Şeytanı çağırmayacakken, Onu çağırmayacaksın, anmayacaksın

Ama…
Farz edelim ki Önder bir gün mahkeme önüne geldi…
İster Tayyipistan ki mahkeme, hâkim hâkim ve mahkeme mahkemeyse eğer…
Veya Almanya…
Siyasi açıklamalarım yüzünden, geçelim Türkiye’yi, INANIYORUM…
İnanmak istiyorum…
Hala bir nebze VICDAN ve adalet olduğuna…
Ama Almanya, ÖZELLIKLE Almanya…
Almanya’da mahkeme önüne çıkarılacak olursam…
Eyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyy…
Gör beni, işte O zaman gör beni. Ömrüm, bir ayağım HEP HAPISTEYDI…
Ağalar…
Bilgisayar ağları AMA başkaca ağalarda…
Ticaret yüzünden, EKONOMI…
Denetim bir noktaya kadar serbest…
“Siktir et iletişimin gizliliğini”
AMAAA…
Evladın, eşin ailenden bir sevdiğin olduğunda…
KANUNEN KORUNAN, neredeyse dünyanın her yerinde…
İletişimin gizliliği öyle mi???

Gidemedim…
Ortadan ikiye ayrılacağım, tarifsiz…
Tarifi mümkün değil.

Zaten kendini bilen bir insan yapmaz bunu…
Anlatmışımdır…
Çakır Emine…
KENDI EVIMDE, anne ve babamın evinde…
İzin istemeden, rica etmeden…
Bir dolabın kapısını bile açmazmışım, hala öyleyim…
Evladım…
8…
On yaşlarındaydı, yanında denetlerdim AMA…
Hep anlattım hep öğrettim.

DaDa…
DayDay…
Konuşturmayın beni, açtırmayan bana bayramlık ağzımı…
Pişman olursunuz sonra. Açık açık yazıyorum, hani en son Rus…
Sanki bilmiyorum Israil’i…
Onlar da biliyor benim bildiğimi, bende onların hala beni gözetim altında tutuklarını…
VE BENZERLERI…
Karşılıklı…
Meslektaşlar arasında bir cilveleşme de…
Bu “oyunun” kurallarındandır.

Anlatmadım mı Hackerleri?
Çok anlattım üstü kapalı…
Dünya değiştirebileceksin…
ANINDA…
Zararsızım dedim…
Aptal değil, bir geri zekâlıyım sevdiklerim karşısında…
Ama başkalarına karşı değil.