Kimse beni yanlış anlamasın…
Hor görmüyor, aşağılamıyorum gayretleri…
Aksine…
Seviniyor, gururlanıyorum AMA…
Güzel kardeşim benim, neydi benim derdim?
Altyapı…
Temel, temel, ÖZ!
Hele hele bilimde…
BINDIRME OLMAZ…
İlla sağlam ve sağlıklı bir altyapı gerekir, buna bilgi birikimi denir.
Biliyorum anlamıyorsun beni çünkü düşünmüyorsun sözlerimi…
Al sana bir örnek daha, düne ait…
Anlamayacağını bile bile yazıyorum ya…
Neyse.
Hanımla yoldaydık dün yine, akşam olmuş geç vakit…
Tabii karın dediğin acıktı, lahmacun istedi dedim yapma etme, eyleme…
Çoban kavurma!
Lahmacunu yârin öğle vakti alırım sana…
Daldım bakkala…
Baktım ete, et bana. Bu saate ben mi seni yerim sen mi beni?
Diye sordum kendime, sonradan analadım O beni yedi…
Dedim ver bir kilo süt danası çocuğa…
Benim evlat misali, tombiğin teki, olur ağabey dedi…
Oğlummm, sen Türkiye’de hiç gittin mi kasaba?
“Yok ağabey gitmedim”
Bu ne lan, etler öksüz doyuran cinsi?
Güldü…
Anladı demek istediğimi, kuşbaşı ama kocaman kocaman…
Dedi: “Ağabey, müşterilerimizin çoğu İran’lı. Onlar küçük küçük istemiyor, sizin eti küçültme şansınız var ama(!)”
Tabii ekmek parası…
Türkün mutfağı, edebi, terbiyesi…
GÖRGÜSÜ…
Anlamaz Önderi, Türkiyeli…
Ama baz baz bağırır Türk’üm diye görgüsüzün, bilgi ve bilinçsizin teki…
TEMEL en büyük eksiği!