Cumhuriyet savcılarına davet

İki yıl hapse mahkûm edildi nankör yaratık…
Atatürk’e hakaretten…
Suç ihbarıdır bu…
Hesap sorulmasını istiyorum…
“İki ayyaşın” hesabi sorulmalı!

Kendime ne soruyorum biliyor musunuz?

IŞID köpeklerini destekleyip, beslediğini artık sağır sultan duydu…
Paytak yakalanınca kıyametler koptu…
Dün akşam Tayyip büyükelçisi Alman dışişleri bakanlığına çağrıldı…
Belki hatırlarsınız…
Bizzat kendisiydi NATO’yu, dikkat…
Sınırlarımızı korumak için ülkeye > davet < eden, sanki Mehmetçiğin elleri armut topluyordu…
Böylelikle Alman ve roketleri ülkede kovuşlandı…
İyi de kardeşim…
Madem müttefikiz ki olabilir hani insan yardıma ihtiyaç duyabilir…
Geldiler…
Ülke topraklarında yabancı postallar…
Sağ olsunlar…
Şimdi tüm bu rezillik niye?
Ya sen nasıl bir kahpe, sen nasıl bir fırıldak…
Sen nasıl bir yaratıksın, kimsin, nesin sen?

Ve bu nasıl bir biat, bu nasıl bir körlük, sağırlıktır ki…
G.tünün kılları hala sana destek veriyorlar?
Bunlar nasıl insanlar?
Acaba senin gibi, sadece yaratık mi diye sormalıydım?

Gerçekten çok hoşuma giden bir proje

Parasızlıktan dolayı hiç aç kaldınız mi?
Gerçekten aç, kızıl aç?

Paris…
Sevginin ve sevgililerin, aşıkların kenti…
Öyle söylerler, gerçekten güzel bir kent…
Bir büyük şehir(!)

Cebimde kuruş kalmadığını bilirim…
Kuruş…
Ve yine b.k gibi para, deste deste…
Gün geldi cepte beş altı “lira” yani Euro, sigara mı alsam gül mü?

Aç kaldığımda oldu hayata, çok şükür tıka basa yediğimde…
Çocuğun, rahmetlinin kıçına bez çaldığım, meyveyi çok severdi özellikle portakal, mandalina…
Yoktu paramız, mandalina – portakal çaldığımı bilirim…
Kimden?
Annemlerden, alışverişe giderdim onlar için, bir – iki kalk gidelim yapardım…
Ona göre hırsızlık değil, gel birde bana sor!

Çobanın…
Kadın bir çoban, gözlerinden yaş akıyor anlatırken…
“Devlet ödeneği geciktirdi, bir kuzu kestim, çocuklar evde aç, evde ne ekmek vardı ne patates”

İnsanlar hem biyolojik, doğal ortam ve besin maddesi isterler…
Hem yolda sürü görünce sinir krizi geçirirler…
Zaman…
O kadar az ve dar ki. Çocuklar hayvanları televizyonlardan biliyorlar.

Kentsel yaşam…
Robotik bir hayat…
Stres…
Paris’te çobanlar birleşti…
Bir proje…
Şehir ortasında doğal yaşam, koyun – kuzu Paris sokaklarında, parklarda otluyorlar…
Görmeliydiniz çocukların yüzlerini, kuzuları sevmelerini…
Yetişkinlerde mutlu!

Gözünün önüne getir İstanbul betonunu…
Yeşil namına, doğa namına bir şey kalmadı, her yer beton, soğuk…
Rant, para…
Diğer kentlerimizin de İstanbul’dan farkı yok…
Doymadı o.ospu çocuklarının gözü…
Doymadı…
Hesler – mesler, dilden Allah düşmez ama Allah’ın yarattığına damla ne saygı ne sevgi var…
Doymadı o.ospu çocuklarının gözü…
Atanın toprağına bile göz diktiler!

Rezil köpek

Ya sen koskoca Türkiye Cumhuriyeti’nin başında olan birisisin…
İtsin, kopuksun, kahpesin AMA bu devletin başındasın…
Ya yakışır mi sana…
Ya ayıp nedir bilmez misin?

Almancası olmayanlar için…
Herhalde Benz ile Mercedes Benz’i kast ettiler…
BASF…
Müşterimdi, görseniz şehir içinde şehir, kimyevi ürünler üretiyor…
Hadi bunlardan geçtim…
Bir dönerci, ya bildiğin dönerci…
O da “garibim” her halde muhalif, Zübük’e göre FETÖ’cü…
BASF, Mercedes Benz gibi…
Ya vallahi billahi millet ağzını bıraktı…
Al aşağı edin bu p.zevengi…
Yeter vatan – millet mali sattığı, pazarladığı…
Bizi rezil ettiği!

Şuurunu kaybetti bu kahpe…
Azledin bunu, en yakın ağca asın gitsin…
Hak etti mi?
ETTI!!!

Kimsenin bir milletin izzetinefsiyle bu kadar oynamaya hakki yoktur.

Alooooooooooooooooooooooo, Ankara duyuyor musun beni?

Ya yok mu bir Allah’ın kulu, yok mu yüreği vatan – millet sevgisi dolu olan, yok mu?
Ya al aşağı edin bu zibidiyi, delirdi…
İyice delirdi, görmüyor musunuz zır deli!

oku

Hayal aleminde yaşıyor, hayal…
Birinci eldendir bu bilgi, şahsen tanıdığım bir insan…
Bu zibidiyle yüz yüze pazarlık etmiş bir insandan…
Deli ya deli, rezil etti!

Vay adi ayı vay

Ergenekon savcılığından sonra…
Şimdide FETÖ yargıcı…
Beş parmağında beş marifet…
Lennn, Tayyip sen neymişsin be!?

Hırbo…
David Copperfield’e beş basar!

Anıtkabir ve imar

Olmayan aklını başına topla eyyy Kasımpaşalı…
Sizlerde iti, köpeği ve g.t kılları, hele sen Gökçek…
Yürektendir sözlerim…
Gazi Mustafa Kemal Paşanın son istirahatgâh’ı olan Anıtkabirde…
Değil Ali Cengiz oyunu bir taşı yerinden oynat…
Bu ülkede kan gövdeyi götürür!

Kanlı mı olacak kansız mı sorusunun yanıtını o zaman alırsın!

Gel de kötü söz söyleme

Keşke…
Ama keşke zamanında…
Birileri de analarının A’sını revize etseydi…
Belki…
Ama sadece belki başka bir şeyler fırlardı dünyaya(!)

İçimde, tahmin bile edemeyeceğiniz derecede bir tiksinti var bu yaratıklara karşı…
İğrenmek, tiksinmek ta iliklerimden gelircesine.