Yorumsuz, YOLSUZLUK

Dondurma, makarna, at, eşek
14 Aralık 2019

Sevgili okurlarım, dünkü yazımda Türkiye Cumhuriyeti ile Sudan arasında imzalanan ticaret anlaşmasından söz etmiştim.
Önce kısa bir anımsatma yapayım!
Özellikle geçtiğimiz yaz aylarında ülkemizde yaşanan dondurma kıtlığından mutlaka haberiniz olmuştur! İnsanlar her tarafta dondurma kuyruğuna giriyor, ama yeterince bulunması mümkün olmuyordu.
Şimdi bu anlaşmada bir madde var.
Türkiye, Sudan’dan 500 ton dondurma ithal edecek!
★★★
Dahası var… Yine aynı anlaşma uyarınca Sudan bize 500 ton makarna, spagetti, makaroni, şehriye, lazanya, gnocchi (?), şehriye vesaire satacak.
Piyasadaki makarna kıtlığı da böylece giderilmiş olacak.
Söz konusu anlaşmada başka neler neler var!
30 bin ton yağlı tohum, 30 bin ton kara buğday, 7 bin ton kuş yemi, 3 bin ton tatlı limon, 2 bin ton üzüm, 3 bin ton hıyar, 5 bin ton muz, 10 bin ton yer fıstığı, 15 bin ton kavun falan filan…
Bir ton sarımsak. 7 bin ton lahana, karnabahar.
Öyle bir liste ki, saymakla bitmiyor.
Birileri bizimle dalga geçmiş.
★★★
Üstelik aynı anlaşma uyarınca Sudan’dan domuz eti de ithal edeceğiz.
İlgili listede söz konusu bölüm aynen şöyle:
“50 bin adet canlı büyükbaş hayvan.
2 bin ton büyükbaş hayvan eti.
2 bin ton koyun ve keçi eti.
500 ton at, eşek, katır ve bardo eti. Taze veya dondurulmuş.
500 ton sığır, domuz, koyun, keçi at, eşek veya bardoların sakatatı.
★★★
Demek ki, herkese “Müslümanlık” dersi veren bizimkiler, domuz sakatatı ithal etmeyi bile göze almış.
Ben bu işi hiç anlamadım.
Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu!
Müslüman mahallesinde salyangoz satmak!
★★★
Bardonun ne olduğunu bilmiyordum, dün internetten öğrendim:
Bardo: Erkek eşekle dişi atın çiftleşmesiyle meydana gelen ve çoğu kez kısır olan hayvan imiş.
Herhalde bu katırın sakatatından yapılan yemekler muhteşemdir!
Yoksa bizim uyanıklar bu işe para yatırır, aziz milletimiz yesin diye ithal edilmesine izin verirler miydi!
★★★
Sudan’la yapılan bu anlaşma sonrasında sofralarımızın iyice şenleneceği anlaşılıyor.
Önce domuz sakatatı ile bir çorba…
Sonrasında eşek etinden salçalı köfte…
Ardından Sudan makarnası…
Salatalar, meyveler ve sebzeler de Sudan’dan…
Eğer isterseniz, ardından güzel bir Sudan dondurması!
★★★
Bu ticaret anlaşması tam 799 sayfa. Kapsadığı bütün ürünleri burada tek tek yazmak mümkün değil.
2017 yılında Sudan’ın başkenti Hartum’da dönemin Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi ile Sudan Ticaret Bakanı Hatim Ali tarafından imzalanmış.
Sudan hükümeti herhalde onaylamış ki, anlaşma bizim onayımıza sunuluyor.
Anlaşma metni ve liste birkaç gün önce Meclis’e Cumhurbaşkanı Recep Bey tarafından gönderildi ve Bütçe Plan Komisyonunda kabul edildi.
Önümüzdeki günlerde Genel Kurul’da görüşülüp kabul edilecek ve Resmi Gazete’de yayınlanıp yürürlüğe girmiş olacak.
Ondan sonra gelsin katırlar, eşek etleri, domuz sakatatları vesaire…
Ve bunları bize hiç çaktırmadan afiyetle yedirecekler.
Üstüne bir de Sudan dondurması yiyince iş tamam olacak!
★★★
Sevgili okurlarım, bu ticaret ve ekonomik ortaklık anlaşmasının ardında başka bir dümen yattığı kanısındayım.
Sudan bir Afrika ülkesi.
Dünyanın en fakir Müslüman ülkelerinden biri.
İnsanları açlıktan kırılıyor.
Bu kadar tarım ve hayvancılık ürününü bulup bize veya herhangi bir ülkeye satması asla mümkün değil.
Ülkede resmen açlık çekiliyor, insanlar açlıktan ölüyor.
Darbeci Sudan hükümeti neyi satacak Türkiye’ye!
★★★
Olay şudur…
Sudan’ın Sevakin isimli bir adası var. Bizimkiler, Beşir isimli darbeci diktatöre kıyak olsun diye o adayı 99 yıllığına kiraladılar.
Orada askeri üs kuracaklar.
Kira koşullarının parasal boyutu ne yazık ki gizli. Hiç kimse bilmiyor.
Yüzlerce kalemden, yüzlerce tarım ve hayvancılık ürününden oluşan o anlaşma bence tamamen hikaye…
Sudan’ın tamamına el koysanız o kadar mal çıkmaz.
Yani bizimkiler kendilerince uyanıklık ettiler, ‘Al paranı, ver bize adayı. Biz de senden ithalat yapalım. Domuzunu, katırını, atını, eşeğini bile alırız‘ dediler.
Bakalım bu dandik anlaşma Meclis Genel Kurulunda görüşülürken neler olacak, önümüzdeki günlerde hep birlikte göreceğiz.
Sonuç şimdiden belli…
AKP-MHP oylarıyla ve beş dakkada Beşiktaş yöntemiyle kabul edilecek.
Koskoca Türkiye Cumhuriyeti darbeci diktatöre kıyak olsun diye böyle mi yönetilir Allah aşkına?

https://www.sozcu.com.tr/2019/yazarlar/emin-colasan/dondurma-makarna-at-esek-5508910/?utm_source=yazarlar&utm_campaign=diger_yazilar&utm_medium=diger

INAN, bak Libya’ya bak İran’a falan. Eğer olmasa uşak ki IŞID (biliyoruz, RUS teyit etti, batı var arkasında) OLMASA UŞAK, batı çoktan terörist ülke ilan etmişti

HATIRLA…
Yazmış, inanmıştım onlara…
Çok ciddiydi iddia, hani Tayyip savaş suçlusu…
Bundan birkaç sene önce tutuklanma ihtimali…
Ne oldu?
O zamanlar anlayamamıştım NEDEN savaş suçlusu olarak tutuklanmadığını…
Lahey adalet divani önüne çıkarılmadığını…
Sonunda…
Rus aydınlattı!

Bak DIKKAT ET

Merkez Bankası müdahale edemiyor piyasaya…
Devlet hazinesi HORTUMLANDI…
Bu çalkantıların, doların yükselişi, bırak günü…
Saate, saniyede nelere mâl oluyor biliyor musun ülkeye???

Sürdürülebilirlik…
Sonunda…
Geleceksiniz sözlerime!

Ne diyorsun ne istiyorsun gülüm demedim mi baba hindi(!)

Baba hindi gibi kabarmakla olmaz böyle şeyler, benzemez göt kılına hava atmaya…
Ne ister biliyor musun?
Hadi yazmayayım, adıyla sanıyla anmayayım…
Çok bozdum ağzımı, yakışmaz bana…
Erkeklere özgü hani sallanır bacak arasında iki tane…
HAH…
Ondan ister ONDAN…
Kafa ister kafa, öngörü…
Hangisi var pezevenk(ler)de?

ONLAR…
Sadece satmasını bilirler, sadece pazarlamasını!

15:03 / 13:03

Dolar 5,8533
Euro 6,5244
DIKKAT
Çeyrek altın 455,09
DIKKAT
Borsa 111254

Dedim sana kadın, sonunda…
Yiyecek Önder kurşunu…
Yolda kaldı…
Geride Kuvayı Milliye!

72 saat, yok bu başka bir 72 saat

EVETTT…
Yemin kutsaldır, O an insan…
Allah adına, Allah’ın huzurunda alırsa Onun ismini ağzına…
Kutsaldır, yalan, yanlış ne yemin edilir ne şahitlik…
Hadi…
Ne duruyorsun, yalansam, yanlışsam düzeltsene beni…
Bir anne, bir baba ne kadar değerli…
Tevazu…
Yakışır insana…
Sen mi verdin canı ki almaya cüret edeceksin?

Bu yüzden Tanrı huzurunda edilen yemin…
Kâğıttan, kâğıt üzerinde yapılan “anlaşma, sözleşmeden” değerlidir…
Ebedidir…
O tapu sözdür, insan evladının insan evladına verdiği sözdür!

Geçmiş zaman…
İnsan…
Orta çağda, ölüm hak miras helal ama…
İnsan gerçekten köşeyi döndüyse, teslim ettiyse ruhu…
Ki…
Vampir, hortlak ve benzeri “hikayelerin” temelinde bu gerçek yatar…
Defin merasimi, Hristiyan alemi.

Anlatacaklarım…
Gerçek, bilimsel temellere dayanan olaylar…
Ve insan…
Bire bir katar!

Gözlem…
İnsan gelişmesinin en temel dayanağı, hala öyle hala…
Dün mesela, hatırla ne yapmazdı bu çeyrek boşuna…
Bir harf bile yayınlamazdı, kendini övmek, bilgisizliği ile göze girmek değildi gayreti…
30 sorudan 29’u doğru, “aman ne başarı”

Öğrenmeyi öğrenmek, öğrenmeyi bilmek kadar kimi temel teknikleri de bilmeli insan ki…
Örtbas etsin bilgisizliğini…
Dedim size, söz verdim öğreteceğim diye…
Bilmiyorsan bir sorunun cevabını…
ELE…
Eleye eleye yaklaş gerçeğe!

Bir bilgi, pekişir bir diğeri ile…
Yeter ki sen bildiğini kullan, düşün, düşünmek gelişmenin temeli ise…
Gözlem bir diğeri.

Tabii O zamanlar tıp bir hoş…
Biliyor musunuz, çok…
Çok insan gömüldü canlı canlı mezara…
Mezarlardan yükselen sesler, iniltiler…
Diri diri gömülenler!

Peki nasıl olur bu, insan ölmüş gibi nefes almaz, kalbi atmaz olur mu?

EVET…
Bu bir gerçek tıbben kanıtlanmış bir gerçek, “kısa süreli” organik her türlü faaliyetin durması değil…
Dursa ölecek…
Yavaşlaması, örneğin ayı…
Kış uykusu, tabii insanlar öldü diye gömülüyordu!

Ve kilise…
O zamanlar tek otorite bir fetva çıkardı…
Tedbirden…
Bekleteceksin “öleni”
72 saat beklemeden gömemezsin cesedi!

Bu yüzden Hristiyanlar “geç gömer” ölmüşlerini…
Önder…
Bilmek, düşünmek bile istemez coğrafyamızın aceleciliğini, “öğleye” müteakiben defni!

Tabii zaman değişti, tip gelişti…
Düşün…
Mezarlardan yükselen iniltileri!

O kadar çok birbirimizden öğrenebileceğimiz şeyler var ki halbuki!