Muazzam bir kıtlık hüküm sürer ülkede…
İlk değildir memlekette, eskiden de çokça görülürdü böylesi. Zengin deşkelini doldururken…
Halk…
Bebelerinin açlıktan ölümünü izlerdi.
AMA sistem değişti, rejim…
Olmaması gereken tekerrür etti…
İnsanlar “ekmeğe” muhtaç…
En temel insani gereksinimleri bile bulmak neredeyse imkânsız…
Ya olacak bir dayın ya inanılmaz paran…
AMA BU NE ülkenin “kuzey – batısında”
Ne ararsan var!
Arar başkentten başbakan…
Sorar belediye başkanına “Arkadaş bu ne iş, nasıl oluyor da sizde insanlar ne ararsan buluyor?”
Belediye başkanı bıyık altından gülerek, biraz alaylı bir ses ile…
“Efendim, kıyı kentiyiz bir…
Önümüz deniz…
İkincisi öyle bir organizatör var ki elimizde inanılmaz…
Ne lazımsa bulur getirir!”
“Kimdir bu, ismi ne?”
…
…
…
“Yolla onu buraya!”
Emir kesindir, emir demiri keser…
Devletlerin…
Kolluk kuvvetleri olur, güvenlik güçleri…
Ve yine istihbarat örgütleri…
Bu istihbarat örgütünün var bir ÜLKESI!
Evet…
Doğru okudunuz, devletin istihbarat örgütü değil…
İstihbarat örgütünün devletidir bu ülke…
Tersi…
Örneğin bir toplumun vardır değişik dini inançları…
Vardır dürüstü, arsızı, hırsızı…
İnsanız değil mi, ne ararsan var içimizde…
Ehhh…
Bir istihbarat örgütünün devleti olurda, bir dincinin, hırsızın, arsızın…
ADININ…
Kendine özel devleti olmaz mı?
Neyse…
Gerisi gerçekten yarına…
😊
Devamı yarına, merak edenlere anlattıklarım, anlatacaklarım gerçek