DIKKAT ET „artık haber bile olmuyor“ cümlesine! Ben ta ne zaman dedim yasakladılar diye. O belki bu şekilde yazamadı!?
Yeni askerlik sistemi
13 Haziran 2019
Burası Londra…
Hyde Park’ın yanı.
Mayfair’e bakan kapısından çıkıyorsunuz, sizi bu görkemli anıt karşılıyor.
★
Eşek
At
Katır
Köpek
Güvercin
Fil
Deve
Kedi
Yunus
Keçi
★
Dünya savaşlarında, İngiliz ordusu ve müttefik kuvvetlerin yanında görev yaparken hayatını kaybeden hayvanların anısına yapılmış bir anıt… Kimisinin bronz heykeli, kimisinin taş kabartması var.
Yorgun, bitkin, peş peşe yürüyorlar, sırtlarında taşınması ağır toplar tüfekler, cephane sandıkları, önlerinde bir duvar yükseliyor, ölümü simgeleyen bir aralıktan geçiyorlar, duvarın üzerinde gören herkesi hüzünlendiren o çarpıcı cümle yazıyor, “onların seçeneği yoktu.”
★
Birinci ve İkinci Dünya Savaşı cephelerinde 16 milyon hayvan insanlarla birlikte çarpıştı, sekiz milyon hayvan can verdi.
★
Köpekler kızak çekerek onbinlerce yaralı askeri cepheden tahliye etti, koklayarak milyonlarca mayın tespit etti, paraşütçü köpekler ilk kez İkinci Dünya Savaşı’nda kullanıldı, komandonun vücuduna bağlanıyor, birlikte uçaktan atlıyor, yere ayak basar basmaz dedektör gibi bölgede patlayıcı tarıyorlardı.
Güvercinler mesaj taşıdı, mikrofilm taşıdı, İngiliz istihbaratı İkinci Dünya Savaşı’nda 200 bin posta güvercini kullandı, Amerikan ordusunun üç bin eğitimci asker ve 54 bin güvercinden oluşan özel muhabere birliği vardı, gizli mesajların yüzde 90’ını isabetli şekilde hedefe ulaştırmayı başardılar.
Filler, hem sırtlarıyla kamyon, hem de hortumlarıyla vinç görevi görüyordu. Develer, kamyonetti.
★
Dickin Madalyası diye bir madalya var, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana, savaş kahramanı hayvanlara veriliyor.
Sadece üstün cesaret gösteren askerlere verilen ve İngiltere’nin en yüksek kahramanlık ödülü olan Victoria Cross Madalyası’na eşit kabul ediliyor.
İkinci Dünya Savaşı’nda 32 güvercin, 18 köpek ve üç ata verildi.
Bugüne kadar toplam 68 hayvan onurlandırıldı.
En son, 2018’de Afganistan’da, ağır ateş altında olmasına rağmen tuzaklanmış patlayıcıyı tespit ederek, İngiliz komandolarının hayatını kurtaran ve bu sırada ciddi şekilde yaralanan Mali isimli köpek aldı.
★
Dickin Madalyası verilen ilk ve tek kedinin ismi Simon’du, 1949 yılında Britanya destroyeri HMS Amethyst’de görev yapıyordu, mutfağı koruyordu, fare avcısıydı, İngiliz elçiliğini tahliye etmek üzere Yangtze Irmağı’na girdiler, saldırıya uğradılar, 23 bahriyeli öldü, kaptan öldü, Simon ağır yaralandı, dört şarapnel parçası isabet etmişti, vücudunun bir bölümü yanmıştı, dayandı, ölmedi, destroyer kuma oturmuştu, 101 gün muhasara altında kaldılar, bu 101 gün içinde yaralı askerlerin en büyük moral kaynağı Simon’du, kendi yaralarına aldırış etmeden yaralı askerlerin başucunda bekliyor, mırıl mırıl adeta onlarla konuşuyor, başıyla okşuyordu, 101 gün sonra mucizevi şekilde gemiyi yüzdürüp, kaçmayı başardılar, Simon’a önce “usta gemi kedisi” rütbesi verdiler, sonra Dickin Madalyası verdiler.
★
Fotoğrafını gördüğünüz anıtın açılışı 2004 yılında, İngiltere Kraliçesi Elizabeth adına, Kraliçe’nin kızı Prenses Anne tarafından yapıldı.
★
Bu anıtın bir benzeri, Paris’te yapılıyor. Hayvan hakları dernekleri kampanya başlattı, Paris belediyesi kabul etti. Tıpkı Londra’daki gibi, görevini yerine getirirken gaz zehirlenmesinden ölen güvercinler başta olmak üzere, savaşlarda can veren köpekler, atlar, eşekler olacak.
★
Hani habire mesaj atıp “TBMM’de görüşülen yeni askerlik sistemi nedir?” diye soruyorsunuz ya…
★
Elalem, vatanı için savaşta can veren eşeklerin heykelini dikiyor…
Senin ülkende akil adam ilan edilen, cumhurbaşkanlığı uçağında baştacı edilen dinci-yandaş gazete, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin generallerine “eşek gibi” diyor.
★
Yeni askerlik sistemi işte budur!
★
Elalem, savaşta can veren hayvanları için “başka seçenekleri yoktu” diye anıt yapıyor…
Senin ülken, babanın parası varsa, askerlikte seçeneğin var diyor.
★
PKK’yı tanık, TSK’yı sanık yaptılar.
Mermi sıkmadan Türk Ordusu’nu esir aldılar.
Genelkurmay başkanını terör örgütü lideri ilan ettiler, yurtsever, madalyalı subaylarımızı terörist, fuhuşçu, casus diye hapse tıktılar.
Abuk sabuk görevden almalar ve saçma sapan terfilerle, Mete Han’dan başlayan 2 bin 200 senelik sistemi allak bullak ettiler.
Bunların hepsi senin gözünün önünde olmadı mı?
★
Bak gariban çocuklarımız Suriye’de şakır şakır şehit oluyor, artık haber bile olmuyor.
Senin ülkende başbakanlık yapan, TBMM başkanlığı yapan, şimdi de İstanbul büyükşehir belediye başkanı olmak isteyen arkadaş, senin ülkenin topraklarından bahsederken “Kürdistan” filan diyor.
Senin ülkenin dışişleri bakanı daha dün Kuzey Irak’ta Kürdistan şehitleri için saygı duruşu yaptı.
Elalemin ülkesi, silahlı kuvvetlerinde görev yapan eşeklerine anıt dikerken, senin hükümetinin itibarlı gazetesi, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin komutanlarına “eşek” diyor.
★
Sen hâlâ “yeni askerlik sistemi acaba nedir” diye merak ediyorsun, a benim güzel kardeşim!
Okumanızda fayda var diyorum. Bence, milletvekili bile olma AKP‘li ol, AK Pezevengin vekili ol yeter
Üniversite okuyacağına milletvekili olsana!
11 Haziran 2019
Bu hafta sonu hem ilköğretim ve ortaöğretim okullarındaki yaklaşık 18 milyon öğrenci karne alarak yaz tatiline girecek. Hem de üniversite okuma hayali kuran milyonlarca öğrenci sınavda ter dökecek.
Zira kanun geçirdiler, iş hayatında en dandik işlerde bile tecrübe bekleniyorken, 18 yaşına basınca direkt milletvekili seçilebiliyor gençler! Neden uğraşıyorlar sınavla, üniversiteyle?
★★★
Gelişmiş bir ülkenin olmazsa olmazı nedir? Para mı? Doğal kaynak mı? Hepsi hikaye… Önce iyi bir eğitim gerekiyor… Sonrasında para da, demokrasi de, adalet de, gelişmişlik de, kaliteli yaşam da arkasından geliyor.
İyi eğitim derken? Türkiye’deki mevcut sistemle değil iyiye ulaşmak, vasatı yakalarsan öp başına koy.
★★★
Ot gibi biten özel üniversitelere ne demeli? Parası olup da mezun olamayanı dövüyorlar. O derece…
Bir binayı çevirip, üniversite yapıyorlar. İçeride eğitmen namına ne profesör var ne doçent… Ders seçiyorsun, dersi kimin vereceğini bilmiyorsun! Sadece parasını veriyorsun.
★★★
Devlet üniversitelerine gitse ne fark edecek ki? Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Cumhurbaşkanı’na yağ çekmek için tanzim satış manavı kurulmuştu.
Güzel sanatlar fakültesinde çiğ köfte… Mimarlık fakültesinde tuhafiye… Hukuk fakültesinde züccaciye… Bakın, bunların hepsi mühim proje…
★★★
Aslında ülkede halen diploma veri bankası ve sorgulama sistemi olmadığından okula gitmeye bile gerek yok! Gir internete, istediğin okulun istediğin bölümünden beş dakikada mezun ol!
Hatırlasanıza, sahte diploma ile TÜBİTAK’a girdiği belirlenen eski Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün’ün yeğeninin eşi vakasını…
Ya da 16 yıl boyunca 16 özel hastane, bir ambulans firması, 3 devlet hastanesi ile üniversite hastanelerinde doktorluk yapan sahte diplomalı adamı…
★★★
Sahte diploma olur da sahte üniversite olamaz mı? Tabii o iş biraz da yurtdışı destekli… İşe de yarıyor hani… Parası karşılığında istediğiniz bölümün diplomasını yolluyorlar.
Gayet şık hazırlanmış diplomanızın yanına, tüm dersleri içeren bir de transkript ve tam üç adet referans mektubu da hediyesi…
★★★
Bitmedi! Olur da biri işe uyanıp arar sorar diye çoğu telefon ile teyit hizmeti de veriyor. Yani işe başvurduğunuzda diplomanızdan şüphelenirse açacağı telefonun karşısına biri çıkıyor ve mezuniyetinizi teyit ediyor. Kısaca parayı hak ediyorlar!
Bu üniversitelerden birinin diplomasını alan ve şimdiki meşguliyeti milletvekili olan eski şoför tanıdığınız illa vardır. Üniversite diplomasına bile gerek yoktu ki! Şoförü olması yeterliydi hâlbuki…
★★★
Sayısı bilinmese de en fazla talebin Türkiye’den geldiği söyleniyor. Sahte üniversitelerde Türkçe bilen eleman çalıştıranlar öncelikli tercih sebebi oluyor. Belli ki bizden daha meraklısı yok!
Sahi şu bizim milletvekillerinin diplomasını bir araştırsak mı? Ohoo milletvekillerine gelene kadar kimler var! Onlar da ülkeyi yönetiyorlar!
https://www.sozcu.com.tr/2019/yazarlar/murat-muratoglu/universite-okuyacagina-milletvekili-olsana-5098859/?utm_source=yazarlar&utm_campaign=diger_yazilar&utm_medium=diger
Doların oyuncağı gibi ekonomi!
12 Haziran 2019
Dolar fiyatı, Amerika’nın S-400 füzeleri nedeniyle Türkiye’ye ufaktan ambargo uygulamaya başlamasına rağmen fazla bir tepki göstermiyor. Neden?Geçtiğimiz sonbaharda Türkiye’nin yaşadığı ekonomik krizi atlatmasını sağlayacak program açıklandı. Hedefler konuldu, bomboş, hiçbir numarası olmayan bir paket açıldı.
★★★
Yalnız orada ilginç bir ipucu vardı. Bütün hedefler dolar kuruna bağlıydı. Programa göre 2019 yılında dolar kuru ortalaması 5.60’da kalmalıydı. Aynı hesaplamayla dolar kuru tahmini 2020’de 6.00 lira, 2021’de 6.20 lira olarak öngörüldü.
Yılbaşından bugüne kadar dolar kuru ortalaması ne kadar? Tam 5.61 lira… Bunun anlamı ne? Dolar kuru hedeflenen ortalamanın üzerine daha haziran ayında çıkmış.
★★★
Hedeflerin tutması için ya hızla 5.60 düzeyine inilecek. Ya da yakınında tutulmaya çalışılacak. Eğer daha da artarsa hedeflere bir kez daha elveda denilecek.
İşte bu nedenle Merkez Bankası dolar sata sata rezervlerini bitirdi. Hatta kendine ait olmayan rezerv stokuna girip “eksi rezerv” ile müdahaleye devam etti.
★★★
Ne pahasına olursa olsun bu seviyeler korunmalı. Dolar 5.60 seviyesi civarında tutulmalı. Öncelikle matematiği bilen, ekonomiyi okuyabilen yabancıları piyasadan uzaklaştırmak gerekiyordu ki, Türk Lirası’nda alıp satıp oynaklığa neden olmasınlar.
Bu mevcut döviz rezervleri ile yapılacak iş değildi. Türkiye, bir gecede kuralları değiştirip serbest piyasa ekonomisinden vazgeçti. Faizleri yüzde 1600 seviyesine çıkartıp yabancıların zarar etmeden Türkiye’den çıkmasına izin vermedi.
★★★
İyi de bu yabancı paraya çok ihtiyacımız var ciddi anlamda… Yıllardır gelirken iyiydi… Seçim öncesi giderken dış mihrak damgasını yedi. Bugün için tamam da yarın ihtiyacımız olduğunda, hadi gel artık dersen gelecek mi?
Para silahtır ama siyaset, tetiği ne zaman çekeceğini bilmektir. Bizimkiler kurşunlarını hep boşa harcadı. Haliyle yabancılar bütün ilgilerini kaybettiler Türkiye’ye…
★★★
Yabancı yatırımcı olmazsa dolar hızlı hareket edemez. Kurlarda daha fazla kontrol sağlanabilir. Bunu başardılar, tamam da bizim ihtiyacımız daha çok yabancı sermaye…
Elimizde kaldı yerli yatırımcı. Aldığı dövizin bir kısmı tekrar Merkez Bankası’na munzam karşılık olarak gidiyor. Merkez Bankası’nın döviz satarken kimin olup olmadığına bile bakmıyor. Şimdilik bu sistem kendini besliyor.
★★★
Bunun nereye kadar böyle gideceğini söylemek kolay değil ama Amerika ambargoları artırırsa yurtdışından bırakın borç bulmayı, borçların dönmesi bile zorlaşacak.
Bu ne demek? Bir yıl içerisinde döndürülmesi gereken 170 milyar dolar varken Türkiye “net borç ödeyen” ülke olarak konumlanacak. Parayı nereden bulacak? Şu an uygulanan sistem tıkanacak.
★★★
Piyasalar benim size anlattıklarımı aklı başında her ekonomistin düşünebileceğini bildikleri için “herhalde bir uzlaşmaya varılır” umutlarını koruyorlar.
İyi de bunları görebilselerdi ne derdimiz vardı Suriye ile? Oturur muyduk 4 milyon Suriyeli mülteciyle? Hadi hepsinden geçtim, ekonomi nasıl düştü bu hallere?
https://www.sozcu.com.tr/2019/yazarlar/murat-muratoglu/dolarin-oyuncagi-gibi-ekonomi-5115134/
Umarım anladım kimi kast ettiğimi? Bilmiyorum biliyor muydun, yaz tatil süresini değiştirdiler
Çeyrek altın 422,36
INAN… İyice tiksinmeye başladım ben bu insanlardan, pardon yaratıklardan!
Delikanlıyı bozar öğrenmek, ne gerek var öğrenmeye, okumaya?
Kulaktan dolma yetmiyor mu sana?
Bak…
Çocuklar bugün karne aldı, yaz tatili…
Onlardan öncekiler salaktı çünkü, cahil, düşünemediler…
3 ay yaz tatili neyine?
Hangi çocuk…
Cehennem sıcaklarında, SENIN coğrafi koşulların, hangi çocuk sağlıklı öğrenebilir cehennem sıcaklarında?
Örnegin:
Yunanistan’da 20.06.19’da okular kapanıyor 06.09.19’da açılıyor
Ya siktirin gidin be siktirin gidin hepinizin cehenneme kadar yolu var!
YALANA BAK YALANA
Milletin gözünün içine baka baka, gözlerini sike sike yalan söylüyorlar…
Çok basit bir soru…
Hristiyan kâr payı almaz faiz alır değil mi?
“Müslüman” Tayyip’in bankaları da faiz alıyor çaktırma…
Millet borçla döndürüyor düzenini, devleti yönettiklerini iddia edenlerde öyle…
Yıl içinde Mayıs 2018’den Nisan 2019’a…
Örneğin 21.05.18’de dolar 4,59 Euro ise 5,41…
Bugünkü rakamlar ne?
Beni takip ediyorsan bilirsin.
„Cari açığı anlamak için ülkeyi ekonomik bir birim olarak bir aileye benzetelim. Bir cetvel yapıp bir tarafına ailenin kasasına giren paraları, diğer tarafına da yapılan ödemeleri yazalım. Bir yılın sonunda duruma bakalım. Eğer giren para çıkandan fazla ise kasasında fazla para olur. Yani artar. Tersine giren para ödemelerden az ise ya hazırdan yersiniz ya da kasa açık verir. Ya hazırınız azalır ya da harcamalarınızın bir kısmını borçla yapmışsınız demektir. Borçlanırsınız, zaten borçlu iseniz borçlarınız artar.
Giren paranın gelir olarak kazanılan para mı yoksa malın mülkün satılmasından gelen para mı ya da kredi mi olduğu önemli değildir.
Ülke için de cari açığın anlamı budur. Cari açık varsa açık ve net olarak kazandığınızdan fazla harcıyorsunuz demektir. Hatta o kadar fazla ki, kazandığınızdan başka malınızı mülkünüzü satıyorsunuz yine yetmiyor ve borcunuz artıyor.
Cari açığın sürekli olması da borçların sürekli artması demektir. Borç ise henüz kazanılmamış gelirlerin harcanması demektir. Bugün kazandığınızdan daha fazla harcayıp borç yapmanız, yarın kazanacağınız parayı borca vereceksiniz demektir. Toplam borç stoku ise cari açıkta olduğu gibi bir yıl içinde verilen açık değil, bugüne kadar verilen açıkların toplamıdır.
Borçlarınızı hiç yemeden içmeden bütün gelirinizi borca yatırsanız, ne kadar zamanda ödeyebilirsiniz sorusuna verilecek yanıt önemlidir. Yemeden içmeden duramayacağınıza göre, her yıl ne kadar tasarruf yapmanız gerektiğini hesaplamak gerekir. Her yıl açık veriyorsanız bu hesabı yapmaya gerek yoktur. Çünkü zaten borcunuz azalmayacak, artacaktır.
İhracatın artmasından dolayı bayram yapanların ithalattaki artışı da göz önüne almaları gerekir. İthalatı ihracatından fazla olan, cari açığı gittikçe artan, borçları gittikçe büyüyen bir ülkede insanların ihracattaki artışla övünmeleri, dayak yiyen yaramaz çocuğun „acımadı ki, acımadı ki“ demesine benzer.“
Dolar, Euro yükseldikçe borcumuz katlanıyor!
Cari açık düşmüş…
Gözünüzün içine baka baka sikiyorlar sizi!
Dolar 5,90…
Beş doksan!
Allahsız zibidi, kendini gerçekten dünya lideri zannetti
12:02 / 11:02
Dolar 5,90
Euro 6,66
Çeyrek altın 419,99
Borsa 90467
Göt ya göt…
Ve kılları!
Avrupa’daki TÜRKIYELILERIN tuzu kuru arkadaşlar, onların tuzu kuru…
SEN…
Bak kendi derdine!
Soruyor hanım “Yoruluyorsun değil mi?”
Yorulmuyorum!!!
Ölüp ölüp diriliyorum…
19 sene, ON DOKUZ…
UTANIYORUM!
Kendime ettiğim küfrün hadi hesabi YOK
