Eve geldim…
Annem “Önder çok kötü görünüyorsun!”
Yeminle bayıldım, bayılacağım. O kadar yoruldum, kahve içmeye geldim…
Odasına gittim tekrar, çamaşır katılıyor öte yandan televizyon; ALMANLAR…
Vaki değildir ya vaki değildir, ayda yılda bir…
Kafa şimdi çalıştı, kraliyet düğünü…
Ulan arkadaş ALLAH cümlemizi bu kadın milletinin şerrinden korusun…
Meraklı köfteciler…
SANA NE, SIZE NE?
Eminim dünyada kadınların neredeyse hepsi izliyordur…
😊
Boya badana…
Yok bitti bitecek, evladın bir arkadaşı…
“Yeni evli”
Anne – babasının yanında oturuyorlar, ev arıyorlardı, buldular…
Aklıma kendim geldim, çok üzüldüm…
BIZI HATIRLADIM…
Bizim buralar dağ, düz arsa ardaki bulasın. Evler, müstakil evler genelde bir, iki katlı…
Aslında evin bodrumu sayılır. Toprakla yarı yarıya…
Müstakil…
Aslında çok güzel, camdan bak çimenle iç içesin. Millet kiraya veriyor, ilk ve son evimiz…
Boya falan yaptıkça hep gözümün önüne geliyor hatıralar…
Sarı pipi…
Sağda günlük ve oturma odası. Kapıdan gir hemen benim çalışma odam. Solda mutfak, banyo…
Yatak odası VE YATAGI…
Ulan oğlum bir gün ya bir gün yanlışlıkla sola sap…
Uyumayı hiç sevmezdi…
Benim gibi!
O kadar yoruldum ki, baș değse yastığa…
Kahvem bitsin gitmem lazım, MECBURUM.
O kadarrr efendi bir çocuk ki, o kadar olur…
Karısı…
Kendi gibi, hanımefendi ve çok becerikli.