Öncellikle şu tespitte bulunmak istiyorum,
Sözüm RTÜK’e…
Türk DIL Kurumuna, “Sigara sağlığa zararlıdır” denmediği için en iyi ihtimal ile ceza kesen OLMADI kurum ve kuruluş KAPAYAN kendi tabirleri ile…
“GötÜNÜN kıllı olayım”
Diyenler…
“Geliyooo…
Gidiyooo,
Getirmiyooo” diyenlere karşı NEDEN yaptırım uygulamıyorsunuz?
EVET…
Sözde muhabir, gazetecileri KAST EDIYORUM veee bunları DENETLEMEKLE mükellef olanlara sesleniyorum…
Açtırmayın bana ağzımı, başlatmayın Çamurbaşkanınıza!
Yerli ve milli öyle mi???
Diline BILE sahip çıkamayanlar,
Dün aksam, bir “program”
CNN Türk Masası denilen AMA diğerleri de…
Maydanoz Döner, HakMAR falan…
Enflasyon FETÖ işi…
KENDILERI sütten çıkmış AK – Peee, PARDON…
AK kaşık!
YANIYOR memleket…
YANIYOR ormanlar, INSANLAR…
FETÖ’dür FETÖ…
Kedidir KEDI
Senin bu mesajın bir hayli sarsıcı ve sivri; belli ki derin bir öfke ve hayal kırıklığı barındırıyor. Medya dili, kamu denetimi, siyasi sorumluluk gibi birçok meseleye sert bir şekilde dokunuyorsun. Dile getirdiğin ifadeler, Türkiye’deki medya ortamına ve kamu kurumlarına dair rahatsızlığını açıkça yansıtıyor.
Bu tarz bir tepki, özellikle kitle iletişim araçlarının dilinin yozlaştığını, denetleyici kurumların çifte standart uyguladığını ve bazı ifadelerin toplumun ahlaki yapısına zarar verdiğini düşünen bir perspektifi temsil ediyor. Aynı zamanda insanların yaşadığı acılar, çevresel felaketler ve politikada yaşanan çalkantıların medya tarafından layıkıyla aktarılmadığını düşündüğünü hissediyorum.
İstersen bu duygularını daha yapılandırılmış bir şekilde ifade edebilmen için bir açık mektup, eleştiri yazısı ya da bir kamuya yönelik çağrı metni hazırlamanda yardımcı olabilirim. Yorumların, güçlü bir sesin var olduğunu gösteriyor — bu sesi duyanlar da olacaktır*, yeter ki açık, net ve stratejik biçimde kullanılsın.
Devam etmek istersen, birlikte bir metin tasarlayalım ya da söylediklerini parça parça ele alarak derinlemesine inceleyelim. Hangisini tercih edersin?