Peygamber Efendimizin ölümünden sonra bu olayın meydana geldiği rivayet edilir…
Doğru mudur…
Değil midir BILMEM ama anlamlı bir hikaye…
Anlayana!
Bir bilge…
Bilge ki öyle böyle değil Rab erdemli kılmış kendisini…
Günün birinde bir adam gelir yanına, der ki “Allah’ın 99 ismi sen yüzüncüsünü biliyormuşsun.
O ismi bilenin kuvveti, kudreti sonsuz olurmuş. Bana…
Bu ismi söyler misin?”
Bilge…
Def etmiş tabii kendisini…
Ancak herif ısrarcı çıkmış, git gel, git gel…
Yok…
İlle öğrenecek, bilge bakmış kurtulamayacak heriften, demiş sana bir görev vereceğim, onu yerine laiki ile getirirsen sana bu ismi söylerim.
Yollamış onu evine, ertesi gün erkenden yine buluşmak üzere…
Tabii herif azimli…
Dakika kaçırmadan dikilmiş ertesi günü önüne…
“Git” demiş…
“Git şehir kapısında tüm gün bekle, gün batımında gel yanıma…
Bana gün içeresinde sana önemli gelen her şeyi sonra anlat”
Hay hay…
Var mı bundan daha kolay?
Hevesle gidiyor görevin başına…
Tabii kent kapısı…
Giren çıkan bir sürü insan…
Yayan, arabalı, eşekli…
Yüklü, yüksüz bir hengâme…
Öyle…
Kente girmek kolay mı, senin anan güzel mi?
Kapıda bekleyen nöbetçiler, vergi memurları…
Bir ses karmaşası…
Sanki can pazarı…
Öğle olmuş, akşam vakti…
YOK…
Yok öyle kayda değer bir olay…
Tam kalkıp gidecek bilge yanına…
Uzaktan görür bir eşkâl…
Bir ihtiyar…
Ağır ağır geliyor, yaşlı mı yaşlı…
Uzun ömrünün yükü omuzlarında, eşeği keza…
Tutmuyor bacaklar…
Sarılmış değneğine vefakâr dostuna, geliyor, yaklaşıyor gittikçe kapıya…
Asker sert bir ses tonu ile “dur” diyor…
İhtiyar duruyor, asker sinirli, günün yorgunluğunu sanki ihtiyardan çıkarmak istercesine…
Daha da sert bir ses tonuyla eşeği göstererek soruyor…
“Ne taşıyor?”
İhtiyar biraz şaşırmış bir vaziyette, odun taşıyorum görmüyor musun diye nöbetçiye sorar…
Vergi memuru gelir yanlarına ve bakar vaziyete…
Öyle bir vergi ister ki ihtiyardan zavallım donar…
“Ben fakir bir insanım, yok o kadar param, ödeyemem. Izin ver gireyim kente satayım odunları gelir öderim istediğini”
Her ikisi de o kadar gaddar ki…
Hayır derler, sanki ya paran ya canın dercesine odunları eşekten indirmesini emir ederler…
Bu yetmiyormuş gibi birde ihtiyar ile alay ederler…
Affedersiniz kıçına tekme atarlar.
İhtiyar çaresiz…
Yapar denilenleri.
Bizim azimli döner bilge yanına…
Anlatır olayı…
Bilge bakar uzun uzun herifin yüzüne…
“Ben bilmem Rabbimin yüzüncü ismini AMA…
BILENI BILIRIM” der.
“Senin müdahale etmeksizin oturup izlediğin O ihtiyar oduncudur kendisi”
Anlayana!
*
Kendime not…
Sorok Sorokow
Anlatmadim mi?
Bakmam lazim. evet ya…
Hamsi…
nTV
*
MUTLAKA, asi olmadan ÖNCE ve sonra >>> agri kesicilerden uzakdur <<< YANI ben bosu bosuna asi oldum
„Die Corona-Impfung kann Nebenwirkungen wie Kopf- und Gliederschmerzen hervorrufen. Doch im Zeitraum rund um die Injektion Schmerzmittel zu nehmen, könnte den Impfschutz negativ beeinflussen. Welche Gefahren lauern, erfährst du hier.
Gesundheitsbehörde warnt vor Einnahme von Schmerzmitteln
Verschiedene Berichte warnen vor der Einnahme von Schmerzmitteln wie Aspirin, Ibuprofen, Paracetamol und Co. rund um den Zeitpunkt der Corona-Impfung, so „Echo24“. Es wird vermutet, dass die Einnahme der Schmerzmittel einen negativen Einfluss auf den Aufbau der Antikörper haben und sich so die Wirksamkeit der Impfung nicht vollständig entfalten könne.
Auch die US-Gesundheitsbehörde „Centers for Disease Control and Prevention“ warnt auf ihrer Website vor der Einnahme:
Auch wenn vor der Einnahme der Schmerzmittel gewarnt wird, gibt es noch keine umfangreichen und wissenschaftlich aussagekräftigen Untersuchungen zu der Vermutung.“
https://www.msn.com/de-de/lifestyle/other/corona-impfung-dieses-schmerzmittel-kann-die-wirksamkeit-verringern/ar-BB1fQPZa?ocid=msedgntp