Obruk – Deprem konusuna geçmeden önce…
Ki Önder sözünde dura…
ÖNCE ISRAIL çünkü deprem kadar önemli bir konu.
Saat ikiyi geçiyordu…
Kaç zamandır sallanmaya başladım; dayan oğlum dayan…
Merdiven üstünde sallanmak…
Pek hoş olmuyor…
Öyle bir şey ki başladın mı bitirmek ZORUNDASIN…
Mala, malzemeye yazık…
Hazırladıklarımı bitirdim, baktım olacak gibi değil….
İndim merdiven aşağıya zemin kata, üstümü değiştiriyordum ki telefon…
Hanim…
“Neredesin?”
Evde korkmuşlar…
Bir baktım saat ikiyi geçmiş…
Ağrı falan yok, bir odanın içindeyim AMA sallanma…
Doğru eve saat 14:30 gibi…
Uyumuş hemen.
09 sularından 14’e…
Ama…
Sabahtan avuç avuç, IBO dahil.
Sabah haberlerden geçti; Israil…
YOK…
Bıçakla kesilmiş gibi korona haberleri kesildi, KEZA…
Latinler ve öldürülen İranlı bilim adamı, SADECE yakıt veriyor kimi ipucunu…
Ne zamandan beri Brent Petrol 49 doları görmemişti, düştü yine, denedi, tutunamadı…
AMA bu zirve ÖNEMLI!
Mesleğim ama inan aklıma gelmedi böylesi…
Korona ve dijital eğitim…
Üç boyutlu ve avatarlar (kişiye özel dijital kimlik, çizgi filim figürleri gibi) ile ders…
Örneğin tarih dersi, coğrafya falan…
Tüm sınıf, dijital kimlikleri ile örneğin bir anda Afrika’da…
Hayran kaldım, HARIKA…
Ben bu insanları boşuna sevmedim.
Ve 1774 yılında…
Paris’te işlek bir cadde çöker…
Yok deprem falan değil, yer yarıldı ve ne var ne yoksa yuttu…
Bunun üzerine Fransız Krallı kolları sıvadı!!!
Hiç ev yaptırdınız mı veya yapılana şahit oldunuz mu?
Duymuşsunuzdur…
Ev, toprak oturuyor deyimini!
İki karton düşünün…
Biri boş diğeri milimetre boş kalmamacasına dolu…
Kapaklar kapanmış, iki kutu diyelim…
Üstlerine AYNI yükü (ağırlıklar) yüklemeye başlıyorsunuz…
Ne olur?
Dünyamız…
Bilmem bilir misiniz, İsviçre Peyniri gibidir, delik deşik…
Bu delikler…
Genelde su ile doludur!
NOKTA KOYMADIM KONUYA…
Devam ederim bir ara.
*