Tüneldeki karanlık mi yoksa tünelin sonunda görünen ışık mi?

Hatırlı okuyucularım bilir beni…
Allah var yukarıda VE BEN Allahtan korkarım, gazabından…
Gerçek şu ki Gürbüz ailesinin erkekleri, çeyrekler dahil ne zaman “kudursa, azsa”…
Allah…
İndiriyor tekmeyi…
Tekme, tokat, şamar…
Akıl dediğin başa gelene kadar!

Adana – Ceyhan hattı bana ne kadar uzaksa, İstanbul bana o kadar yakın…
Haliyle beş dakikada Beşiktaş’ta olmaz…
Her şeyin var bir vakti – zamanı.

Bodrum ve deprem…
Cahil – cühela, mahkûm etti Bodrumluyu içki ve zevk-ü sefa diye, Allah’ın gazabı…
Deprem kesilen fatura, işlenen günahların cezası…
Dedik ya cahil – cühela…
İyi de güzel kardeşim sana bir soru sormak isterim…
Hatırlarsın geçenlerde İstanbul’a yağan doluyu…
Hani “yönetiliyor” ya ülke alnı secdeye eren hırsızlar tarafından…
İstanbul…
Emanet bir başka hırsız ve arsıza…
DIKKAT…
Bildiğim kadarıyla bu bilgi halka yansıtılmadı, basında yer almadı…
Validem, teyzem ve dayılarım o gün tünel ağzında…
Bekliyorlar noteri, vakti – saati…
Logarlar patladı, lağım suyu tünele aktı…
Bilindiği üzere engelliyim, ağır engelli, ayakta durmaktan aciz…
Açılışı “yeni” yapılmıştı…
Ülkemdeydim, dedim bir kez olsun bakayım, geçeyim karşıdan karşıya…
Lanet olsun geçtiğime geçeceğime pişman oldum, yürü, yürü, yürü…
Merdiven in çık…
Dilim iki karış dışarıda kaldı.

Bak güzel kardeşim…
“Basit” bir doğa olayı karşısında, dolu yağdı diye iflas eden milyar dolarlık bir proje…
Beklenen depremde ne olur sen düşün…
Karşındakiler…
Ülkeyi yönettiği iddiasında olanlar sadece hırsız değiller…
Ellerinde binlerce insanın kanı var…
Senin de, sevdiklerinin de yakında kanları ellerine bulaşacak haberin ola!