“Kürdistan” sebep ve sonuçları

Gerçek şu ki:
Büyük Ortadoğu Projesinin eş başkanını bu devletin başına getiren SIZLERSINIZ…
Kiminiz desteği ile kiminiz sesiz şeytanı oynayarak.
Gerçek şu ki:
Sen Kürt kökenli kardeşim bizler gibi büyük bir kimlik bunalımındasın.
Gerçek şu ki:
Gençlik… Bencil, tüketime alıştırılmış, özendirilmiş, düşüncesiz YOK YA NE Z Kuşağı, internet fırlatmaları, bilmişleri, Coca Cola kuşağı, bu PEZEVENKLER sayesinde dininden, imanından, özgeçmişinden edinilmiş bir nesil. KAYIP nesil kayıp.
Gerçek şu ki:
Burunun ötesini göremiyorsun, görememenin sebeplerinden bir okumaya vakit ayırmadığın gibi düşünmeye hiç özendirilmemiş, özgül (spezifisch) ve özgün sorma ve sorgulama yaparak düşünme öğretilmemiş bir toplumuz.
Gerçek şu ki:
Biat ederek köle ruhlu insanlar olmamız özellikle istenmiş, sevk ve teşvik edilmiştir.

Doktordan geliyorum…
Agresifmişim, senin Türkçeni bilmem ne edeyim…
Yani saldırgan…
Yat kalk Allah’ına şükür et, gerçekten tepemin atıp saldırganlaştığımı görmedin…
Hep diyorum…
Birkaç dakika AMA yetiyor bana, DELI gücü, bir çılgının gücü – kuvveti AMA EN ÖNEMLISI…
Ne yaptığının NE YAPMASI GEREKTIGINI BILEN BIR DELI…
Örneğin Almanya’da 12 santime kadar bıçak taşıyabilirsin yanında…
2 santimlik bir bıçak bana yeterli seni öldürmem için…
Ki benim bıçaklarım ha jilet ha bıçak…
Şahdamarlarından birini “çizmem” yeterli!

En fazla üç dakika içinde havale ederim seni öte dünyaya…
Kolun, bacağında olabilir mesela…

Bu çok kısa bir zaman sarfında yapabilirsem yapmam gerekeni her şey yolunda…
YOKSA Önder çok pis dayak yedi…
Çünkü tüketiyorum kendimi. O birkaç dakika inanılmaz bir enerji…
Pekişirse bilgi ile, bilinç ile…
Aksi…
Aman aman…
Ondan sonrasını sorma, ben BITTI!

Ya tabii ki okumuş bir insan tabii ki bilgili haliyle yeterliliği şüphesiz benden kat be kat üstün olan…
AMA…
Karşındakinde aptal, enayi sanma…
Senin gibi kaç tane doktoru cebimden çıkarırım, buna ister inan ister inanma.

Haaa bu tespiti doğru, kendimde yazıyorum bunu…
Bir devleti şirket mantığı ile yönetemezsin…
O da bana “bir aileyi şirket mantığı ile yönetemezsin! Sen istersin yüzleri, binleri yönetmiş ol” dedi…
Doğru…
Doğruyu söylüyor, gerçek bu…
“Korkuyorsun” diyor…
Yapma ya, ben ne yazıyorum senelerden beri?
Aklım gidiyor kaybetmekten, aklım, kalan 2,5 gram…
“…bu kaybetme korkusu seni her gün kaybetmeye daha çok yaklaştırıyor…”
Vay be, iyi ki söyledin…
Bilmiyordum!???

Ulan…
Birkaç kadını birden aynı anda idare eden…
Kadın ulan kadın, dünyanın en tehlikeli mahlukatlarından biri…
Kaplan benzeri…
Gizlemeden, saklamadan…
>>> Birbirlerinin bilincinde ve farkında olan <<<
Ve…
Hiçbirini KAYBETMEYEN, ben!

Ben can kaybetmekten KORKUYORUM, can…
Bir daha asla ve kata görememek üzere kaybetmekten söz ediyorum…
NIHAI!

Zil çaldı, çıktı odadan…
Başladı ağlamaya, iki gözü iki çeşme…
???
???
???
Ne oluyor ya, neden ağlıyorsun?
En nefret ettiğim şey, EN…
Kadının durup durukken zırlamaya başlaması, kendimi o kadar çaresiz his ediyorum ki!

Ben niye gittim, neden hala buradayım?
Halbuki olmalıyım bambaşka bir yerde…
Herif bana mutluluktan söz ediyor, bir kadın için önemli olabilir mutluluk, bir şey diyemem…
Ama bir erkek huzur ister, düzen…
ÖNEM VERMESEM, değer ben burada, karşında olur muydum hiç?

Ne olmuştu öncesi?
Ben ona senelerin gözlemlerini, TESPITLERINI anlatmaya izah etmeye çalışıyorum ki olsun elinde veri, analiz edebileceği, bir şeyler, belki yardımcı olur terapisinde…
Herif tutmuş nerelere götürüyor beni…
Tepem attı, farkında değilim, ADETIM değildir parmağımı kaldırmışım…
Çok kızdım ama tepem atmamıştı, ben ona bir şeyler anlatmaya çalışıyorum…
O bana neler soruyor, “indir parmağını aşağıya” dedi “yoksa konuşamayız seninle”
Zaten randevu aldığımda his etmiştim bu heriften ne köy olur ne kasaba…
Fırladım ayağa gitmek için, galiba öncesinde özür diledim parmağımı kaldırdığım için, dedim…
Zaten sizinle bir sonuca varamayacağımız belli…
“Otur” dedi “madem değer verdiğini söylüyorsun, otur konuşalım”
Toparladım kendimi, oturdum tabii…
Gerçekten benim için önemli…
Sevdiklerim, kalbimde olan herkes benim için çok ama çok değerli!

DIKKAT…
Bundan sonra bir yer çok önemli…
Sordu; “Neden ne olabilir sence?”

Dedim ayrı dünyaların insanıyız. Hayat anlayışımız, görgümüz, kültür çok ama çok farklı. Aileler… Çok köklü bir ailenin mensubuyum, örf ve adetlerimiz, gelenek ve görenekler (…) Ciddi anlayış farklılıkları ki bunun kökenini yetişmeye, yetiştirilmeye, eğitime bağlamak mümkün.

Ezberden…
Ezberden “gazel okuyorlar” işkembeden salıyorlar, demin yazdığım gibi doktor olacaklar…
MS Hastalığı nere kene nere…
Ezber!

Özen yok özen, itina…
Düşüncesizlik, bilgi, birikim…
Ve siyaseten yaşadıklarımızda bu örneklerden de anlaşılabileceği gibi benzerlikler göstermekte…
Macron istedi…
Alman teklif etti, gelelim Ortadoğu’ya…
Birleşmiş Milletler kararı ile, Rus ister mi, Esad, Amerikalı zaten en başta Fransız’ı uzak tutmak çabasında AMA farkındaysanız pek İngiliz’i de yaklaştırmak istemiyor coğrafyaya.

KONU…
Güvenlik değildi, ülkenin bekası…
Yazdım anlattım değil mi? IŞID, petrol…
Kahpedoğan çetesi…
Ve yine 30 Kilometre derinlik, sikinin boyu…
444 Kilometre hudut boyu…
Verilen Ona 120 Kilometre, köpeğin önüne atılan kemik gibi…
Mesele vatan, millet değil…
Ranttan pay kavgası!

Ne demişti?
Süreyi bir daha uzatmayacağız!

Vay be, uzatmayana bak…
Gerekçeleri “anlaşma gereği” gerek kalmamış operasyonlara…
ULAN…
Ülkeye kazınan tünelleri ne etmeli?

Israil’in anası ağladı, canına tak etti…
Hamasın ve diğerlerinin kazdığı tüneller, güvenlik sorunu…
Kaçakçılık…
İyi ki öğrenmiş bir iki harf İngilizce…
Ve Vayyy Piii Ciii…
YPG vaz geçecek öyle mi?

Yüzlerce yıllık bir devlet geleneği, göreneği…
Anlamıyorsun değil mi sözlerimi, verdiğim örnekleri…
Anlamadın değil mi?
Halbuki o kadar önemli anahtar kelimeler kullandım ki…
Kafaya DANK etmeli, hafızaya kazınmalı AMA…
Bizler…
Ayrı dünyaların insanlarıyız, ayrı!

Devam edecek, ya bugün…
Veya önümüzdeki günlerde!