vesaire vesaire

Sonra…
🙂
BILIYORUM…
Bile bile KORKUYORUM…
Çocukluğum, bana öğretilenler…
Ya bir daha göremezsem???
Allah verir, Allah alır…
UMUDUM…
Belki alırlar!

HATIRLA…
Kaybetme meselesi, hani kaybedecek çok şeyi VE az olanı…
Ben ZATEN kaybetmişim, kalmadı gibi kaybedebileceklerim.

1989’dan bu yana…
SADECE…
Nefes alana daha ne yapılabilir ki?

Aşkı nasıl bilirsiniz?
Nerede, ne zaman, nasıl başladığını bilmeden „doğuştan sevdalı“ olmak mıdır aşk?
En güzel şehirde, o şehre hasret, o şehrin acısıyla, o acıya sabrederek o şehri özleyerek yaşamak mıdır aşk?
Yangınlardan geçip kül olmak mı sevgiliden uzak değersiz pul olmak mıdır aşk?
Barışı, adaleti, muhabbeti gönüllere sunmak mıdır aşk?
Gözlerde görünmez bir perde midir aşk?
Hak’tan gelip Hakk’a dönmek midir, aslına can vermek midir aşk?
Sevgili için ölmeyi değil yaşamayı göze almak mıdır aşk?

Ölüm ölüm dediğin nedir ki gülüm, ben senin için yaşamayı göze almışım diyen şair aşkı:
Aşk kalbe düşen son cemredir.
Aşk kalbe düşen Hak cemresidir.
Aşk kalbe düşen Peygamber cemresidir.
Aşk kalbe düşen hakikati arayış cemresidir.
Aşk kalbe düşen medeniyet cemresidir.
Aşk kalbe düşen canan cemresidir.
Aşk kalbe düşen vatan cemresidir.
Aşk kalbe düşen güzel insan cemresidir, diye tanımlıyor.

Hadi ben gitti