Demedim mi KAYNIYOR diye?

Tedbir masalları!

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca “Tedbir… Tedbir…” deyip duruyor.
Ne tedbiri Koca Bey?
AVM’leri açan, Ayasofya önünde, Giresun’da binlerce kişinin omuz omuza toplanmasına, ulaşım vasıtalarına insanların balık istifi doluşmasına izin veren siz değil misiniz?
65 yaş üstünü evlerine hapsederken, insanları düşük faizli tatil kredileriyle yan yana, can cana sahillere gönderen kimlerdi acaba?
İşletmeleri, işyerlerini, mesai saatlerini ayarlamadan aynı anda açarak genç ve orta yaşlı milyonlarca kişiyi aynı saatte işe gitmek zorunda bırakan hangi yönetimdi Fahrettin Beyefendi?
Ülkede mitingler oluyor, üye kampanyaları yapılıyor, yandaş kodamanlar, iktidarın hatırlı kişileri binlerce insanın katıldığı vıcık vıcık düğünler yapıyor, Sağlık Bakanı tedbirden bahsediyor!
Böyle tedbir mi olur Bakan Bey?
★★★
Meydanı boş bulan virüs hızla yayılmaya devam ediyor!
Tedbir diye hemen 65 yaş üstü yurttaşlara iki-üç hafta sokağa çıkma yasağı getirirlerse hiç şaşmayın! Başka bildikleri önlem yok çünkü…
Oysa yoğun bakımda yaşlıların yerini gençler dolduruyor!
Her yaş grubu risk altında…
Gençlerin yoğun bakımda tedavi görme oranı yüzde 25’e yükseldi.
Salgının ilk haftalarında Sağlık Bakanı Fahrettin Koca “Hastalananlar, ölenler ileri yaştakiler” gibi akıllara durgunluk veren açıklamalar yaptı, gençler de “Bize bir şey olmaz” algısıyla rahat davrandı ve olanlar oldu.
Sağlık Bakanı’nın “Yaşlılar ölüyor” açıklamaları genç kuşağı yanıltınca onlar da okkanın altına gitti!
★★★
Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Hasan Murat Gündüz “Görüyoruz ki, yaşlı bireyler bu süreçte kendilerine daha çok dikkat ediyorlar. O nedenle ne yazık ki, yaşlıların bıraktığı yoğun bakım alanını gençler dolduruyor. Ayrıca 50 yaş altındaki hastalar da artık yoğun bakım tedavisi görecek kadar ağırlaşabiliyor” dedi.
Bunlara ne diyorsunuz Sayın Koca Bey?
★★★
Sonbahar ve kış aylarında mevsimsel gripten korunmak gerekiyor.
Belirtileri birbirine çok yakın olan grip virüsü ile koronavirüsün aynı anda vücuda girmesi, tehlikenin boyutunu büyütüyor ve hastalığa yakalananların kurtulma şansını azaltıyor!
Bu nedenle (özellikle ileri yaştakiler için) grip aşısı olmak şart… Fakat aşı nerede?
Grip aşısı yok… Zatürre aşısı yok… Hastanelerde yer yok!
Sadece Sağlık Bakanı’nın “Tedbir… Tedbir” lâfları var!
Yazık değil mi bu millete?
Terbiye dışı bir saldırı!
Özlem Çerçioğlu… Türk siyasetinde kadınların yüz akı…
3 dönemdir CHP’li Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı olarak görev yapıyor.
Ona “Topuklu Efe” diyorlar. Bu ismi hak ediyor.
Bir AKP milletvekili çıktı, Özlem Çerçioğlu’na dil uzatarak “Hanımefendi annedir, şudur budur ama kendisinin bu kimliğe uygun hareketi yok!” dedi.
Neden yaptı bu terbiye dışı saldırıyı?
Özlem Hanım’ın, bir kadın olarak Aydın Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nda kazandığı başarıyı kıskandığı ve buna tahammül edemediği için…
Aslında attığı çamur, bumerang gibi dönüp kendisini vurdu!
Bu tip politikacılar nedeniyle Türk siyaseti ne yazık ki, sürekli irtifa kaybediyor!
TEBESSÜM
Hırsızlar ve tecavüzcüler!
Temel ile arkadaşı Dursun sohbet ediyorlarmış…
“Şu yobaz takımına şaşırıyorum” demiş…
“Neden?” diye sormuş Dursun…
Temel anlatmış:
“Adamlar her fırsatta ‘şeriat isteriz‘ diye bağırıyor… ‘Şeriat, şeriat‘ diye tutturuyorlar. Şeriat gelse ne olacak ki?”
“Bilmem, ne olacak?”
“Heriflerin yarısının hırsızlıktan kolu kesilecek, yarısı da küçük çocuklara tecavüz suçundan hadım edilecek! Akıllılar bunu istiyorlar!”

https://www.sozcu.com.tr/2020/yazarlar/rahmi-turan/tedbir-masallari-6054936/

########## !!! ##########

Maske düştü kel göründü

■ Türkiye, sağlık sistemi çöken ABD’ye şefkat elini uzattı.
■ Türk Hava Kuvvetleri’nin Koca Yusuf isimli dev nakliye uçağıyla, çaresiz durumdaki ABD’ye maske, dezenfektan ve siperlik gönderdik.
■ ABD’ye nefes aldıracak olan tıbbi yardım paketlerimizin üstüne Cumhurbaşkanlığı Forsu’nun yanısıra, Mevlana’nın sözleri yazıldı: “Ümitsizliğin ardında nice umutlar var / karanlığın ardında nice güneşler var.”
■ İnsanoğlunun ölümcül hastalıkla mücadele ettiği şu günlerde, yardım paketlerinin üstüne Mevlana’nın yüreklere dokunan “umut” sözlerinin yazılmasını bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan istedi.
■ Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “derhal gönderin” talimatıyla gönderilen “hediye” tıbbi yardımlar, Washington’daki Andrews Hava Üssü’ne ulaştı, ABD dışişleri bakanı minnet duyduklarını açıkladı.
■ Türkiye’nin tıbbi yardımına Amerikan medyasında geniş yer verildi, bütün Amerikan televizyonlarında “Türkiye’nin vefalı bir müttefik olarak, en zor anında ABD’nin imdadına yetiştiği” anlatıldı.
■ Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi sayesinde, salgınla mücadelede dünyanın en başarılı ülkelerinden biri olduğumuz tescillendi.
■ ABD’ye kendini toparlayabilmesi için bir uçak dolusu daha tıbbi malzeme gönderildi, ikinci parti yardımlarımız adeta zavallı durumundaki Amerikan hastanelerine dağıtıldı.

Breh breh breh dedirten bu manşetleri eminim hatırlıyorsunuzdur.

Kendi vatandaşımıza maske dağıtamazken, herkes Ptt’den bir türlü gelmeyen kod numarasının gelmesini beklerken, iban numarası verip vatandaşımızdan üste para istenirken… Askeri kargo uçağımızın yüklenmesi, havalanması, ABD’ye inişi falan, en başta TRT olmak üzere bütün yandaş medyada canlı yayınlarla duyurulmuştu.

Hatta… Asrın liderimiz kendi forsu’yla gönderdiği tıbbi yardım kolileriyle beraber, ABD başkanı Trump’a mektup da göndermişti.

“Değerli dostum,
Salgını kontrol altına almak amacıyla verdiğiniz mücadeleyi takdirle izliyor, aldığınız tedbirlerden büyük memnuniyet duyuyorum.
Amerikan halkının gerekli dirayeti sergileyerek, bu krizi atlatacağından şüphe duymuyorum.
Amerikan halkının salgınla mücadelede temel ihtiyaç maddelerinin karşılanması için, ABD’nin güvenilir ve güçlü bir ortağı olarak, her türlü dayanışmayı sergileyeceğimizden emin olabilirsiniz.
Değerli dostum,
Hava Kuvvetlerimize ait bir uçakla, Amerikan halkının ihtiyaç duyduğu tıbbi malzemeleri gönderiyoruz.
Bu gönderdiğimiz tıbbi yardımlarla, sıkıntı içindeki Amerikan halkının sağlığına kavuşmasını diliyorum.”

Yandaş medyanın koltukları kabarmıştı.
“İşte dünya lideri”
“İnsanlık dersi”
“Gurur duy Türkiye”
“Anadolu büyüklüğünde vicdan” yorumları yapılmıştı.
Kimisi Akp’nin sağlık reformlarını ballandıra ballandıra anlatmış, kimisi şehir hastanelerini öve öve bitirememiş, kimisi de Kılıçdaroğlu’nun ssk’yı batırdığı sakızını çiğnemişti.

Netice kardeşim?

ABD’nin Ankara büyükelçisi, Türkiye’deki devlet hastanelerinin Amerikan ilaç firmalarına 2.3 milyar dolar borcu olduğunu, bizzat Tayyip Erdoğan tarafından “ödeme sözü” verilmesine rağmen bir yıldır ödenmediğini, bu biriken borç artık derhal ödenmezse Türkiye’ye ilaç satışının durdurulacağını açıkladı iyi mi!

Böylece…
Maske gönderiyoruz diye rüzgar yapanların, maskesi fena düştü.

İçmeye ayranı olmayanların – itibardan tasarruf olmaz diyerek – maskeyi tahtırevanla gönderdiği ortaya çıktı.

Ama siz gene de maneviyatınızı bozmayın.
Pandeminin ortasında ilaçsız kalakaldığınızda, elinize ilaç niyetine tutuşturulan reçeteyi okursunuz gari…
Ümitsizliğin ardında nice umutlar var filan!

https://www.sozcu.com.tr/2020/yazarlar/yilmaz-ozdil/maske-dustu-kel-gorundu-6054962/

*

Ja…
AYNEN!

>>> Bir tutarsızlık DAHA, bir KANIT <<<