YOK bağımlılık değil, RET EDERIM böyle bir itamı…
Ama tutucu…
Siyasi yönden değil beşerî ilişkiler açısından, alışkanlıklar falan…
Hem söyleniyorum hem yapıyorum, öte taraftan dua edip teşekkür ediyor…
İkisinden de helallik istiyorum.
Bak ite…
Hani İmamın oğluna, sanki yapacak başka bir şey kalmadı…
Eminönü…
Balık ekmek, bunların hepsinin götüne bir tekme…
Ardından yatırmak lazım falakaya!
Ulan bir tarafına bir şeyler mi girdi…
Işın mi yok senin, deprem kapıda!
Rahmetli…
Oma ver ne olursun çok kirli…
YOK…
Yok vermez inanmazdı, üstü başı, ceket manto falan…
Ben oyalardım, hanim gider dolapları boşaltır, gizli gizli arabaya götürürdü üstünü başını ki verelim kuru temizlemeye. Gözler görmez olmuştu.
Keza ev, kolaysa temizlikçi insan getir…
“Her yer tertemiz”
Ya doksan dokuz yaşında vefat etti.
İki gündür uğraşıyorum, iki gündür…
Tamam, sağlığım…
AMA…
Ya misafir tuvaleti, nasıl anlatsam bilmem ki?
Kiler diyeceğim değil, eski insanlar, alışkanlıklar…
Vorratskammer der Almanlar.
Bir nevi depo, mutfağın hemen yanında, olsun olsun her biri belki 2,5…
3 metre kare, yılların “pisliği”
Allah gani gani rahmet eylesin, gerçekten temiz…
Ve son derece bakımlı bir kadındı AMA gözler…
İnceden inceye seçemiyordu.
Boya, badana üstüne boya badana…
ÖZLEDIM…
Keşke hayatta olsa da gene sinir etse beni…
Küfür kafir ama OLSUN, rahmetli babam…
Nasıl özledim…
Bu sabah Jack gene aklıma geldi, düşündüm en son ısırganların içine çekmişti beni…
Günlerce oram buram yandı durdu…
😊
Aman kalsın dedim kendi kendime.
Bulmasın bir şeyler kalbime giden yolu…
Çıkmıyor bir daha, özlüyor…
Hasretini çekiyorum.