Garibim Türkiye’m

Kimsenin umurunda değilsin, kendi kendini önemsersin…
Aldın başına bir bela, bir soytarı bir Zübük…
Sanırsın ki dünyanın merkezisin!

Özüne bağlı kalarak, bir tercüme

“Haysiyetim ve barış arasında seçmek zorunda kalsam, haysiyetimi seçerim”
Theodore Roosevelt

İnsan onuru, şerefi…
Ve bir milletin haysiyeti şerefsizlere teslim edilemez!

Ne dedi Amerikalı?
“Gelmese de olur!”
Gitti…
Ne yapıyor Alman ki yerden göğe haklı…
G.tü, kılları ile buluşturmuyor…
Gidecek(!)

FfF

Mustafa Kemal Atatürk said:
„Peace at home, peace in the world“
And Martin Luher King said:
„I have a dream“

I have also an dream, FfF, Federation for Freedom…
As soon as posible!

I’m working for this…
This is an calling, an scream…
All hackers of this world, where ever…
When ever the goverments >>> hold down <<< own popelation…
We are hold against…
Leaks gives everywhere…
We must publish thise…
The dirtiest of governments, the schemings of there!

Yeminle bilmiyorum, AMA en azından 3 – 4 senelik

Bilgisayar aldığım zaman, bilgisayar alırım!

Çocuk oyuncağı değil…
Yaklaşık bir düzine Server, ki dördü Cluster…
Var daha piyasaya çıkmadı, yakında…
5000 €
Parama kıyamıyorum, çalışamıyorum çünkü, eskiden olsa, çalışırken yani saniye durmazdım…
Bakalım, belki…
50 civarındaydı, çoğunu çöpe attım, hediye ettim…
Elimde kalan 25 civarı…
Ne yapıyorum bu kadar bilgisayar ile?
Sana ne!

AMA…
Gezi misali bir olay gerçekleşirse yine, Türkiye Gençlik Birliği ile…
Tüm bilgim, donanımım bu çocukların hizmetinde!

“Güvenli” iletişim…
Şifreli sistem…
Her şeyim, canım – malım bu uğurda feda olsun.

İki gün öncesiydi…
5TB ekledim sabit disk kapasitesine, oldu mu sana toplamda 35 TB…
Yok kardeşim, arkadaşım, dostum benim…
Bu zihniyet ile mücadele…
Kan, can, mal pahasına!

Bu ölçüm ikinci ana bilgisayarımdan, yani hep kullandığım bilgisayar…
Biri evde, diğeri dükkânda…
Bu 3 – 4 senelik olmalı, yeminle hatırlamıyorum…
Diğeri bir, iki senelik…
50 Gigaflops…
Ben neyim, kimim ki?

Sisteminin kapasitesini ölç…
3DMark dinozorlardan AMA çok iyi, ücretsiz…

indir

Diğeri nispeten yeni, küçücük, tavsiye ederim, bu da ÇOK IYI!

QwikMark ara…

Portable, yani kurum yok hemen çalıştır, ölç sistemi!

İstihbarat teşkilatları, espiyonaj ve kontrespiyonaj üzerine

Sen ne diyorsun be kardeşim?
Yazarsın bana, sorgularsın beni…
Sorgula, hakkındır yerden göğe AMA benim milliyetçiliğimi…
Ama benim vatan sevgimi ama imanımı sorgulayamazsın!

NOKTA

Atatürkçülüğü Katletme, Milliyetçiliğin Hezeyan Partisi…
Ve gerisi…
Sen bunları çocuk oyuncağı mi sandın, sen daha muhtemelen altına yaparken ben bazı işlerin ama kenarından ama köşesinden içindeydim. Mesleğimin getirisi…
Yalan mı sandın…
Yönetim kurulları dediğimde, büyük, çok büyük sanayi kuruluşları derken, bankalar, sigortalar dediğimde bir tarafımdan uydurdum mu sandın?

Binlerce insanın güvenliği, bilgileri, milyonlarca Euro bana emanetti dediğimde…
Sen beni Recep Tayyip’le mi bir tutun, bir sözü diğerini tutmayan…
Bugün söylediğini yarın yalanlayan…
Bir kahpenin, bir adinin kişiliğine mi sahibim sandın beni?

Ulan bağıra bağıra diyorum engelliyim, özürlü…
>>> Yüzde yüz <<< sakat bir insanla eş durumda…
Saniyem saniyeme uymuyor…
Direnişte diriliş var, karşında koskoca Türk devletinin imkânları var…
Tamam bir kahpe tarafından sevk ve idare ediliyor AMA neticede muhatabın koskoca bir devlet…
Allahtan bir Alman, bir Amerikan, bir Israil veya Rus devletinin imkânlarına sahip değil ama…
Devlet mi?
Devlet!

Bak PKK’ya…
Bak Hamas’a, Müslüman kardeşlere, bak IŞID’a…
Kendi içinde kapalı devre, örgütlü…
Bizler…
Ama Atatürk milliyetçisi ama Milliyetçiliğe Hakaret…
Milliyetçiliğin Hezeyanı Partisi mensup veya sempatizanı milliyetçi ol…
Bizler darmadağın, hallaç pamuğu gibi her birimiz bir tarafta…
Ordumuz dağıtılmış dört bir tarafa, eğitim sistemi çökmüş durumda…
Merak etme senin için yazmıyorum, senin için düşünmüyorum…
Derdim gençler, Gezinin, Türk’ün, Atatürk’ün evlatları…
Kızı ile erkeği ile…
Hiç onların bozuk para gibi harcanmasına izin verir miyim?

Hazırlık koçum, hazırlık yolun yarısıdır…
Örgütlenmenin vurucu gücü, dirliğin, birliğin getirdiği kudret ve kuvvet!

Bilgisayarı açıp kapamasını öğrenmişsin, almışsın kendine iki buçuk liraya bir döküntü…
Ulan yan gözle bile bakmam bunlara, bilgisayar yerine koymam böylesini, bana çocuk oyuncağı gibi gelir, dize gelir saniyesinde o bilgisayar karşımda, dize gelir oğlum ona verdiğim görev karşında.
Kendini uzman mı ilan ettin başıma?
Bunca sene bile olsa kendime sadece bilişimci derim ne iyi ne kötü hiçbir değerlendirme yapmam…
Bırak millet sana iyi veya kötü desin, bu senin hakkin değil ne sen ne ben kendimizi değerlendirmemeliyiz, NOKTA

Saniyede…
93,015 PFlops…
Watt başına 6,05 GFlops…
P = Peta
G = Giga
Sunway TaihuLight…
Muhtemelen haberin bile yoktur bu rakamların neyi ifade ettiğinden…
Bu kısaltmaların ne olduğundan değil mi?
Dünyanın en gelişmiş bilgisayarlarından biri…
Türkiye’nin elinde yok böylesi, olsa MUTLAKA bir şekilde duyulurdu ama bu dışarıdan yârdim gelmeyecek anlamına gelmez tabii(!)

Bu tür bilgisayarlar genelde hava durumunu tahmin etmek için kullanılır…
İstihbaratında elinde var bazı modeller…
Edwart Snowden’den biliyoruz ki kırılmadık şifre, algoritma kalmadı…
Tek…
Anlıyor musun TEK geçerli yöntem One Time Pad…
Ve insan, insan beyninin üretici zekâsı…
BEN…
Atatürk gençliğini bozuk para gibi harcatmam…
Bana güvenen ve bana inanan insanın güvenini suiistimal etmem!

Bekleyeceksin…
Yok çaresi, Önder sadece bir insan, sadece bir engelli!

Bunca sene bekledik, bunca sene sesiz kaldık…
Üç – beş gününde önemi kalmadı artık, at ı alan Üsküdar’ı geçti!

Önder

Mağduriyetin anatomisi, hep hakkıdır kendisi

Yedi milyar insan…
Ve içlerinde anadan dogma mağdurlar vardır…
Öyle ki muhatabı şeytan, kendi süt dökmüş kedi kadar masum ve mağdur…
Bu tip insanlar dünyanın her kültüründe, her toplumunda görülür. Ancak ve ancak…
Bu tip insanlar ile yaşmak zorunda olanlar içyüzlerini, gerçek yüzlerini bilir!

Gerçekten de bir yerde, vur kafasına al lokmayı ağızlarından tiplemelerdirler…
Ancak…
Hal ve hareketleri ile…
Düşüncesizlikleriyle…
Kısmen cehaletleriyle…
Vurdum duymazlıklarıyla onlarla yaşmak zorunda olan insanları çileden çıkarırlar.

Bilmez ki, görmez ki karşındaki kişi…
Üçüncü şahıs…
Algılayamaz ki gerçekleri…
Sen suçlusundur gözünde, O mağdur, O masum…
Sen şeytan, sen kötü olan.

İyilikle, şefkat ve sevgiyle sözlerini yöneltirsin kendisine…
Anlamaz, anlamak istemez…
Döversin, dayaktan anlamaz…
Söversin, bana mı demez…
Değişmez, sonunda…
Acaba ben mi yanlışım diye kendini sorgularsın…
Başlarsın kendini değiştirmeye, uymaya…
İşte bu an, o andır, kaybettiğin an…
Mağduriyeti, çocuk kadar masum bir mağduriyeti hayat tarzı yapan karşısında…
Uyarsın haklı olsan da…
Mahalle baskısı dedikleri…
O, HEP haklıdır sen haksız…
Sen karşısında, üçüncü şahıs yanında ezik olan, düşük kalan!?