Üç duyarlı insan, üç kadın

Bu sabah haberlerde izledim, Ayşecikleri…
Muhtemelen yanlış anlayacağınızı bile bile yazıyorum…
En son Israil’de gördüm…
Kadın asker!

Üç kadın…
Çocuk istismarı, kadına şiddet diyerek yurdumuzun bir köşesinden ötekine, Ankara’ya yürüyecekler…
Tamda İstanbul’da kadın şiddetine karşı sempozyum düzenlenmişken, İstanbul sözleşmesi…
Kadın ve kariyer…
Ne güzel!!!

Mehmetçiğimiz cephede…
Ayşelerimizde birlikte(!)

Kadın, erkek eşitliği…
Tabii ki…
NOKTA, NOKTA, NOKTA

Ama…
Ne tabiat ne hayat öngörüyor kadın – erkek eşitliğini…
Her konuda, her alanda eşitliği sağlaman mümkün değil…
Kadın başka bir varlık erkek bambaşka bir varlık…
Fizyolojik, biyolojik…
Duygusal birbirinden çok farklı varlıklar!

Her biri elmanın bir yarısı, gelirse bir araya oluyorlar bir bütün.

Yakıştıramıyorum kadına askerliği, yakıştıramıyorum kardeşim yakıştıramıyorum…
Cephe gerisi, gayet tabii…
>>> Tercüme etmesem daha iyi olacak, bir anı, izlediğim bir filim gerçekten çok güzeldi <<<
Askeri bir filim…
Karı ve koca, ikisi de asker…
Kadın daha yüksek rütbeli, belki sadece erkek gözüyle değerlendiriyorum, belki…
Yanlışım(!)

Adam…
Şöyle bir cümle kurmuştu:
“Wenn ich Sie tagsüber sehe salutiere ich vor ihr…
Am Abend ficke ich Sie!”