Triboloji

Sevdiceğimde merak etmiş belli…
Bilim hesapladı…
270 ton ağırlığında bir kütleyi bir yerden bir yere taşımak için 180…
Evet, doğru okudunuz 180 kişi gerekli!

Zaman dediğin göreceli…
İnsan hayatı dünde ucuzdu bugünde…
Kılıflar değişti, yöntemler. Dün açık açık yapılan bugün gizli kapaklı yapılıyor…
Hükümdarlar dünde vardı bugünde, hünkâr emir etti mi…
Dünya birden tersine dönüyor, tabak oluveriyor.

Nasıl mi yaptılar?
Başlığı attım ya kardeşim…
Bizim bebi gibi sende bu kadar sabırsız olma, yarına devam…
Bu yazıyı başladığımda aklıma Yılmaz Özdil geldi…
Yeminle, yazının kimi yerini iki – üç kez okudum. Acaba doğru mu okuyorum diye…
Çok güldüm, çok…
Güldüm ağlanacak halimize, ardından Necati Beyi düşündüm, ayni gün yazmıştı ikisi de…
OKU…
Düşün, yarına devam!

Hazreti Nuh’un cep telefonu 0538…

TRT’ye çıkarılan İstanbul Üniversitesi deniz bilimleri fakültesi öğretim üyesi Dr. Yavuz Örnek, Nuh tufanı sırasında Hazreti Nuh’un oğlunu cep telefonuyla aradığını, gemisinin nükleer enerjiyle çalıştığını, insansız hava aracı kullandığını izah etti.
*
Bence haklı.
*
İşsizlik çoğalırken işsiz sayısının azalmasına, fiyatlar artarken enflasyonun düşmesine, kişi başına milli gelirin rekor kırmasına, dünyanın en pahalı benzinini kullanırken her seçim öncesinde petrol bulduk demelerine, saman ithal ederken tarımda Avrupa lideri olmamıza, Çin’den fazla büyüdüğümüze inanıyorsak… Nuh’un cep telefonuna niye inanmayalım?
*
Bizzat asrın liderimiz “ha ülkeye nükleer santral kurmuşsun, ha evine tüpgaz bağlatmışsın, ikisi de aynı” dediğine göre… Koskoca Hazreti Nuh nükleer imkanı varken, niye gazlı gemi kullansın?
*
Elbiselerinizi çıkarmadan sevişin, “eşeklerin yaptığı gibi tamamen soyunmayın, soyunursanız melekler dışarı çıkar, şeytan odada kalır, oluşacak çocuk şeytanın nasibi olur” diyen “profesör” değil mi?
Işık hızını bile sollayan, “namlusuz patlayıcısız mermisiz, saniyede 300 bin kilometre hızla giden silahlar yaptık” diyen “akil” değil mi?
“Karl Marks’a Das Kapital’i cinler yazdırdı, Shakespeare gizli müslümandı, asıl adı Şeyh Pir’di” diyen, kafasında fesle dolaşan tımarhanelik herif, “ilim adamı” sıfatıyla Saray’da ağırlanmadı mı?
“Deve sidiği şifalıdır” diyen akademisyen yok mu bu ülkede?
Akp gençlik kolları başkanı “dünya düzdür, dünyanın yuvarlak olması masonların uydurmasıdır” demedi mi?
Profesör Aziz Sancar kimya dalında Nobel ödülü kazanırken… Akp tarafından “rektör” yapılan kimya profesörü “yabancı kadınla tokalaşmak ateş tutmaktan daha korkunç” demiyor mu?
Hacettepe Üniversitesi profesörü trenlere mescit yapılmasını istemedi mi? Devlet Demiryolları da “virajlarda kıbleyi denk getiremeyiz” diye cevap vermedi mi?
Rüyasında tarikat şeyhi gören profesör, rüyasındaki şeyhin sözlerini dilekçe haline getirip başbakanlığa göndermedi mi? Başbakanlık da gereğinin yapılması için rüyadaki şeyhin dilekçesini YÖK’e havale etmedi mi?
Profesörün biri “helal bisiklet üretelim” diye önermedi mi?
TRT’deki “bilim” programında, CIA ve Mossad’ın cinlerle istihbarat topladığı, KGB’nin cinler sayesinde düşman denizaltılarını takip ettiği, NASA yetkililerinin uzayda kaybolan uyduların cinler tarafından tamir edilmesi için Türkiye’ye geldiği, Turgut Özal aracılığıyla Sakarya’daki bir hoca’dan yardım istediği anlatılmadı mı?
İsmi Abdülhamid olarak değiştirilen GATA’nın profesörü, şizofreni hastalığının cin çarpması yüzünden meydana geldiğini, tedavi için dini şifacılarla üfürükçülerin faydalı olabileceğini söylemedi mi?
TÜBİTAK bilim fuarında, Tillo evliyalarının kerametleri projesi sergilenmedi mi? Ayet okunmuş fasulye projesi, ihram giyen hacı robot projesi, kötü söz kavanozu projesi, tatlı kelam projesi sergilenmedi mi?
*
Marmaray’ın mimari projesinin Abdülmecid dedemiz tarafından çizilmesini gayet makul buluyorsun da… Hazreti Nuh’un drone kullanmasına niye şüpheyle yaklaşıyorsun?
*
Asrın liderimizin ifade ettiği gibi, Amerika’yı Kolomb keşfetmediğine göre, Kolomb gemisiyle Amerika kıtasına ulaştığında Küba’da cami gördüğüne göre… Hazreti Nuh’un internete bağlı olması tuhaf mı?
*
“Ben bu ülkede cahil, okumamış, tahsilsiz kesimin ferasetine güveniyorum, ülkeyi ayakta tutacak olan cahil halktır, profesörden başlayarak en tehlikeli olanlar üniversite mezunlarıdır” diyen “profesör” unvanlı arkadaşın YÖK’e yönetici yapılmasına şaşmadın da… Hazreti Nuh’un cep telefonunu mu yadırgadın?
*
Işın kılıcı da varmış Nuh’un, kalem pille çalışıyormuş.

http://www.sozcu.com.tr/2018/yazarlar/yilmaz-ozdil/hazreti-nuhun-cep-telefonu-0538-2163241/?utm_source=yazarlar&utm_campaign=diger_yazilar&utm_medium=diger

Saray yaptın! Enflasyon çift haneye çıktı. Hızlı tren yaptın! Zarar yedi kat artı.

Köprü yaptın. Geçmeyenin sırtına dört kat yük bindi. Hastane yaptın. Hastalanmayan para ödüyor. Çok büyük, gösterişli cami yaptın. Cemaati yok.
Siz…
Her yapılana karşısınız!
Diye bağırmayın…
Gerçeği saptırmayın.
Cevap verin.
Enflasyonu artıran saray.
Zararı çoğaltan hızlı tren.
Geçmeyenden para kesen köprü. Hastalanmayana yük bindiren hastane. Cemaati olmayan pahalı cami.
Say say, bitmez.
Nerede yanlış yapmaktasınız?
Hesap verin.
* * *
Yazar arkadaşımız (Ahmet Tan- Cumhuriyet) yazdı, öğrendim: Tayyip Erdoğan, AKP Genel Başkanı seçildiği dönemde “rterdoğan. com” adlı bir internet sitesi vardı. Sitede aynen şöyle yazıyordu: “Yoksul bir ailenin çocuğu olarak, simit satarak okul harçlığımı çıkardım. Simit o zamanlar 10 kuruştu. 7.5 kuruşa alır, 10 kuruşa satardım. Ama daha sonra bayat simitlerin 2.5 kuruşa satıldığını öğrendim. Bayat simitleri alır eve götürürdüm. Anacağım bu bayat simitleri buhara tutar, yumuşatırdı. Daha sonra da sobanın üzerinde gevretirdi. Ertesi gün bunları 5 kuruştan satardım. Elbette alışı yarı yarıya ucuz olduğu için daha çok satar daha çok kazanırdım.”
Helal olsun.
İyi bir iş planı.
Sonunda zarar yok.
Kâr var.
Bayat simit için yatırdığın parayı çıkarıyorsun ve emeğinin, alın terinin karşılığını kazanç olarak misliyle alıyorsun. Bu kadar net bir “iş yapma planı” ile büyümüş liderin “rterdoğan.com” sitesindeki, “buharı bayat simite uygulama ve pazarlama” bölümü daha sonra, nedense, çıkarıldı. Cumhurbaşkanlığı sitesindeki uzun hayat hikayesinde bu bölüm yok.
* * *
Oysa örnek alınmalıydı.
Hızlı tren yatırımları, yandaş özel sektöre “geçen de ödesin, geçmeyen de ödesin” modeli ile köprü yaptırmalar, yine yandaş işadamlarına “yatan da ödesin yatmayan da ödesin” modeli ile hastane yaptırmalar; “su buharı ile bayat simitleri buluşturup yüzde 100 kârlı satma” örneği üzerine kurulmalıydı.
Tersi yapıldı.
İsraf üzerine kuruldu.
Hem yaparken israf.
Hem işletirken israf.
Sonuç, zararı büyütme.
2002 yılında TCDD’nin zararı 2 milyar TL iken 2017 itibarıyla zararı 13,5 milyar TL’ye çıktı. 2003’de TCDD’nin yolcu taşıma payı yüzde 5.1 idi, 2017 yılında bu oran 4.3’e geriledi.(Kaynak Danıştay Raporları) Hızlı tren yapıldı, hem zarar büyüyor, hem trenle seyahat eden yolcu sayısı düşüyor.
Neden böyle oldu?
* * *
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde Kadir Topbaş Belediye Başkanı iken yapılmış; “77 km uzunluğunda 12.8 milyar TL maliyetli 6 metro istasyonu ihalesini” yeni Belediye Başkanı, “zararına yapılmış projeler” diye iptal etti.
Daha önceki projeler kârlı mıydı?
Kimin parasını savuruyorsunuz?
O kadar avans verildi, ne olacak?
Sormak gerekli: Suriyeliler için 30 milyar dolar harcadın. Gazze’ye 2 milyar dolar harcadın. Mısır’da Müslüman Kardeşler için 2 milyar dolar harcadın. Afrika ülkeleri; Somali, Burkina Faso, Sierra Leone, Liberya, Sudan için 6 milyar dolar harcadın. Bütün bunlardan ne elde ettin?
Yaz yaz, bitmez.
Saray yaptın.
Ne faydası oldu?
* * *
İsraf büyüdü.
Enflasyon çift haneye çıktı.
Hesap lütfen!

http://www.sozcu.com.tr/2018/yazarlar/necati-dogru/saray-yaptin-enflasyon-cift-haneye-cikti-hizli-tren-yaptin-zarar-yedi-kat-arti-2164060/?utm_source=yazarlar&utm_campaign=diger_yazilar&utm_medium=diger