„„Wir haben uns das anders gewünscht“: Saarland-Grüne wählen Mann als Spitzenkandidat – Baerbock sauer
vor 4 Min.
Der Parteitag der Grünen hat Hubert Ulrich auf Platz 1 der Landesliste im Saarland gesetzt. Grünen-Kanzlerkandidatin Annalena Baerbock kündigte Konsequenzen an.“
https://www.msn.com/de-de/nachrichten/politik/wir-haben-uns-das-anders-gew%C3%BCnscht-saarland-gr%C3%BCne-w%C3%A4hlen-mann-als-spitzenkandidat-baerbock-sauer/ar-AALiy8D?ocid=msedgntp
*
„Merkel und Draghi wollen neues EU-Flüchtlingsabkommen mit der Türkei
vor 45 Min.
Berlin (Reuters) – Bundeskanzlerin Angela Merkel und Italiens Ministerpräsident Mario Draghi wollen das EU-Flüchtlingsabkommen mit der Türkei verlängern.“
https://www.msn.com/de-de/nachrichten/politik/merkel-und-draghi-wollen-neues-eu-fl%C3%BCchtlingsabkommen-mit-der-t%C3%BCrkei/ar-AALiuvj?ocid=msedgntp
*
„Die Delta-Variante ist eine Gefahr für die Herdenimmunität, sagt ein Immunologe
Business Insider Deutschland vor 35 Min.
Die befürchtete Ausbreitung der Delta-Variante des Coronavirus in Deutschland könnte einem Experten zufolge das Erreichen von Herdenimmunität weiter erschweren. „Delta ist noch ein Stück ansteckender als die derzeit vorherrschende Virusvariante Alpha. Anhand der bisherigen, noch unsicheren Daten bräuchte man wohl rund 85 Prozent immune Menschen in der Bevölkerung, um die Ungeimpften indirekt mit zu schützen“, sagte Carsten Watzl, Generalsekretär der Deutschen Gesellschaft für Immunologie, der Deutschen Presse-Agentur.
„Wir kommen also in Bereiche, die schwer zu erreichen sind, solange es für Kinder unter 12 Jahren keinen zugelassenen Impfstoff und für alle unter 18 Jahren keine allgemeine Impfempfehlung gibt. Es kann sein, dass Herdenimmunität nur für einzelne Einrichtungen wie Pflegeheime erreicht werden kann, aber nicht für das Gros der Bevölkerung“, sagte Watzl. Mangels Impfmöglichkeiten gelte auch für jüngere Schüler, dass bei ihnen zunächst keinerlei Gemeinschaftsschutz besteht.
Das Robert Koch-Institut (RKI) spricht seit längerem von einem Ziel von mehr als 80 Prozent immunen Menschen – nach vollständiger Impfung oder Infektion plus Impfung –, um weitgehend auf Maßnahmen und Regeln verzichten zu können. Zu Beginn der Pandemie gingen Experten noch von einem Anteil von rund zwei Dritteln aus, wegen des damals noch weniger infektiösen Erregers.“
https://www.msn.com/de-de/finanzen/top-stories/die-delta-variante-ist-eine-gefahr-f%C3%BCr-die-herdenimmunit%C3%A4t-sagt-ein-immunologe/ar-AALiLN4?ocid=msedgntp
*
Tereciye TERE SATMAYA kalkma…
Almanya 12:18
Dolar 8,7329
CAN…
Çekişsin YETER!
Yoldan çıkmasın…
OROSPUNUN çocuğu…
Kendini…
Bir bok sanmasın. Atatürke de oynamaya kalkmışlardı zamanında bu oyunu…
BIR CÜMLESI…
YETTI!
Hatay’ın Türkiye’ye katılmasına ilişkin anlaşma 23 Haziran 1938 günü imzalandı. Hatay, 23 Temmuz 1938’de Türkiye’ye dahil oldu. Cumhuriyet’in 24 Haziran ve 24 Temmuz 1938 tarihli birinci sayfaları.
„Atatürk ve Hatay
Mustafa Kemal’in kafasında Hatay’ın vatan topraklarına katılması konusu her zaman birinci önceliğini koruyordu. Atatürk’ün “Kırk asırlık Türk yurdu düşman elinde kalamaz” söylemi Hatay konusundaki düşüncesini belirtiyordu.
Atatürk, Hatay konusunda, her türlü girişimde bulunabileceğini göstermek, bütün dünyaya bir mesaj vermek istiyordu. 19 Mayıs 1938’de Ankara’daki törenden hemen sonra trenle Adana’ya hareket etti. Hastalığını umursamıyordu. Çukurova bölgesinde 5 gün süren yorucu gezide hasta olmasına rağmen askeri birlikleri denetledi. Adana ve Mersin’de düzenlenen geçit törenlerini ayakta izledi.Mersin’de çekilen bu fotoğraf, Atatürk’ün rahatsızlığını gösteriyor.
Atatürk, Milli Mücadele’ye başladığı dönemde misakı milli sınırları konusunda daima çok hassas olmuştur.
Mondros Ateşkes Antlaşması 30 Ekim 1918’de imzalandıktan hemen sonra Yıldırım Orduları Komutanlığı’na atanan Mustafa Kemal’in Adana’dan İstanbul’a gönderdiği telgraflar, Türk vatanının bütünlüğü ve sınırları konusunda ne derece titiz olduğunu göstermektedir.
Mondros’tan hemen sonra vatan toprakları üzerinde işgaller başlamıştı.
Sivas Kongresi’nde “30 Ekim 1918’de imzalanan ateşkes antlaşmasındaki hududumuz içinde kalan vatan parçası bir bütündür” kararı alınmıştı.
Zafer kazanılıp, TBMM’nin delegeler kurulu İsmet İnönü’nün başkanlığında Lozan’a giderken “milli misak” büyük ölçüde gerçekleşmişti. Ancak Batı Trakya, Hatay, Musul ve Kerkük birer sorundu.
Lozan’da Hatay milli sınırlarımızın dışında kalmıştı. Suriye ile Türkiye arasında yapılan sınır tespiti çalışmaları uzatılıyordu.
Burada önemli bir noktaya işaret etmeliyiz ki, Lozan Konferansı sürerken, Atatürk’ün direktifleriyle 30 Mayıs 1923’te Antakya-İskenderun havalisi Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti kuruldu.
Benim şahsi davam
Mustafa Kemal’in kafasında Hatay’ın vatan topraklarına katılması konusu her zaman birinci önceliğini koruyordu. Atatürk’ün “Kırk asırlık Türk yurdu düşman elinde kalamaz” söylemi Hatay konusundaki düşüncesini belirtiyordu.
Atatürk, 1 Kasım 1936’da TBMM açış konuşmasında “…milletimizi gece gündüz meşgul eden başlıca büyük mesele, gerçek sahibi öz Türk olan İskenderun, Antakya çevresinin geleceğidir. Bunun üzerinde ciddiyet ve kesinlikle duruyoruz” demişti.
Hatay Fransız işgali altındaydı ve konu Milletler Cemiyeti’ne aktarılmıştı. Atatürk Fransız büyükelçisine, “Hatay benim şahsi davamdır. Şakaya gelmeyeceğini bilmelisiniz” dedi. Fransızlar, Hatay için silah gücünün kullanılacağını anlamaya başladılar.
Atatürk’ün son hastalığı 1937 yılı kış aylarında baş göstermiş ve karaciğer hastalığı 1938 yılının ocak ayında saptanmıştı. Bursa’da yapımı biten Merinos fabrikasının açılış törenine katılmak için Yalova’ya geldiğinde kendisini muayene eden Prof. Dr. Nihat Reşat Belger, karaciğerinin büyüdüğünü ve biraz da sertleştiğini saptamıştı. Kesin tanı için Ankara’dan çağrılan Neşet Ömer İrdelp de bu görüşe katılmıştı. Böyle olmasına karşın 2 Şubat’—ta Merinos Fabrikası’nın açılış törenini izleyen Atatürk, üstelik akşam düzenlenen baloda da Sarı Zeybek oynamıştı.
DÜNYAYA MESAJ
O sıralarda Hatay sorunu en üst düzeyde seyrediyordu. Atatürk, Cumhurbaşkanlığı görevlerini aksatmadan yürütmeye ve özellikle çok önem verdiği Hatay sorununu çözüme ulaştırabilmek için bütün gücünü toplayarak hasta görünmemeye çalışmıştı. Bununla birlikte 28 Şubat 1938’de Balkan dışişleri bakanlarına verilen yemek öncesi burun kanaması geçirdi. 6 Mart 1938’de Çankaya Köşkü’nde yapılan muayenede karaciğerde büyüme saptandı.
Atatürk’ün hastalığına dair ilk resmi bildiri 30 Mart 1938’de yayınlammıştır. Bu arada Hatay konusu ciddiyetini koruyordu.
Hatay konusunda, her türlü girişimde bulunabileceğini göstermek için bütün dünyaya bir mesaj vermek istiyordu. 19 Mayıs 1938’de Ankara’daki törenden hemen sonra trenle Adana’ya hareket etti. Hastalığını umursamıyordu. Çukurova bölgesinde 5 gün süren bir yorucu gezide hasta olmasına rağmen askeri birlikleri denetledi. Adana ve Mersin’de düzenlenen geçit törenlerini ayakta izledi.
Epeyce yorulduğunu hissedince askeri geçidin sonuna doğru “marş-marş ile geçsinler” diye emir verdi.
O günlerde burnunda sürekli kanama görülüyordu.
Amacı, bütün dünyaya ayakta olduğunu ve Hatay davasından ödün vermeyeceğini göstermekti.
Bu aradada Fransa’yla yapılan bir anlaşma gereğince, Kurmay Albay Şükrü Kanatlı kumandasındaki birliklerimiz Hatay’a girdi. 13 Ağustos’ta seçimler yapıldı ve Hatay Cumhuriyeti kuruldu. 2 Eylül 1938’de Hatay cumhurbaşkanlığına Tayfur Sökmen seçildi. Atatürk ölmeden önce bu gelişmeleri görmek ve duyumsamak mutluluğuna erişti.
Hatay Cumhuriyeti 9 ay sonra, 30 Haziran 1939 tarihinde Türkiye’ye katılma kararı aldı. Hatay Devleti sınırları Türkiye-Suriye sınırı olarak kabul edildi. 23 Temmuz 1939’da Hatay Türkiye Devleti’ne dahil oldu ve Hatay Vilayeti kuruldu.
Anayurdun bölünmez, vazgeçilmez bir parçası olan Hatay anayurtla bütünleşti. Hataylılar yaşamının son günlerine kadar Hatay için çalışan Atatürk’ü hiçbir zaman unutmazlar.“
https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/ataturk-ve-hatay-1500452