki ben bilmiyorum otuz iki karakterden sonrası haybesi…
Ama çok zor bir konuyu anlatmanın yolu basite indirgemek…
Taş ütüne taş koyarak doğruyu anlatmak…
Uğraşma benimle uğraşma…
Git başımdan…
Taaa (…) kadar yolun var…
120 damla Novalgin…
Ancak kendime geldim!

Lanet olsun iki buçuk gram akla, lanet olsun bu cana…
Lanet olsun ağrılar içinde, dayanılmaz acılar içeresinde geçen günlere…
Buna rağmen şükür bu günlere, beterin beteri var dercesine…
Dostsan…
Duanı eksik etme, alsın Allah emaneti, aslın bu yükü üzerimden…
Uğraşma…
Uğraşma benimle!

Güç üzerine

Güç dediğin nedir Allah aşkına?
Kendi iradeni…
Başkasına zorla kabul ettirmek mi mesela?
Yoksa…
Sadece ayakta durabilmek için içinden, özünden gelen enerji mi?

Maddi ve manevi yaşadım gücü doya doya…
Şimdi…
Himmete muhtaç bir dede, bakarım evladın, hanımın, kocamış anamın eline!

Allaha emanet ettim, Allaha havale ettim kalbimdekini…
Ne olursa ne gelirse başına Allahtan…
Allaha…
Havale ettim kalbimdeki, aklımdakilerini!

Güç gülüm…
Güç paşam…
Kimi zaman dengesiz, bazen dengeli…
Olur ya orantılı…
Kahpenin elinde şuursuz…
Güç öyle bir manzume ki elinde tutanı, elinde bulunduranı…
Bir sokak serserisini…
Bir efendiyi, bilgeyi, kör cahili…
Eder körkütük sarhoş, ayaklar yerden kesilir uçar evrenin karanlıklarına, değerse, yaklaşırsa bir yıldıza, güneş görmüş mum gibi erir, güç ebedi değildir!

İki ordunun çatışması değildir bu…
İki fikrin, iki hayat anlayışının çatışmasıdır…
Bir Allah, bir dil, bir bayrak altında, soluduğumuz hava…
Dil ki insan dediğin konuşa konuşa…
Bir olmalıdır, anlasın insan insanın dediğini…
Düşüncelerini, hayallerini…
Devletin, çoğunluğun gücü ezer bireyi(!)

Güçsüzün…
Aynı güç ile güce müdahale etmesi…
IMKANSIZ…
Dedik ya orantısız güç dağılımı, biri güçlü, mesela tüm devlet olanaklarına sahip…
Diğeri bir araya gelmekten bile aciz…
Güce güç ile karşılık verme, yenilirsin, hezimete uğrarsın…
Oku gülüm, oku paşam oku…
Tarih…
Örneklerle dolu!

Uzakdoğu sporu…
Steplerden…
At sırtında Asya’nın bağrından kopup gelen ataların…
Atatürk ve arkadaşları örnektir sana…
Anla…
Anla gülüm, anla paşam anla…
Sürat ve akıl…
Akıl ve bilgi…
Bilgi ve cesaret gücü hep yendi!

Anlamadıysam demek istediğimi…
Bekle…
Dosdoğru polise, savcıya, hâkime…
Hâkim ret edince, nasıl bir dalavere…
Kanunlar, kuralar karşısından boyun dediğin kildan ince…
Bu yaşta sabıka…
Ya sabıkalı olacağım bu yaştan sonra…
İster inan ister inanma…
Gerçekten suçsuz ve günahsız yere veya ödeyeceğim olmayan akçeyi…
Pişman mısın diye sorarsan, hep pişmanım hem değilim…
Erkekliğime, çeyrekliğime sığdıramadım, sunamadım delileri ne elim ne kalbim…
Müsaade etmedi…
Bir koşu gidip geleyim bankaya, sağlığım el verirse açarım konuyu anlayacağın şekilde…
Allaha emanet ettim, Allaha havale ettim kalbimdekini…
Ne olursa ne gelirse başına Allahtan…
Allaha…
Havale ettim, emanet ettim kalbimdeki, aklımdakilerini!

oku

Rose is a rose is a rose is a rose

İstanbul Kardeleni ve Nazendesi…
Anadolu Glayölü ve Karanfili…
Lalesi, Antalya Çiğdemi…
Sevgi Çiçeği…
Gülü…
Rose is a rose is a rose is a rose.

Arşivlerim meydanda…
Dün söylediğimi, evvelsi savunduğumu bugün inkâr etmem…
Sözüm…
Sözdür, özüm…
Sözüm.

Tutarlılık, istikrar…
Sevgi, saygı ve güven…
Kadını sevdiğim kadar, kadından korkarım da…
Sevgisinden, nefretinden…
Aşkından, yürekten gelenden…
Yüreğin…
Akıl ile ruh ile birleşmesinden…
Bir kadının bedenine sahip olmak ona sahip olmak anlamını taşımaz…
Bağlayamadıysan kendine aklını ve ruhunu…
Bedenine dokunmak kadar ruhunu ve aklını okşamak, dokunmak, bütüne sahip olmak önemli.

Bir kadının romanıdır…
Kadın bir ağıca adını kazır, gövde dediğin yuvarlak…
Rose is a rose is a rose is a rose(…)
Gertrude Stein kaleminden.

Tarih tekerrürden ibarettir der atalar, ağaç gövdesi gibi yuvarlak…
Hep aynı nakarat, hep aynı terane, hep aynı kerhane…
Sonsuzluk…
Hani kadının parmağına taktığın tektaş pırlanta…
Manası biricik, sonsuzluk…
Yunanca kökenli (adámas) yenilemez, kırılamaz, yok edilemez anlamında!

İnsan…
Ve karakteri…
Ruhunun derinlikleri, gizlediği…
Sakladığı, biriktirdiği, bir volkan misali…
Mekân ve zaman uygun olduğunda, kendini yeterince güçlü his ettiği anda…
Patlar içindeki tüm pislikleri.

Yeni devlet kuracaklarmış mış mış mış…
Uyu bebem uyu…
Uyuta, uyu da büyü, uyu bebem uyu…
Ülkeye, dünyaya hâkim deli pezevenkler…
Atom savaşının arifesinde…
Uyu bebem uyu…
Uyuta, uyu da büyü(!)

Hiroşima, Nagazaki…
Amerika Birleşik Devletleri…
Fay üzerine dikilmek istenen atom santrali, önemli ve gerekli…
Hiç gördün mü radyasyon etkilerini, izledin mi televizyonda falan…
Yanmış ama yaşayan insandan…
Dökülüyor etleri, kopuyor kendiliğinden…
Uyu bebem uyu…
Uyuta, uyu da büyü(!)
Ne oluyor insanlığa, sadece Türkiye değil ki…
Deli pezevenklere emanet ediyorlar istikballerini!

Şükür kavuşturana

Öte dünyaya bir koşu gidip geldim dostlar, dün doktorda…
Kadının bir … kaldı!

Haklı tarafları olmasa doktor, moktor, kadın demez gereğini yapardım AMA…
KADIN yerden göğe hâkli. Kendime bakamıyorum, daha doğrusu bakmıyorum…
Şeker…
Tavan, kadının ağzı açık kaldi neden komaya düşmedin?

İki haftada öylesine bir birikim yaptı ki anlatamam, hava alanından yeni geldim…
Gerçi komaya düşmedim ama koma halinde yattım diyebilirim…
Yeminle ayakta durmaya hal yoktu, ilaçlarımı çok düzensiz alıyorum, kalp ve şeker ilaçlarını özellikle…
İçimde hiçbir şekilde istek kalmadı, hiç, yok yani, bitti.
Valide…
Tayyip ve Tayyipistan, anlatacağım çok şey olacak!

Nasıl miyim?
Dün doktorcuğumun … müdahalesinden, aklımı başıma getirmesinden, ilaçlarımı dünden beri düzenli ve saatinde içtiğimden beri daha iyiyim.

😊

Anlaşılan YOK

Oldum olası MHP karşıtıydım, hele O vampir yok mu O vampir…
Atatürk milliyetçisiyim ve bu milliyetçiliğin dışında Türk milliyetçiliği tanımam!

Sonar araştırma şirketi…
Şüphesiz ciddi bir müessese…
Sayın Akşener ve Sayın İlhan Kesici aday gösterildiği takdirde kazanabileceklerini öngörüyor.

Adetim değildir bilmediğim hakkında fikir yürütmek…
Sayın Kesici hakkında en ufak bir fikrim yok AMA Sayın Akşener’i yaşadım…
Tansu Hanım döneminde yaşadım ve gördüm. Yine şüphem yok ki bu zibidilerden çok daha iyi yönetecektir memleketi AMA en azından benim derdim…
Demokrasi, hak ve hukuk, eşitlik, şeffaf bir yönetim…
Meral Hanım ile yaşanır mi şüpheliyim!

Anlaşılan YOK…
Bu memlekete bu ülkeyi yönetecek anlaşılan YOK!