Manhattan’da bir sicim

Bakmayın benim arada delirdiğime, bir andan diğerine…
Ümitsizliğe düştüğüme…
Bende sadece bir insanım…
Hanım diyor bu sabah:
“Sana kim yardım edecek?”
Doğru…
Bana ne kimse > yardım edebilir < ne eder…
Baba olmak, ağabey olmak kolay değil…
Bir nevi itfaiye(!)

Toparlarım kendimi, toparlamak zorundayım…
El ekmek tutmasa bile…
İnanın öyle, bazen bir ananın, babanın salt varlığı, nefesi yeter!

Çok ararım rahmetli pederi…
Yararlansam O engin hayat tecrübesinden, keşke hayatta olsa da bana akıl verse…
Ne ve nasıl yapmam gerektiğini bana söylese!!!

Geçelim…
Gençliğimden beri hep istemişimdir Amerika’ya gitmeyi…
Nasip olmadı ama Allah evladıma nasip etti…
Ziyanı yok, ben geldim gidiyorum…
Onun ise hayatı önünde…
Allah cümle evlada, benimkine de hayırlı, bereketli, sağlıklı ve mutlu yazılar yazmış olsun…
Dolu dolu yaşasınlar, verimli, faydalı insanlar olsunlar.

Çok korktum kardeş çok korktum…
Birdenbire, yok yere…
Ula…
Heriflerin…
Evet, evet herif…
Hani kadınlar der ya benim herif, aynen öyle…
Sanki kadın var karşılarında, çocuk korkutacaklar adamı, çeyreği, insanı…
Hepisi, hepisi ya hepisi…
😉
Erkek(!) kesildi.

Pezevenkten tutun yerli ve milli vatan – millet haininden, K. K.’sına…
Sözde milliyetçisine kadar hepsi erkek(!) kesildi…
Biri palavra sikiyor, pardon sıkıyor gireceğiz, edeceğiz diye, diğeri yardakçısı zaten dem vurur ülkücülerinden olmayan
“Yiğitlerinden”, o bilmem ne kadar boyuyla bile herif posta koyuyor Y-CHP…
Benden izinsiz konuşursanız kendinizi kapı önünde bulursunuz diye…
Hiç dikkatinizi çekti mi?
Haberlerde, görüntülerde…
Suriye’de…
Nerede Türk’ün askeri?
Ben hep çapulcu görüyorum, ya siz?

Geçenlerde bir röportaj çok ilgimi çekti…
Genç bir kız, dünyanın herhangi bir bölgesinde yaşayan yaşıtlarından “farksız”, hayalleriyle, düşünceleriyle bir genç, genç bir kız.

Bir Yahudi kızı…
İşte bu onu diğerlerine nazaran farklı kılıyor diyebilirim…
Yaşadım, bire bir gördüm şahidim diyebilirim…
En ufak bir farkı yok, YOK anlıyor musun yok…
>>> Samimi bir inançla VE bilgili <<< Allaha inanan bir Hristiyan, bir Müslüman kızından…
Yok bir farkı…
Ailesi…
Haham(!)

Mutaassıp(!?) değil, tutucu değil…
Sadece…
Yürekle inanan insanlar…
Fanatikler gibi giyinmiyorlar AMA dinlerinin emir ettiklerini >>> birebir <<< yaşıyorlar!

Yine kendi gözlerimle şahit oldum…
Museviler…
Musevi erkekler, kadınlarını değil kendilerini örtüyorlar…
KENDILERINI!

Bilmem neleri…
Anasına bile kalkanlara benzemiyorlar!!!

Tüm röportajı, bir nevi belgeseli bu kızcağız üzerine kurmuş, oluşturmuşlar…
Üniversite öğrencisi, kendisi gibi arkadaşları…
Yurtta kalıyorlar, hafta sonu gidiyor evine…
Anne ve baba özlemle…
Dedim ya televizyon bile var evlerinde, baba gayet çağdaş…
Kızına…
Güven içeresinde…
Anne…
Kameramanlar var diye başına bir peruk geçirmiş hanım hanımcık koşturuyor evin içeresinde…
Pişirmiş taşırmış kızı gelecek diye…
Bizim tabirimizle HELAL ama ona da…
Peruk konusuna da sonra yine değineceğim, yeri geldiğinde.

Konuşturuyorlar kızcağızı, arkadaşları yanında…
Kız – erkek ilişkileri, cinsellik, evlilik diye…
Kız değil mi kardeşim, genç…
Bıcır bıcır neşe, kahkaha…
Konu cinselliğe gelince, evliliğe hepsi birden ciddileşiyor…
Evet…
Görücü usullü, evet aşk evlilikleri…
AMA…
Öncesinde anne ve babanın rızası!

Yok bizde ki gibi başlık parası…
Eşekte paldum ben seni aldum…
Ver beş sığır, yedi koyun…
YOK!

Gönül rızası var…
Kız çocuğu da insan, erkek evlatta…
Nasıl ki gençler büyüklerini sever ve sayar…
Karşılıklı bir anlayıştır bu, diyorsa benden büyüğüm bir şey…
Vardır elbette bir sebebi diyen, diyebilen gençler…
Ve dediğim gibi YOK BU ANLAYIŞIN Musevi’si, Hristiyan’ı, Müslümanı…
Yok.

Neden yok biliyor musunuz?
Çünkü yürekle inanmış insanlar, özümsemiş Allah’ın kelamını…
Anlamış Allah’ın onlardan ne beklediğini…
O…
Bakmıyor ki senin kılık ve kıyafetine, maymunluk edip bin beş yüz sene öncesindeki gibi gezindiğine…
Bakıyor yüreğine, temiz mi diye…
Bakıyor diline, yalan söylüyor mu diye…
Değil mi Pinokyom, öyle değil mi?
😊
O dil ile bu “kul” insan aldatıyor mu, kandırıyor mu diye…
Eline bakıyor eline…
Bu el çalıyor mu diye…
Kursağına bakıyor haram geçiyor mu diye…
Pırıl pırıl bir ahlak istiyor senden…
Sorumluluk istiyor, bilinç istiyor, idrak istiyor…
Gör beni diyor her yerde!

Peki…
İnsan ne yapıyor?

Dalalım hep birlikte Manhattan’a…
Beyaz…
İncecik bir sicim, 40 kilometre kareyi içine alan, kapsayan bir sicim!!!

Aslında bir çeşit misina…
Türkçesini bilemiyorum, Eruv diyor Museviler…
Yine kendi gözlerimle şahit oldum, cumadan cumartesiye Musevilere “çalışmak” yasak. Dinlenecekler…
Allah böyle emir ediyor!

Çok komplike çok karmaşık bir kurallar ve kanunlar manzumesidir Yahudilerin…
O kadar şaşırmıştım ki o kadar olur, asansör düğmesine bile >>> basmaları <<< yasak…
Asansörler her katta duruyor. Varın gerisini siz düşünün…
Ne yapsın millet?
O günü yapılması gerekenleri ne yapsın, istinsahlar kuralı, kaideyi bozmaz derler ama BOZAR…
Bozmasını bilirsen her şey mümkün olur…
İşte bunun için Eruv var…
O sicim ile kendi özelleri sayılan, bir nevi evin içini…
Evlerini 40 kilometre kareye büyütmüş oluyorlar(!)

Manhattan’e yolunuz düşerse kaldırın başınızı ve o misinayı bulmaya, görmeye çalışın…
😊

Bu gibi bir iple sınırlandırılmış alanlar…
Musevilerin yoğun olarak yaşadığı her kente var…
Eruv’lar…
Manhattan kapsadığı alan açısından en büyükleri, yıllık bakım masrafı yaklaşık 130 bin dolar…
BAK ŞIMDI…
> dalga geçmiyorum < kimsenin inancıyla, görüş ve uygulamalarıyla…
Sadece mantıken yaklaşmaya çalışıyorum konuya…
Bu sicim kopmamalı, >>> kesintisiz <<< bir alan oluşturmalı. Ancak o zaman kendi “özelin” sayılıyor ve sen rahatlıkla hareket edebiliyorsun. Kısmen > yasaklardan < muafsın(!)

Annem demişti bana, evlatla Israil’e gittiğimizde:
“İnşallah bir Musevi kızla tanışırlar, evlenir gelir”
Neden olmasın?
Önemli olan insan evladı olması…
Dindar insanlar dindar…
Korkmam, çekinmem gerçekten Allah’tan korkandan…
Sonra…
İyi kötü coğrafyanın insanı, bilir seni beni, ortak yaşam şekillerimizi…
Bak Almanda çekincelerim olur, kültür bir başka hayat anlayışı, tarzı bambaşka…
Çok önemli, aşk meşk “bitince” insan arıyor bildik güvence!

Gelelim kendimize, çıkarmamız gereken derslere…
Kiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiii….
Kimse sözlerimi oraya buraya çekmesin, iyi niyetli…
Kesinlikle iyi niyetli, barışçıldır sözlerim…
Yom Kippur, çok kutsal bir gün Yahudiler için…
1973 Arap – Israil savaşı, bilir misin, duydun mu hiç?
O kadar kutsal bir gün ki…
>>> Asker bile izinli <<<

Evet…
Öyle derler…
Aşkta ve savaşta her türlü yöntem mubahtır…
Kancık olanlar için geçerli bir deyiş olabilir…
Nasıl ki camide secdeye varan alın sırtından vurulmazsa…
İnsanların…
Dini günlerinde, bayramlarında da hele hele askerin izinli olduğunu bile bile kimse kimseye saldırmamalı, ERKEKLIK MIDIR BU?
Suriyeli ve Mısırlı birlikler iki taraftan saldırdılar…
Uzun etmeyelim, 3- 5 milyon insandan derslerini aldılar!

Yok kardeşim…
Ne Musevi’yim ne hain…
İnsanım, insan. En azından kendime insan diyorum…
Diyebiliyorum, aynada çok nadiren yüzüme tükürme ihtiyacı his ediyorum!

Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhu ve Resuluhu
Müslüman bir ana – babanın yine Müslüman bir evladıyım…
İnsan evladı…
Görmüş – geçirmiş.

Var mı bunun ötesi???

Bak kardeşim tekrar tekrar söylerim…
Askerlik yapmadım ama eğitimliyim…
Nerde, nasıl ve ne zaman?
Sana ne!

Söylüyorum ki anlayasın, boş konuşmam…
Laf etmesini bilmem…
Bilmiyorsan…
Bilene sor sözlerimi, öğren diye bunları yazıyorum.

Mesleğimde, özelimde, “askerlikte”
Kurmay içeresinde…
Emir almam, emir veririm. Rica ederlerse yaparım…
Görürsem yapılmalı ve yapması gereken >>> yapamıyor <<< gocunmam…
Hela bile temizlerim.

Azim gerekli…
Hani vurguluyorlar ya iki de birde kararlılık diye…
Çok önemli…
Dilde değil özde…
Yürekte…
Kararlı olacaksın kazanmaya!

Bu…
Kazanma azmi psikolojik bir üstünlük sağlayacaktır sana…
Çok ama çok önemli. İnsanlar…
Görecek komutanında, önderinde…
Asker görecek…
Komutan her attığı adımı kararlılıkla, düşünerek, tartıp, ölçüp – biçerek atıyor…
Sözleri, lafları değil…
Sözleri eylemleriyle ahenk içinde…
Bunu görecek asker, bunu görecek anlayacak insan.

Boş sözler…
Kime anlatıyorsun ki meramını, anlamak istemeyene gökten zembille indir istersen…
Anlamaz…
Anlamak istemiyor, hala K.K. gibi, devletin bahçesi gibi…
Pezevenk gibilerinin peşinden koşuyor çünkü.

Yazmıştım bir keresinde, anlattım uzun uzun erkeği…
Mesela her sağlıklı erkek…
Ömür boyunca, yani cinsel aktif olduğu sürece 50 litre…
Tekrar elli litre sperm üretiyor diye. Dedim kadın…
Anla be gafil, anla…
Sana olan sevgiyle, aşkla ilgisi alakası yok ki…
Bu meretin akması lazım…
Delirtiyor adamı, mart kedileri gibi ağaca çıkası geliyor insanın…
Sen…
Hatun kişi, migren başta olmak üzere her daim “el altında” değilsin ki…
En basitinden düşün ay halini…
Dinciler kirletti…
Kirlettiler…
Seni, başına taktığın örtüyü…
Öncesinde modaymış gibi geldi…
Türban, sanki dini bir vecibeymiş gibi > sattılar <
PEZEVENKLERRR…
Yavaş yavaş alıştırdılar seni, şık dediler, çağdaş, modern…
Kandırdılar şeytanlar…
SEN…
Sen ulan sen, sözde Müslüman çıkar kızını, helalini gecenin bir yarısı büyük kentlerde tek başına sokağa, çıkarabilir misin?
Çıkaramazsın değil mi, korkarsın, çekinirsin(!)

Yine kendi gözlerimle gördüm, şahidim, Allah var yukarıda…
Gecenin bir yarısında Kudüs sokaklarında…
Kızlar ve kadınlar tek başına veya gurupça sokakta.

Ne derler biliyor musun?
Allaha inanıyorsan, meleklerine…
Şeytan’a da inanman gerekir, şeytan bir melek mi sorusuna gelince…
Kardeşim…
Madden ateşten yaratılmış bir varlık…
Onun…
En büyük başarısı için ne derler bilir misin?
Kendinin, kendisinin olmadığına inandırmış insanları…
Halbuki…
Manen herkesin içinde(!)
Eşyanın tabiatında, en çokta dinciler kullanır iblisi menfaatlerine…
Anlamaz ki insan, kulaktan dolma bilgi ile…
Şeytan, bizzat karşılarında!

Allah bu Allah, yüce Mevla’m…
Bizi, kâinatı yaratan…
İnanıyorsan, samimiysen dilinde, elinde ve en önemlisi yüreğinde, düşüncelerinde…
Bilmelisin, his etmelisin Allah işkence eder mi, ister mi >>> kendi yarattığı <<< kuluna eziyet çektirmek?

Sen…
Evladına bile bile, isteyerek eziyet eder misin?

Bizleri uyarmıyor mu, demiyor bunun, bunu bekliyorum sizlerden KITAPLARINDA…
Ekler şeytan, çokbilmiş sözde hacı – hoca, “ulema” ekler kendi hayvani isteklerini…
Sapık düşüncelerini sanki Allah’ın sözüymüş gibi…
Çevirir hayatını cehenneme.

Neyse…
Çok uzadı, tepem attı, zaten felaketim bugün…
Kısadan hisse…
Ne demiştim?
Kadının başında peruk…
Hiçbir önemi yok benim için…
Sözleridir, gerekçeleridir yüreğime su serpen…
Peygamber Efendimiz gibi yaşamayı Allah herkese nasip etsin, inandığı Peygamberler, kitaplar gibi…
Gel gör ki bugünün bilgisiyle, görüşleriyle…
Kapsamlı bilgi olmadan dün üzerinde fikir yürütemezsin…
Yanlış olur, yanlış…
Zamanın, O zamanın en başta ekonomik ve siyasi koşulları hakkında, yaşam şartları hakkında bilgi sahibi olmazsan her türlü değerlendirmen yanlış yola sevk eder seni.

Ne yazık ki Türk için bu sözleri kullanamıyorum AMA Arap…
Medeniyeti diye bir şey var ve dünyayı >>> etkiledi <<<
Ne demiştim medeniyet…
Matematiktir, bilimdir, sanattır…
Kitaptır, kitap…
Ve bu bilgi eşliğinden yerden gökyüzüne yükselen yapıtlardır…
Yüzyıldan yüzyıla, arkalarından gelen insana kalan…
Çağdaş insan bakar hayranlıkla bu eserlere, anlar medeniyetin seviyesini, geldiği, eriştiği düzeyi(!)

Arabistan ve köle ticareti…
Ulan birebir Peygamber Efendimizin bile söylediği sözler rivayet olunur köleler ve hakları üzerine söylediği, Arabistan sıcak…
Afrika sıcak…
İnsanlar, kadınlar cıbıldak…
Hop hop zıplar durur önünde lambri lambri ikizler…
Görürsün bacak arasını, gerisini…
Erkek ol da nefis uyanmasın?

Ve hatırla Kur’an’da söz edilen ziynetten, kadın ve saçı…
Uyarmaz mı adamı?
Ne dedi kadıncağız biliyor musunuz?
Dedi ki:
“Benim saçım ve her şeyim kocamın”
Helalisinin…
Ne kadar güzel bir dürtü ne hoş insanın…
Yediğinde, içtiğinde, giyim ve kuşamında, bedeni ile ruhu ile…
Önce Allah’ın sonra sadece bir insana ait olduğunu his etmesi, edebilmesi ne güzel ne hoş bir düşünce.

Kendime sormadan edemiyorum ey ümmeti Müslim’in, ey Musevi kardeşim…
Bir sicim ile…
Bir parça paçavra ile sen ÖNCE Allah’ı sonra kulu kandırabilir misin?