Ekonominin çarkları, vahşi kapitalizm, küreselleşme, kazanan ve kaybedenler

Benim için cimri derler…
Ya hakkımda neler neler demiyorlar ki?
Söyleyenler…
Sevdiklerim, bana ait olanlar(!?)

Bana ait görünen ama beni tanımayalar…
Hani…
Kuş yuvada gördüğünü yapar ya o misal…
Bunun nedenlerini değişik vesilelerle anlattığım için tekrarlamak istemiyorum AMA bugüne kadar galiba bu yönlerini hiç yazmadım.

Hafızam, berbat…
Kazadan sonra başlattım bu uygulamayı…
İzine gideceğim yazarım yola kaç parayla çıktım, harcadıklarımı yazarım izinde. Şu kadar şuraya, şu kadar buraya. Döndüğümde BILIRIM ne yaptığımı!

Dalga geçerlerdi benimle…
Hele Türkiye’de. Artık, en azından gerçekten benim olanlarda aynısını yapıyor.
Yine…
Serbest meslek çalışıyor ya bizimkiler, benim elim ekmek tutmaz oldu…
Yıllar öncesi bir uygulamaya başladım, çok büyük tepki verdiler…
Artık…
Kendiliğinden yapıyorlar!

Ay başı dediğin ha bire geliyor…
Kira…
Böl kiranı ayda çalışılan günlere, yani NAKIT para kazandığın günlere…
Örneğin 20 Euro…
Koy her gün DÜZENLI kenara, ay sonu mu gelmiş, kira mı ödenecekmiş…
SANA NE?
YEMINLE o kadar rahat oluyor ki, dene bak göreceksin…
Geldiği oluyor gelmediği, mali disiplin herkesin harcı değil, DENE!

Ekonomist değilim…
Buna rağmen kulak ver sözlerime…
Çünkü bir zamanlar çarkın bir dişlisiydim bir, ikincisi neden bahis ettiğimin farkındayım. Gir bak arşivlerime, göreceksin hep uyardım, salt basit, insani mantık, kazanacak, üreteceksin ki harcayasın…
Borç…
Yiğidin kamçısı değildir, çöküşünün ilk adımıdır. İyi günleri beklemez borç…
Borç yiyen kesesinden de yemez, geleceğinden yer, rahatından, esenliğinden…
Ayağını…
Yorganına göre uzat kardeşim, yorganına göre uzat. Müsrif avrat, hayırsız evlat…
Sen…
İstediğini yap, sen ne yaparsan yap…
Baş edemezsin.

Bir sonbahar gecesi…
Kışa girildi, girilecek. O sene soğuklar, ayaz erken başlamıştı. Bahçede, zifiri karanlıkta iki kişi…
Ellerinde kazma, kürek…
Harıl harıl toprağı kazıyorlar. KITAPLARI GÖMECEKLER…
EVET, iki KADIN kitap gömüyordu. KORKUDAN!

Rahmetli Çakır Emine, babaannem ve annemdi O iki kadın…
Behice Boran kimdir bilir misiniz?
Amcam diyeceğim ölmüş insana diyemiyorum, af edemiyorum kendisini…
Behice Boran Hanımefendinin öğrencisiydi, koyu bir komünist. Anneme Rus yazarlar sevgisini aşılayan insandır Mehmet. Valideden…
Bana geçti. Yine yazarım, hatırlı okuyucularım belki hatırlayacaktır Atilla amcayı…
Kürt salatası, sumaklı…
😊
Bir zamanlar kapalı çarşıda dükkân sahibiydi, oralarda tanışmış bu adamlarla…
Zaten kendisi Güneydoğuda önemli aşiret mensuplarından biriymiş…
AMA senden benden MILLIYETCIYDI…
Vatan ve millet onun için bölünmez bir bütündü, bayrak ise BIR…
Büyük dayımın bir zamanlar en samimi arkadaşlarından biriydi, yollar ayrıldı, Atilla amca dine döndü, koyu bir AKP’li, dayım eski Mithat…
Rahmetli babam gibi, bir bon vivant…
Zevk-ü sefa, vur patlasın, çal oynasın. Karı – kız, içki, kumar gırla…
😊
UTANILACAK bir şey değil, bir yaşam tarzı.
>>> Ne biri ne öteki bu hayatlarından dolayı ailelerini ihmal etti <<<

İlk defa Mafya ile tanışmam, tanışmamız Atilla amca sayesinde olmuştur…
Şile, kum babada. Çocukluğumun en azından yazların geçtiği yer. Gidip ziyaret edeceğim kendisini, bir elini öpeyim. Hasret giderelim. Kısmetse…
Bir dahaki gidişimde. Evet…
Para…
Kazanma yöntemleri, kimi emekle, kimi zorbalıkla, kimi sömürerek…
Ekonominin değişik dişlilerinden sadece birkaçı.

Coğrafyamız…
İnsanları başta olmak üzere ekonomik ve siyasi düzen…
Yüce İslam ve algılanışı, CEHALET kardeşim sonsuz, dipsiz bir kuyu misali cehalet ile…
Biat ve boyun eğme, dalkavukluk…
Dünden bugünlere, kimi istinsahlar dışında bu insanları yönetmeye soyunanlar…
Benciller…
Düşüncesiz egoistler, hırsızlar.

İnanma lütfen inanma…
Hatun gibi kimisi, gözün gördüğüne inanma…
Boya, badana…
Sürer bu varlıkla oralarına, buralarına seni yanıltılırlar…
Kimisi sütçü beygiri misali sürekli tımar eder kendini, hatunun hası sabah uyanınca beli eder kendini!

Etmemiştir kendini tımar, yoktur yüzünde boaya, badana…
Haybeye parlamaz yani…
Güzelse ki sadece dıştan değil iççide güzelse kardeşim belli eder kendini, belli!

Bunun gibi siyasete soyunan birisi…
Siyaseten, ideolojik ve tabii ekonomik, gümüz de ekolojik bir çizgisi “vardır”…
Tırnak içinde yazdım vardır’ı, çünkü çoğu Zübük’ün bizzat-i kendisi.
Bak ne diyor Profesör Erdal Yalçın, Almanya’nın Konstanz kenti yüksek okulunda (HTWG) öğretim görevlisi:

“7,4’lük büyüme çoğunlukla iç tüketimden kaynaklanma. Devletin büyük projeleri, şirketlerin ve özel şahısların yaptığı yatırım ve / veya harcamalar kredi ile yani borçlanarak oluşmakta. Böylelikle Türk Lirası sürekli değer kaybetmekte. Merkez Bankası enflasyon oranını yüzde beş olarak hesaplarken, real yani gerçek enflasyon yüzde 11 civarında. Yani iki katı…
Bu durum karşısında Merkez Bankası durumu teraziye oturtmak, Türk Lirasındaki değer kaybını önlemek için FAIZLERI YÜKSELTMEK DURUMUNDA…
Çünkü ülkenin ithal – ihracat dengesi altüst olmuş durumda. Üretilenden ve satılından çok ithal edilen yani ihracat, ithalat karşısında çok düşük. Türkiye dıştan gelecek yatırıma ihtiyaç duymakta (benim yorumum; hep yazarım SICAK PARA, TRUMP ve kılıç dansından sonra zaten Suudilerle papaz olan durum karşısında, Katar ve Kuveyt’in para musluklarını kesmesi PEZEVENGI zora soktu) çünkü başka türlü >>> tüketime dayanan <<< bu düzen ayakta tutulamaz. Zaman ayarlı bir bombadır bu.
Ancak Erdoğan Merkez Bankası üzerinde baskı oluşturmakta (lütfen bu konuda geçenlerde yazdıklarımı da hatırlayınız. Her puan faiz yükselişi borç miktarını artırmakta ve Profesörün dedikleri yazdıklarımı teyit eder durumda) .
BU YÜZDEN SEÇMENLERIN BIR KISMINDA ERDOGANIN ÇAGRISI KARŞILIK BULMAKTADIR…
KENDILERI BORÇ BATAGINDA…
Ancak…
Bu sinyalleri vermekle yatırımcının güvenini kaybetti. Ülke şirketlerinin büyük bir bölümü döviz karşılığında borçlandığı için iflas etme eşiğinde.
Kredilendirme kuruluşları bu durumu değerlendirmektedir. Erdoğan, her zaman yaptığı gibi suçu başkalarında aramaktadır. ANCAK, çok ciddi şekilde güven yitirmiştir.”

Kaynakça:
https://www.msn.com/de-de/finanzen/top-stories/tickende-zeitbombe-erdogan-und-die-zinsen/ar-AAxna2L?MSCC=1526621683&ocid=spartanntp#page=1

Ülkemiz…
Hep böyleydi, coğrafyamız…
Batı…
Ama özellikle halkı kendine geldi, kendini ezdirmemeye başladı. Kültürel…
Her yönden kültürel büyük adımlar attı, bu atılan her adim doğru muydu?
Tabii ki değil, insanlar kısmen yanlıştan döndü AMA hangi çağda yaşarsak yaşayalım…
Sadece insanız ve yanılırız. Paranoyak despotları kendi oylarımızla çıkarırız başımıza…
Ki…
Sıçsınlar başımızdan aşağıya…
Sikiyorlar ya resmen enayi sikiyorlar, bir taraftan korku, öte taraftan tövbeler tövbesi Allah – lillahla.

Neyse…
Dedim ya önce VATAN…
Bundan sonrasını OKU VE ANLA…

Soner Beye çok kızdım, hiç beklemezdim kendisinden böyle bir cümle…
“Yahudiler bunu hep yapıyormuş” böyle veya buna benzerdi sözleri…
Soner Beyyy, üstadım…
İnsanız insan, sanki Yahudiler yapıyor da biz(ler) yapmıyoruz!???

YOKKK…
Kesinlikle değil, bak çok büyük yemin edeceğim, BENIM ICIN EN BÜYÜK YEMIN…
Beni tanıyanlar bilir…
Eğer ölmüşlerimiz üzerine yemin edersem, bundan ÖTESI YOKTUR BENIM IÇIN!!!

Sevdam ve sarı pipim üzerine yemin ederim ki…
Ne Musevilik ne Yahudi’yi savunuyorum, İsrailliyi…
Yeri gelir Arap’ı savunurum yeri gelir Filistinliyi veya başka bir şeyi, toplumu. Yeri gelir savunduğumu yerden yere vururum. Tüm bu yazdıklarım ve daha yazacaklarım sadece Soner Beye çok içerlediğim içindir, sözlerim…
Yazımın asıl amacıyla ilgisi yok yani AMA maden tepem attı…
Bari…
Soner Bey bunları bana yazdırıyor, bari iki konu arasında bağlantıyı kurup öyle devam edeyim sözlerime!

NOKTA, kocaman bir NOKTA

Bir milyar dolar…
Bademler için çerez parası olabilir, çoğu devlet, toplum için büyük paradır…
UNUTMA…
Evet, ülkemiz bir zamanlar “bir milyara” muhtaç durumdaydı AMA kimsenin aklına PEZEVENGIN, KARIYI peşkeş çektiği gibi vatan – millet malını satmak gelmedi!

Bak…
Satacak, pazarlayacak bir şey kalmayınca dilenci gibi dolaşıyor ortalıkta…
Aloooo…
Bana bakin arkadaşlar, karılarınızın, kızlarınızın bilmem nesi var(!)
Onları pazara çıkarın, alıştınız nasılsa satmaya…

Haklısınız, para etmez. Ben olsam bende para vermem bunlara!

Yazarlar, gazeteciler çokça söz ettiler…
Israil ve bilim, Israil ve teknoloji, Israil ve tarım – tohum…
Israil ve silah sanayisi, ben…
Israil ve yazılım, güvenlik!

Cannabis nedir bilir misiniz?
Kenevir…
Benim son kalem, son sığınağım olacak bir gün…
İki adim kaldı, kullandığımın bir üstü, dozajı sonrasında Kenevir(!)

Bir milyarı anlatmadan önce Israil oğul ve kızlarının takdir ettiğim bir şeyini anlatayım sizlere…
İsraillileri neden takdir ederim bilir misiniz?
Birincisi insanlar gerçekten dindar ve aralarında inanılmaz bir birlik var!

Arap’a nasıl kızıyorsam ondan fazla Türk’e…
Birlik YOK, Türkiyeliye…
Bilinç ve bilgi YOK diye…
Bir rivayete göre Atatürk’e sormuşlar zamanında…
“Paşam sizce dünyada en zor şey nedir?”
“Türk milletini harekete geçirmektir” diye cevap vermiş ve devam etmiş…
“Ancak bir kez harekete geçti mi onun önüne geçmek, durdurmak imkânsızdır” demiş(!?)

VE en önemli sözlerinden biridir bence ki Atatürk’e bahşedilen o kadar söz vardır ki…
Bir gün BILIM bunu ele alıp nerede, ne zaman söylendi, hangi bağlamda söylendi koymalıdır ortaya…
Ben bulamadım, belki vardır ama ben bulamadım.

“Eğer bir gün benim sözlerim bilime ters düşerse, bilimi seçin”

Sovyetler Birliğinden model alınmış…
VE İsraillilerin kendine göre yorumladığı bir “organizmadır” Kibutz. Sovyetlerin Kolhoz’u…
Kolektif yani ortaklaşa bir tarım projesi, işletme şekli…
Sosyalizm ve siyonizmi pratik bir şekilde bir araya getiren kibbutizm İsrail’e mahsus bir deney olup tarihte gelmiş geçmiş en büyük ortaklaşa toplum hareketlerinden biridir.

Arapların gözünde bir çıbandır, hani “din kardeşlerimizin”, kocaman bir çıban…
İki genç girişimci…
ÖNCELERI…
Keneviri bilimsel inceleyerek ki bilmelisin çok önemli…
Dünya çapında psiko – somatik tedavilerde bu MERETIN kullanımı artmakta…
Kenevirin yeni bir tohum cinsini geliştirdi, yetiştirirken ve sonradan oluşan tüm olumsuzlukları elimine ettiler. Ekmeye başladılar, daha nispeten yeni…
Yılda bir milyar dolar ciro yapmayı hedefliyorlar ki hesap – kitap bu hedefi aşacaklarını gösteriyor.

Bak kardeşim sadece bu örnekten çıkarman gereken derslerden biri…
Bir elin nesi var iki elin sesi var özdeyişinin teyidi…
Ve iki kişi ya iki kişi onlarca kişiye ekmek kapısı açtılar, milyonlara…
Benim gibi insanlara günü daha ağrısız, sızısız yaşama imkânı açtılar…
Hiç unutamıyorum O psikoloğun sözlerini, yok bu bir başkası, hastanede:

“Başkaları uyuşturucuyu kullanıyor hayattan soyutlanmak için, sen kullanıyorsun hayata bağlanmak için”

Çok doğu, tahmin bile edemesiniz kadının doğruluğunu, haklılığını…
Ekonominin…
Kimi zaman dürüst olmayan ama başka çare kalmayınca başvurulan, O meşhur çarkın dişlilerine bakmadan önce bir konuya daha değinmem lazım ki ne demek, sözü nereye getirmeye çalıştığımı anlayasınız.

Şöyle bir Iran, Irak, Kuveyt, Katar, Suudi Arabistana uzanalım…
Oradan bir Yemen’e, ah Yemen ah…
Uzanalım, Çin’e(!)


dinle

Huş, Muş, Yemen…
Ne fark eder yüreğe dokunduktan sonra, söyle…
Allah akıl vermiş fikir vermiş AMA fikrin önüne bilgiyi koymuş!

Ekonominin…
Kimi zaman dürüst olmayan ama başka çare kalmayınca başvurulan, O meşhur çarkın dişlilerine bakmadan önce bir konuya daha değinmem lazım ki ne demek, sözü nereye getirmeye çalıştığımı anlayasınız.

Güç…
Boşluk kabul etmeyeceği gibi gücün “bir” meşakkatli tarafı vardır ki herkes bunu dikkate almaz…
Güç…
Süreklilik isteyen, güç kendini sürekli zamana uydurmak zorunda olan, güç doğru kullanıldığında bet ve bereket getirebileceği gibi yanlış ellerde sefalete yol açan bir olgudur…
Geç gelen adalet gibi hükmü, kadri – kıymeti yoktur güç denetlenmeyince, DENETLENEMEYINCE!

Bak 21. Yüzyılda yaşıyoruz değil mi?
Enerji…
Atom çağı, Internet erişim ve bilgi çağı…
ULAN…
Hala 18. Yüzyılda icat edilen prensiplere göre yaşıyoruz(!)

Buhar makinesi ve prensipleri, güç, enerji üretmek için…
Dinamo, hareket enerjisini bobin ve mıknatıs sayesinde enerjiye çevrilmesi…

Hayatin dinamikleri…
“İşleyen demir paslanmaz” demez mi atalar?
HAREKET…
Ama doğrusu ama dürüstü ama faydalısı, yararlısı!


Değerli yalnızlık, komşularla sıfır sorun politikası, stratejik derinlik(!!!)
Kasımpaşa ayısı!

Bak güzel kardeşim sözlerime inanmıyorsan otur oku!
Tek yönlü beslenme, oku değişik kaynaklardan ve öğren gerçeği. Arşivlerim meydanda, yazmışımdır defalarca. Türkiye…
Bir zamanlar kendi kendine yetecek dünyada 7 ülkeden biriydi…
ALLAH…
Ulan Allah her şeyi vermiş, her şeyi her şeyi…
Daha ne yapsın?
Ülken her ne kadar ekonomik zorluklarla boğuştuysa da en azından Türk Silahlı Kuvvetleri sayesinde coğrafyasında, bölgesinde bir güçtü!
Nokta ya NOKTA!!!

Ben…
Bir çeyrek miyim? Çeyreğim…
Oldum olası ama özellikle kazadan sonra çünkü çocukluğumdan beri ben böyle yetiştim…
ÖZÜMSEDIM bu düşünce tarzını, özümsedim, ÖZÜM…
Her konuda bağımsızlık, özellikle ekonomik ve güvenlik yönlerinden…
Almanya’da mı yaşıyorum? EVET, burası devlet mi? DEVLET…
Güvenliğim tehdit altında olduğunda GÜVENEBILECEGIM polisi, savcısı, mahkemesi…
ADALETI var mı? VAR ulan, VAR…
Başım derde girdi mi, sırtımı yaslayabileceğim ailem var mı? Var AMA birde ALMAN DEVLETI VAR…
Buna rağmen silahla, onla bunla uğraşıyor muyum? EVET…
NEDEN???

Ben bir Atatürk milliyetçisiyim…
Bağımsızlık benim özüm…
Kül fakiri mi bildin beni?
Neden HER ŞEYI KENDIM YAPIYOR, YAPMAYA ÇALIŞIYORUM?
Genelde insan ama özelde illa erkek, ilke sahibi olacak!
Bu ilkeler çerçevesinde yaşayacak, YAŞATACAK!

Hiç kendine sordun mu…
Suudilerin, Yemen’le ne derdi var…
Neden Suudiler ile Iran papaz?
IRAN…
Ve devrim muhafızları…
Iran – Suriye ilişkileri, Iran – Irak savaşı ve Suriye’nin, dünyanın tutumu, tavrı…
ULAN Hamas, Israil – Filistin meselesi, ikili…
Suriye – IRAN – Israil üçlüsü ve Irak, PKK – Israil ilişkisi, DIN ulan DIN, mezhep çelişkisi…
Kim kurcalıyor, kim bizi birbirimize düşürüyor, kim nelerden nasıl faydalanıyor hiçe merak edip araştırdın, okudun, kafa yordun mu???

Yılların, onlarca yılın hazırlığı…
EVET, ABD çökecek. Belki Trump sonunu getirecek…
O profesöre göre süre zaten tamam, az kaldı tamamlanacak…
Ben keyfimden mi Think – Tank’leri tanıtım size?
Bu orospu çocukları…
Yırtık dondan şeyin çıktığı gibi mi çıktı sanıyorsunuz durup dururken meydana?

Ya Arap baharı, yeşil kuşak ve dinciler…
Siyasal İslam durup dururken mi hortladı?
Kim kaşıyor bu yarayı, yaraları?
Çin…
Komünist bir ülke, Marxist – Leninist değil…
Mao’cu ama Mao’nun özünde Stalin ilkeleri yatıyor. Kendilerine göre uyarladı. Nasıl dünyanın önde gelen ekonomilerinden biri oldu?

Her yönetim şeklinin siyaseten olduğu kadar ekonomikte bir çizgisi vardır…
Gücün yani madalyonun bir yüzünü bu ikili oluşturuyorsa diğeri yüzünü…
Ki günümüze özgü değildir bu…
Teknoloji ve askeri güç oluşturur. Bu dörtlü, tümü birden bir toplumun, devletin, bireyin gücünü oluşturur.

Yoksa siz küreselleşme deyince bugünleri mi düşünüyorsunuz?
Ticari, yani ekonomik ve askeri olarak insan yerleşik düzene geçip “görev paylaşımına” geçtiğinden beri insanoğlu ürettiğini oradan buraya, buralardan şuralara taşır ve pazarlamaya çalışır. Küreselleşmenin ilk adımlarıdır bunlar, keza…
“KEDI”
Ulaşamadığı ciğere mırnav demez, kaba kuvvet, teknolojik ve / veya ekonomik baskılarla sahip olur olmak istediğine. Ne zamandan beri?
İnsan, insan olduğundan beri!

Diyorum ya iman sahibi insan Allah’ın tüm kelamlarıyla ilgilenmeli…
Tevrat veya İncil toplumsal ve bireysel ahlak, kurallar bütünü, PAYLAŞMAYI toplumun çekirdeği sayılan birey ve aile düzeni üzerinden yine insan olana anlatmaya, tanıtmaya, ikna etmeye çalışırken…
İslam…
Oldum olası öncellikle bir siyasi birlikteliktir. Ortak siyasi menfaatler doğrultusunda bir araya gelenler
Manzumesi. Zamanında Yahudiler, Peygamber Efendimizle birlikteliği önceleri vaat etmelerine karşın sonradan onu yarı yolda bıraktılar.

Bu…
O günlerden bugünlere kin gütmenin mazereti olabilir mi?
Evet, yüce dinimiz başından beri siyasal bir çizgi. Yazmışımdır evvelsi…
Suçlama kelimesini Peygamber Efendimize karşı kullanmak istemiyorum, sitem diyelim…
Sitem ederim Efendimize!

Sözleri gereğinden fazla uzattım, anlatmak, dile getirmek istemediklerimi yazdım…
Neyse saadete gelelim…
Bademler sayesinde coğrafyamızda oluşan güç vakumunu Iran doldurdu…
Vakum, yani hava demiş olalım, gazın, baskının olmadığı yere kendi havasını estirdi, Tayyipistan arka plana itildi…
Ve yine Iran ve yönetimi GÖTÜN başaramadığını başardı…
Kılları, bu gerçeği bilmese, bilse bile anlamak istemese de durum aynen böyle…
Önceleri…
Recep Tayyip Kahpedoğan İslam âleminin beğenisini, takdirini ve en önemlisi güvenini kazanmış olmasına rağmen, bize göre çok uzun ve zor geçen bir süre sonra gerçekleri görmeye başladı. El alem görüyor “bizim hayvanlar” görmüyor ne hikmetse?

Evet, Müslümanların hamisi görünümünde olanın…
Sahte pehlivanlarda olduğu gibi nefesi kesildi…
Iran, mezhebini yani Șiilîgi (2011 sayımlarına göre % 99,4 Müslüman bunlardan % 89 ile % 95’i Șii) öne çıkarmayarak SADECE Müslümanın, Müslümanlığın hamiliğine büründü ve başarılı oldu…
En önemli stratejik hatalarından biridir bu…
Hep demişimdir, hep…
KIMSE…
İlelebet kendini, niyetini, gerçekleri saklayamaz. Geçekler eninde sonunda meydana çıkar!

Coğrafyamızdaki genel görünüm ve ekonomik – askeri güç dağılımı

Milat olarak kabullenebileceğimiz bu görüntüler ile Trump yönetimindeki ABD niyetini ortaya koydu ama kimse pek anlamadı bu görüntülerin ne demek olduğunu. Sözde…
Sağlanan silah anlaşmasının kutlaması AMA geleneksel Suudi savaş dansıymış bu ve ardında yatanlar, perde arkası daha yeni yeni anlaşılır oldu. Bu görüntüler 21.05.2017 yılında kayıt edilmiştir.


izle

Suriye:
Siyaseten, Suriye, Rusya ve Iran üçlüsü…
Ekonomik görünümü Rusya ve Iran ambargolar ve kendi iç meseleleriyle uğraşmaktan “ancak kendilerini ayakta tutmakta”. Suriye, malumunuz savaş ortamında.

Rusya veya Irandan “izin” veya icazet almadan ne siyaseten ne ekonomik bir adim atmanız pek mümkün görünmüyor. Dün haberlerden geçti ABD – Çin ticaret savaşı şimdilik bertaraf edildi AMA (…)
Çin’in “ipek yolu” projesi ortada dururken…
Ortadoğu’da pek öyle Çin’i hesaba katmadan bir şeyler yapabilecekmişsiniz gibi görünmüyor. Ki…
Çin konusuna ayriyeten değineceğim.
Suudi Arabistan’da 2015 yılında kansız bir şekilde gerçeklesen yönetim değişimi ve etkilerini daha sonraki satırlarda değerlendireceğim. Israil konusuna şimdilik hiç girmiyorum. Mısır…
Ki tarihi ve coğrafi etkisiyle Israil, Suriye, Filistin ve Iran bağlamında değerlendirilmelidir.
SONRA

Katar ve Kuveyt meselesi:
DIKKAT…
Hatırlarsanız Recep’im civanım, yağız delikanlım, dünya lideri…
Haziran 2017’de Katar’a “askeri destek” koruma sağladı…
Hani…
Arap Emirliklerinin bir tarafı kalkmıştı ya…
Çok bir zaman geçmedi aradan, sihirli bir el vasıtasıyla can, ciğer kuzu sarması olan bu iki…
Para babası, Tayyip’e olan maddi desteği kesti(!)
Tayyipistanin en önemli ekonomik gelir kaynağı. Sıcak parada diyorlar buna.

Yunan – Israil iş birliği dikkat çekici. 2016 yılında başlayan Yunan, Israil ve Kıbrıs petrol ve gaz arama işbirliğinin değerlendirmesini de sonraya bırakalım. Çünkü bunların tümünü bir arada değerlendirmenin faydaları var.

Bölgemizde ihtilaflar:
Israil ve aslında, en azından görünen kısmıyla tüm Arap coğrafyası. Ve tersi…
Iran, Israil çekişmesi ki Iran kendini aslında Arap’tan saymıyor…
Iran – Suudi Arabistan güç VE liderlik çekişmesi…
Suriye – Israil “geleneksel” düşmanlığı…
Bu bağlamda dikkat çekici olan İran’ın bölgeye bakışı ve “düşman” algısı…
Coğrafi tehdit olarak Israil’i görürken ki bu görüşü ile aslında tüm Arap dünyasının sözcülüğünü yapıyor sanki, küresel anlamda ABD’yi birincil tehdit olarak algılaması.

Kimin eli kimin cebinde?
Vekalet savaşları efendim, çağımız vekalet savaşları çağı…
Şöyle bir genel görünüm çizmiş olalım…
Orospunun dölü bilindiği üzere Hamas’ı terörist örgüt olarak görmüyor…

Hamas:
Siyasi çizgisi, siyasal dinci…
Katar başta olmak üzere, Iran, Suriye. Kısmen Mısır finansörlüğünü üstlenmekte.

El Fatah:
Siyasi çizgisi, görünümde “özgür ve bağımsız bir Filistin’dir” meselesi. ANCAK…
Özellikle bu örgüte çok dikkat etmeli, dinci kanadı, siyasal dinciler önemsenecek derecede bir ağırlığa sahipler.
Abbas bir kukla görevinden öteye gidemiyor. Etkisi yok denilebilecek kadar az. Hamas lideri telefonlarına bile çıkmıyormuş. Bu örgütün finansörlüğünü Katar ve Iran üstlenmiş durumda. Bu ikilinin arasında bu konuda ciddi bir rekabet var. MESELE…
Nüfuz meselesi!

Müslüman kardeşler:
Özellikle Mısır’da etkili olan AMA tüm Ortadoğu, Afrika ve ne yazık ki Türkiye Cumhuriyeti’nde bile
etkili olan bir oluşum, bir örgütlenme. Siyasi çizgisi adından da belli olabileceği gibi siyasal İslam. Taraftarı yoğun olan bir örgüt. Recep Tayyip Kahpedoğanın yakın ilişkide olduğu bir teşekkül.

Taliban ve bu örgütten oluşan, çıkan yan ve alt guruplar:
Kendisi Afganistan’dan coğrafyamıza kadar yayıldı. Kendi içinden çıkan guruplar açısından önemli. Kendi başına, “müstakil” örgütlenmeler gibi görünseler de El – Kaide, El – Nusra, El – Aksa gibi oluşumlar ideolojik açıdan >>> aynı bokun soyu <<< Hizbullah:
Yine siyasal İslam’ı ilke edinmiş ama oluşum, organizasyon ve tehdit gurubu olarak farklı değerlendirilmesi gereken bir örgüt.

Lübnan Hizbullahı*:
Lübnan’da “devlet içinde devlet” olarak kabul edilen, ülke yönetiminde belirleyici olan Lübnan Hizbullahı, 1982’de Şii nüfusun yoğun olduğu güney Lübnan da İsrail işgaline son vermek amacıyla kuruldu. “Allah’ın Partisi” anlamına gelen Şiî inancına sahip örgütün şu anki lideri Seyid Hasan Nasrallah. Suriye’deki çatışmaların da başat güçlerinden. Güney Lübnan’da İsrail’e karşı verdiği mücadeleyle tanınan Hizbullah’ın binlerce savaşçısı Suriye’de aktif olarak rejimin yanında savaşıyor. Özellikle Suriye’nin Lübnan sınırındaki kentlerinin cihatçıların eline geçmemesi için verdiği mücadeleyle ön plana çıktı.

Haşdi Şabi*:
Halk Seferberlik Güçleri (PMF) adı da verilen Şii gönüllülerden oluşan milis örgütlenmesi. IŞİD’in Haziran 2014’te Musul’u ele geçirmesinin akabinde Enbar ve Tikrit’te de kontrolü sağlamasının ardından Şii dini otorite Ayetullah Ali es-Sistani’nin çağrısı üzerine kuruldu. İran’a yakınlığıyla bilinen Haşdi Şabi milislerinin sayısıyla ilgili resmi bir veri yok. Ancak bu örgütlenme altında yaklaşık 20-30 bin civarında milis olduğu belirtilirken, İran’ın Haşdi Şabi’ye maddi, askeri, istihbarat ve operasyon yapabilme gibi konularda destek vererek bu yapı üzerinde kontrol sağladığı biliniyor. Haşdi Şabi çatısı altındaki başlıca milis güçleri ise şu şekilde: Bedir Tugayı, Ketaib Hizbullah, Asaib Ehlulhak, Ketaib İmam Ali, Ketaib Seyidu’ş-Şuheda, Seraya el-Horasani, Ensar el-Merceiyye Tugayları, Ali Ekber Tugayları, Firkatu’l Abbas el-Kitaliyye, Seraya Aşura, Seraya Ensar el-Akide, Seraya el-Cihad, Feylak el-Karrar, El-Muntazar Tugayları.

Peşmerge*:
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin silahlı gücüne verilen isim Peşmerge. Irak Kürtlerinin resmi ordusu. Irak ordusuyla birlikte Musul operasyonunu yürüten iki ana bileşenden birisi.

PKK:
Belki yüzyılımızın en profesyonel ve siyasi fahişlerinden biri. Kimin altından kalkıp, AKABINDE kimin altına yatacağı belli olmayan bir organizasyon. Çatısı altında birçok alt guruplar barındırmaktadır. Bunlarin en bilinenleri…
– PYD/YPG*
Demokratik Birlik Partisi (PYD) ve Halk Savunma Güçleri (YPG) Suriye’deki Kürtlerin en büyük siyasi yapılanması. Salih Müslim’in başkanlığını yaptığı PYD, Suriye’nin kuzeyinde üç ayrı kantonda temmuz 2012 tarihinde özerklik ilan etti. YPG bünyesindeki birçok yapılanmayla birlikte PYD’nin silahlı gücünü oluşturuyor. YPG, binlerce silahlı savaşçıya sahip. PYD, Irak sınırından Fırat nehrine kadar uzanan 400 kilometre genişliğindeki bölgeyi kontrol ediyor. Kuzeybatıdaki Afrin de PYD tarafından yönetiliyor.

Demokratik Suriye Güçleri (DSG) Suriye’deki Kürtlerin silahlı gücü YPG’nin ana bileşeni olduğu, bölgedeki çeşitli etnik ve dinsel yapıdan oluşan bir çatı örgütü. Ekim 2015 tarihinde Suriyeli Kürtlerin özerklik ilan ettiği Rojava’da Kürtler, Araplar, Ezidiler, Asuriler, Ermeniler, Türkmenler tarafından kuruldu. Suriye Arap Koalisyonu, Devrimciler Ordusu, Burkan El-Fırat, El-Senadid Güçleri, Cizîr Tugayları, Süryani Askeri Konseyi, Suwar El Reqa, Şems El Şemal, Lîwa El Selçuki, YPG gibi yapılardan oluşuyor.

Cihatçılar*:
Dünyanın birçok bölgesinden savaşmak üzere Suriye ve Irak’a giden radikal İslamcı militanlara verilen genel isim. Suriye ve Irak genelinde sayıları yüzbinlerle ifade ediliyor. Büyük kısmı IŞİD, El Nusra, Ahraruş Şam, Fetih Ordusu, İslam Cephesi, ÖSO, Cündül Aksa gibi örgütlerin bünyesinde yer alsa da cihatçılar irili ufaklı yüzlerce örgüt ve yapı arasında dağılmış durumda.

Şii Milisler*:
Suriye devletinin yanında savaşmak üzere Ortadoğu ve Orta Asya’nın değişik bölgelerinden gelen Şii milislerin sayısı da binlerle ifade ediliyor. Afganistan’dahi Şii Hazaralardan Pakistan’daki İsmaililere, Irak’taki Şiilerden Lübnan ve Körfez Arap ülkelerindeki Şiilere uzanan coğrafyada çok sayıda Şii gönüllü cihatçılara karşı savaşmak üzere Irak ve özellikle de Suriye’de rejimin yanında saf tutuyor.”

* Kaynakça:
https://odatv.com/bunlari-bilmeden-ortadoguyu-anlayamazsiniz-2411161200.html

Diyeceksiniz ki tüm bu anlattıklarının, saydıklarının ekonomi ile ne ilgisi, alakası var…
Bir bilsen…
Ah bir bilsen AK_ÇELERLE ne denli yakından ilgili olduğunu…
SÖZÜ
Nereye getireceğimi tahmin bile edemezsin…
Peki, ya bir zamanlar adi Türkiye Cumhuriyeti olan ülke tüm bunların neresinde VE…
PIYONLARIN yanı sıra gerçek aktörler kim…
Kim var çoğunlukla perde arkasında?
Tahmini pek zor değil, muhtemelen biliyorsunuzdur ama ben yine de sıralamış olayım…
Önce Tayyipistana bir bakalım;

Tayyipistan:
Önsözde de anlatmaya çalıştığım gibi önceleri Arap âleminde bir nevi “kurtarıcı, hak arayıcı gibi görülmüş olsa bile NIYETI çok sürmedi belli oldu, foyası meydana çıktı. Arabulucu ve / veya Israil – Filistin arası barıştırıcı bir rol üstlenebilmesi ARTIK KESINLIKLE SÖZ KONUSU DAHI OLAMAZ!

Ben kaçtım, önemli bir görüşme
Devam edecek…