😊 😊 😊 ilginizden ötürü yürekten teşekkür ederim AMA çok öne çıktı yine çeyrek, çok. Geri vites iyi gelecek

Avukattan mail gelmiş…
SADECE…
Avukat kelimesi, polis molis…
Hele Onlardan…
Önder…
Panikte, kalp 180 atıyor. Kaldıramıyorum artık…
Gücüm kalmadı. Posta kutusuna bakmaktan…
Hem öyle hem böyle…
KORKAR oldum.

Biliyor musunuz…
Devlet, devletin organları…
Onlar pek korkutmuyor, çekiniyorum tabiii…
Ama…
PARA bir, DINCI iki…
Allah…
Korusun HEPIMIZI!

Bak Almanya, ANLA diye yazıyorum bunları…
Hani çağ neyin çağıydı, dönem neyin dönemi?

Kulp takmak, suç uydurmak çocuk oyuncağı…
HUKUKI bir TERIM:

Mundraub

Denirdi ESKIDEN, canin çekti markette bir…
BIR…
Üzüm attın ağzına Markette bir tane ya, BIR, parasını ödemedin tabiii…
Mundraub…
İdari para cezasıydı ESKIDEN…
ARTIK…
Hırsızlık!

Sicilin KIRLENDI, hırsızsın artık…
RESMEN HIRSIZ…
Ne çaldın?
Bir üzüm attım ağzıma…
Anla beni ya ANLA BENI!

İnanmıyor musun?
SOR avukatına!

„…


Ist die Begehung eines Mundraubes heutzutage straffrei?
Die Verbrauchsmittelentwendung wurde mit Wirkung vom 1. Januar 1975 abgeschafft. Die Abschaffung dieses eigenständigen Straftatbestands führt aber gerade nicht dazu, dass der Mundraub als solcher nunmehr straflos bleibt. Vielmehr wurde die Strafbarkeit verschärft, denn heutzutage wird ein Mundraub als Diebstahl im Sinne des § 242 StGB gewertet, der immerhin mit einer Freiheitsstrafe bis zu fünf Jahren oder mit Geldstrafe geahndet werden kann.


…“

https://www.juraforum.de/ratgeber/strafrecht/ist-mundraub-strafbar-oder-verboten

Ne yazmıştım geçenlerde?
Hani AMerikayla “hesaplaşırken?”
Kanun çıkarıyorlar AMA ne bok yediklerini bilmiyorlar…
Ve SIZLER…
Böylelerini seçiyorsunuz!

Bir üzüm attın ağzına diye…
5 seneye varan hapis!

Ahmet Necdet Sezer…
Bir hukukçuydu…
Cumhurbaşkanlığını bir hukukçu gözü ile yaşadı…
Ve yaşattı…
Örneğin kırmızı ışıkta her vatandaş gibi bekledi…
Recep Tayyip Kahpedoğan…
Ne…
Neydi?

>>> Bir eşek siken <<<

Hala öyle…
SIKIYOR eşekleri!

ÖRNEK:

„MİLLİ Güvenlik Kurulu ve Harp Akademileri’ndeki diploma töreni için geçtiğimiz Salı günü geldiği İstanbul’da, Huber Köşkü’nde çalışmalarını sürdüren Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ve eşi Semra Sezer dün Ankara’ya döndü. Sezer’in otomobili tüm Trafik kurallarına uydu ve 5 kez kırmızı ışıkta durdu. Huber Köşkü’nden 16.30’da çıkan Sezer, Boğaz yolunda önünde eskort araçları olmaksızın 50-60 km hızla yol aldı. Sezer’in konvoyu sahil yolunda, Hacıosman Bayırı’nda ve Maslak’taki trafik ışıklarında iki kez kırmızıya yakalandı. Buralarda yeşil ışık yanıncaya kadar bekleyen Sezer’in makam otomobili daha sonra 0-2 otoyoluna çıktı. otoyolda 120 km hız yapan Sezer’in makam aracı, Küçükçekmece- Avcılar ayrımından sonra sonra tekrar 50 km’ye düştü. Atatürk Havalimanı ve Askeri Havalimanı girişindeki trafik ışıklarında da 3 kez kırmızı ışığa rastlayan otomobil kurallara uydu. ‘GAP’ uçağıyla 17.10’da Ankara’ya hareket eden Sezer’i İstanbul Valisi Erol Çakır, Merkez Komutanı Tuğgeneral Niyazi Hatipoğlu ve Emniyet Müdür Vekili Önder Karaman uğurladı.“

https://www.hurriyet.com.tr/gundem/5-kez-durdu-39171896

*

Aklıma getirmeyin demedim mi???

Eğitim, eğitimde fırsat eşitliği bir para sorunu olamaz, olmamalı. Devletlerin asli görevlerinden biri eğitimde fırsat eşitliğini yaratmak ve sağlamaktır. Çocuklarımız oyuncak değildir, deneme, yapboz tahtası değildir. TEKRAR Sars-CoV2 ve tedavisi ise bir para sorunudur

Kara Mediha gibi bir insanın BILE DIKKATINDEN kaçıyorsa, var gerisini sen düşün. Orospu çocuğu… “Onunla birlikte geldi buzdolabı memlekete”, “Telsiz, telsiz bile” AYNEN böyle diyor bu sabah haberlerde PEZEVENK, “evet” eskiden telsizimiz bile” yokmuş!???