Geçenlerde yazdı bir gazeteci…
Kimdi hatırlamıyorum, dertler, hafıza makaran süzgeci AMA rakamlar kazındı kazınması gereken yere.
Mollaların ülkesinde 50 bin küsur…
Bizde 88 bin küsur Camii…
Hiç Tayyipistanda otobüse, minibüse bindin mi?
Müslümanız değil mi?
Müslüman(!)
ANLA BENI (…)
Evimizin adetindendir, böyle gördüm böyle büyüdüm…
Yolculuğa mı çıkacağız?
Evin kadını, kadınları evi temizler…
Süt dök yere, yala…
Bir, iki gün öncesi ağır yemek pişmez, sarımsaklı gibi…
Kokan şeyler gelmez sofraya, pastırma, sucuk falan…
Evden çıkmadan önce…
Sırasıyla HERKES yıkanır, temiz pak giyinir…
Hele bir yıkanma…
Sıkar biraz, yıkanacaksın, temiz pak giyineceksin öyle dökülür millet yollara.
NEDEN?
KIMSEYI rahatsız etmeye hakkimiz YOK…
Gidip de dönmemek, dönüp de görmemek var…
Bir…
İkincisi ola ki…
Öldük kaldık Allah’ın huzuruna, hastanelik olacaksak eğer…
Kul önüne temiz pak çıkmak!
Bak geldi başıma…
Sabah evden çıktık, akşam oldu dönemedik geriye…
Ev ne haldeydi bilmiyor, hatırlamıyorum…
Ev hali, gündelik…
AMA GÖREN ailedendi, yabancı değil yani…
Yaşa…
Allah, yüce Mevla’m yaşayalım diye yolladı bizleri buraya…
Ama öyle bir yaşa ki sanki…
Her an ölecekmişsin gibi, yüreği temiz, bedeni temiz…
Peygamber Efendimiz, rivayet edilir ki son derece dikkat edermiş üstüne başına…
Görüntüsüne…
Unutma bu dünya ye kürküm ye dünyasıysa öte taraf ruhani…
Hem beden HEM YÜREK bir bütün…
Kul önünde, Tanrı huzurunda!
Hiç unutmam…
GATA…
İstanbul’da askerlik şubesi, kazadan sonra, elimde kapı gibi özürlü belgeleri…
İnandır inandırabilirsen…
Hemşire dedi nasıl utandım, hastaneye gideceğim, tabii ki yıkandım da gittim…
Üstüm başım, iç çamaşırlarım tertemiz…
Genel konuştu ama ben üstüme alındım…
TEKRAR utandım…
Muayene etmemişlerdi beni o gün, bugün git yârin gel misali…
Ertesi gün için muayene verdiler…
Apış arasını göstererek “Temiz gel oldu mu!”
Bak ya, lafa bak…
Allah bilir neler “görüyor” koklamak zorunda kalıyorlar!