Metin ile başladı “seri”… Yaşar amca, Tahsin ağabey, Gülşen teyze, Oktay, Tülin abla, Hakan, Hasan ağabey … ve daha niceleri, en başta kırmızı biberim, sari pipim, babam. Geçenlerde Thomas, Leyla abla!!!

ÖLÜM…
Ölümün ettiğini zaten başka hiçbir şey edemez…
Üstüne birde maddiyatsızlık binince…
Çaresizliğin âlâsı.
Sağ el…
Sol elin yaptığını ASLA bilmemeli…

Müslüman olmanın gereği…
Ne beşi?

Peygamber Efendimizin ümmeti…
ÖNCE…
İnsan olmayı öğrenmeli.

Çok kötüyüm dostlar çok kötü…
Ağrılarım zirve yaptı…
Annem…
İki gözü iki çeşme…
“Kötü gün dostlarımızlardı, en kötü günlerimizde hep ÖNCE onlar vardı”

Yok elimde herhangi bir bilgi, nerede oturduklarını bile bilmiyorum…
Ben…
İnsan mıyım?

INAN…
Bir avuç insan, sevdiklerim…
Onlarla bile gereği gibi ilgilenemiyorum.

Nilüfer ablam…
“Önder iyi olduğumuzu bilsin yetiyor ona”
AYNEN…
Herkesten var haberim, ayrıntısına girmem o başka…
O kadar çok şey kaybettim ki hayatımda…
Genç…
Gerisine, BELKI gerektiği gibi üzülemiyorum bile.

Bak…
Bu sene anlattım, YOK YAPAMADIM…
Gücüm yetmedi, sadece üstün körü…
Metin dediğim gibi…
Babaannem, halam, dedem, anneannem…
Koca Arnavut…
HEP SEVDIKLERIM, saydığım insanlar.

Allah…
Gani gani rahmet eylesin Leyla abla…
Kavuştun Hakan’ına…
Ama ya geride bıraktıkların?

Hasan ağabey ile gene dalaşmayın…
😊
Gerçi…
Mutlaka bir yerlerde babam vardır çevrenizde…
Biz bir aile gibiyiz…
Hem burada hem oralarda…
BIRIZ!

Hiçbiri ÖLMEDI…
En azından benim AMA eminim…
Diğerlerinin de…
Kardeş ağlayarak vermişti haberi, eee çocukluğumuzdan beri…
Kalbimizde yaşamaya devam ediyorsunuz…
Anılarımızda.