Hatırlıyor musunuz, Osmanlıda sadaka taşı?

Anlatmıştım…
İnsanda, eşyada KALITE…
FAKIR…
Kül fakiri o taş üstünde biriken akçelerden SADECE ihtiyacı olan kadar alırmış…
SADECE…
İhtiyacı olan kadar!

Yap bugün AYNISINI…
GÖR OLACAK OLANLARI!

„Sadaka taşı, genellikle cami vb. yerlerde ihtiyaç sahiplerinin alabilmeleri için para vb.nin bırakıldığı özel yer.
Kökeni Selçuklulara kadar uzanan yardım şeklidir. Fakir insanları rencide etmemek için düşünülmüş bir modeldir. Osmanlılar döneminde daha da yaygınlaştırıldığı biliniyor. Yardım yapan ile alan birbirini görmez, tanımaz ve bilmez. Alanın mahcubiyetten, verenin ise riya ve gösterişten uzak durması beklenir.

Genellikle Antik porfir sütunlardan dönüştürülmüş, tepesinde para bırakılabilecek oyukları bulunan dikitlerdir. Duvarlarda oyuk şeklinde olanları da vardır. Mimari özellikleri gibi isimleri de bölgelere göre değişiklik gösterir.
İhtiyaçgah (Türkmenistan-Aşgabat), Hayrat deliği (Konya), Hacet taşı (Kayseri), Zekat Kuyusu (Hasankeyf-Batman), Sadaka Oyuğu, Fıkara Taşı (Üsküdar) ve ihsan Kapısı gibi isimlerle de bilinirler.
Bulgaristan, Bosna-Hersek, Makedonya, Tunus ve Cezayir gibi Osmanlı’nın egemen olduğu farklı coğrafyalarda izleri vardır.

İstanbul’da bir zamanlar 160 adet sadaka taşının olduğu kaynaklarda yer alır.

Bunların en meşhuru Üsküdar İmrahor Cami önünde bulunan ve Üsküdar Belediyesi tarafından korumaya alınan kırmızı granitten yontulmuş sadaka taşıdır. Sadaka taşları insani yardım kuruluşlarına da ilham kaynağı olmuş bu minvalde İstanbul, Üsküdar’da Sadaka Taşı Derneği isimli bir yardım kuruluşu 2010 yılında faaliyete geçmiştir.“

Hep derim…
BEDAVA mezar bulsalar…
Zıplayacaklar içine…
ANLA…
Ne hale düşürdüler bu milleti!

2021…
2021 GÖRÜNTÜLERI!