Evet nerede kalmıştık? Hah… Beyinsiz kaldıklarında, devam edelim hatırlamaya, hatırlayalım ki bugünleri ANLAYALIM! LÜTFEN kızmayın bana, “lafı – sözü” uzatmıyor, sizlerden bir şey saklamıyorum. Var yazamadıklarım, söyleyemediklerim AMA saklamıyorum, diyorum işte açık açık. Ama anlamanız çok önemli, süreci hatırlamanız ki anlayasınız yazdıklarımı, yazacaklarımı

Ergenekon için kim ne demişti?
Tutuklamalar için ‚oh olsun‘ dercesine canlı yayınlarda gezenler, kumpasın ifşaası sonrası sessizliğe büründü.Bakın Ergenekon için kimler neler söylemişti?

12 Haziran 2007’de Ümraniye’de bir gecekonduda 27 adet el bombasının bulunmasıyla başlayan Ergenekon süreci 9 yıllık serüvenin ardından bugün Yargıtay’ın kararıyla resmen tarih oldu. Kimisi “Gülen cemaatinin Türkiye’yi dizayn çalışması” dedi kimisi ise “AKP’nin orduya yaptığı bir operasyon”
İlk gözaltılarının ardından yıllarca dalga dalga büyütülen operasyonda birçok siyasetçi, yazar, asker, polis hücre köşelerine atıldı. Kumpas olduğu tescilenen Ergenekon operasyonu birçok insanın canına da mal oldu. Kısacası son 9 yılda Türkiye’nin üzerinden alev alev yakan bir Ergenekon kumpası geçti. Son 14 yıldır Türkiye’nin idaresinden sorumlu olan Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP iktidarının ilgili isimleri kumpasın sorumluluğunu hiç üstlenmedi. Süreci, Başbakanlığı döneminde yöneten Cumhurbaşkanı Erdoğan, suçu hep Gülen cemaati başta olmak üzere başka yerlere attı. Peki hâlâ devleti yöneten isimler, zamanında Ergenekon kumpası için neler söylemişti? İşte Ergenekon tarihinden birkaç başlık…

“BU DAVANIN SAVCISIYIM”
15 Temmuz 2008- O dönem Başbakanlık koltuğunda oturan Erdoğan, Ergenekon savcılarının iddianameyi İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne verdiklerinin hemen ertesi günü, “Bu davanın savcısıyım” çıkışında bulunmuştu. Dönemin CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın Ergenekon davasında kendisine savcı yakıştırmasında bulunduğunu hatırlanan Erdoğan “Millet adına hakkı aramanın hakkı savunmanın gayreti içindeyiz, eğer bu anlamda savcılık ise evet savcıyım” demişti.
“O SAVCILARA BÜTÜN TÜRKİYE’NİN BORCU VAR”
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ise dalga dalga gelen Ergenekon operasyonlarının gölgesinde Gülen cemaatine ait Aksiyon dergisine verdiği söyleşide; düzmece delil ve gizli tanıklarla yürütülen Ergenekon ve Balyoz davalarında verilen kararlara destek vermiş, özel görevli yargıç ve savcıları övmüş; “Onlara bütün Türkiye’nin demokrasi adına büyük bir borcu var” demişti.
“TÜRKİYE BAĞIRSAKLARINI TEMİZLİYOR”
Yine dönemin Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, o dönem bir televizyon programında “Türkiye iyi bir noktaya gidiyor. Bu sıkıntılar, sancılar bir taraftan doğum sancısıdır. Bir taraftan da bağırsakların temizlenmesidir” demişti.
“HİZAYA SOKTUK”
Dönemin Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış ise 2012 yılında Ergenekon ve Balyoz kahramanlarını kastederek, “Maalesef Türkiye’de bulanık suda balık avlamaya alışmış zihniyetlerin hep önümüze engeller çıkarmaya çalıştığını gördük. Türkiye’dekileri hizaya soktuk” diye konuşmuştu.
“CUMHURİYET TARİHİNİN EN BÜYÜK HUKUKİ HESAPLAŞMASI”
AKP Milletvekili ve Başbakan Başdanışmanı Yalçın Akdoğan ise 2013 yılının Ağustos ayında yaptığı bir açıklamada “Cumhuriyet tarihinin en büyük hukuki hesaplaşması” tanımını yapmış ve “sadece bir zihniyetten hesap sorulmamış, aynı zamanda bu anlayış yargı yoluyla tasfiye edilmiştir.” diye konuşmuştu.
“KURDA MERHAMET ETMEK KUZUYA ZULÜMDÜR”
Dönemin AKP Sözcüsü Hüseyin Çelik ise Ergenekon mağdurlarına ceza yağdığı dakikalarda katıldığı bir televisyon programında “Şunu unutmamak lazım. Türkiye yıllardır darbe tehdidi altındaydı. Merhamet adaleti engellerse o merhametten maraz doğar. Kurda merhamet etmek kuzuya zulum etmektir” yorumunda bulunmuştu.

ERGENEKON YAZARLARI!
Şu anda AKP milletvekili olan Şamil Tayyar da o dönöm gazeteci sıfatıyla Ergenekon üzerine kitaplar yazmış, Ergenekon’un masaya yatırıldığı tartışma programlarının vazgeçilmez konuklarından birisi olmuştu. Yine Tayyar gibi Sabah yazarı Rasim Ozan Kütahyalı da Ergenekon konusunda bilirkişi kesilmiş ve program program gezmişti.

DAVANIN GEÇMİŞİ
Ergenekon soruşturması, bir telefon ihbar telefonu üzerine 12 Haziran 2007′de Ümraniye’de bir gecekonduda 27 adet el bombasının bulunmasıyla başladı. Ergenekon dalgaları adıyla anılan operasyonlarda iş, siyaset, spor , sanat, hukuk ve medya dünyasından isimler, asker, polis, işadamı, yazar, akademisyen ve sendikacı gözaltına alındı. İlk duruşması 20 Ekim 2008 tarihinde başladı. Ergenekon Davası’ıyla 23 iddianame birleşti, davada 31′i gizli tanık olmak üzere 160 tanığın beyanı alındı. Poyraz, Hisar, ‚9′ ve Deniz gizli kalmak istemedi, kimliklerini açıkladı, sanıklarla yüzleşti. İsmini açıklayanlar arasında en çok etki uyandıran ise gizli tanık “Deniz” olarak ifade veren PKK’nın eski yöneticilerinden Şemdin Sakık oldu. “Samimiyetimi ortaya koymak için kimliğimi açıkladım” diyen Sakık’ın ifadesi sırasında Silivri’de mi yoksa hükümlü olarak kaldığı Diyarbakır Cezaevi’nde mi olup olmadığı konusu da dava avukatları tarafından tartışıldı. Tutuklu sanıklar, Şemdin Sakık’ın tanık olarak dinlenmesine duruşmada tepki gösterdi. Davada 600 duruşma yapıldı. Kararını 5 Ağustos 2013′te açıklayan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ’u Müebbet hapis cezası, CHP milletvekili Mustafa Balbay’a 34 yıl 8 ay hapis cezası, Mehmet Haberal’a 12 yıl 6 ay hapis cezası, İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’e ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ve 34 yıl 4 ay hapis cezası, Danıştay saldırının tetikçisi Alparslan Aslan’a 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ve 90 yıl hapis cezasına çarptırdı. Diğer sanıklar da çeşitli hapis cezasına çarptırıldı. Özel Yetkili Mahkemelerin kapatılması ve tutukluluk süresini 5 yılla sınırlayan yeni kanunun yürürlüğe girmesinin ardından sanıklardan Alparslan Arslan hariç tüm sanıklar tahliye edildi. Yargıtay 16. Ceza Dairesindeki temyiz duruşmaları, 6 Ekim’de başladı ve 17 oturum yapıldı. Dava 9 yıl sonra bugün karara bağlandı.“

https://www.sozcu.com.tr/2016/gundem/ergenekon-icin-kim-ne-demisti-1195230/

AKP yönetiminin onyıllık iktidar döneminde, Türkiye (üçte ikisi generaller ve amiraller olmak üzere) üst düzey askerlerin, önde gelen siyasilerin – parlamento üyeleri de dâhil – gazetecilerin ve hukukçuların cezaevine konulduğu ülkeler arasında dünya rekoruna sahiptir. Türk devleti, çifte standart uygulanmasının bir örneği olarak, her yerde “demokratik bir devlet” olarak kabul edilmekte, NATO’ya üyeliği devam etmekte ve katılım başvuru prosedürü gereği Avrupa Birliği ile görüşmelerine de devam edilmekte.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun stratejisi, Osmanlı İmparatorluğunun dağılmasından sonra kurulan devlet Türkiye’nin ilk başlarda başarı gibi görünen, daha sonra adeta bir kâbus haline dönüşen, komşu ülkeleriyle olan sorunlarına çözüm yolu bulmak amacıyla içine girdiği çöküşten çıkarmaktır. Suriye’nin daha ilk başlarda çöküşüne giden somut belirtilerinin ortaya çıkması ve ülkenin parçalanması ihtimali üzerine, AKP yönetiminin kibirle hareket etmesine ve Türkiye’nin her bir komşusuyla araları açılmasına neden oldu.

AKP hükümeti, diktatörlüğe dönüşen yönetimi tesis edildikçe, politikasında değişiklik yaptı ve toplumsal dayanağı temelinde de azalma meydana geldi.
Ancak, Müslüman Kardeşler Teşkilatından gelen “toplumu İslamlaştırma” yönündeki talimatların yerine getirilmesinde, Aleviler, Kürtler ve ülkede laikliğin olmasına sıcak bakan Sünnilerden uzaklaştı. AKP yönetimi, Haziran ayında, Taksim Meydanında yapılan protesto gösterileri dalgasında yaşandığı gibi, azınlık haline geldi ve giderek otoriter bir rejim olmaya dönüştü.

AKP’nin finansmanı…
Lojistik desteği, akıl hocaları ve bilumum destekçileri…
Yandaş ve yoldaşları…
Değişkenlik arz etmekle birlikte hiç bir zaman vaz geçmediği, vaz geçemediği…
Destekçisi Müslüman Kardeşler denilen oluşum olmuştur. Kimdir bunlar ne yer ne içerler…
İnsan mıdır, in midir cin midir bu kimseler…
Bunlar kimlerdir VE pezevengin bunlar ile ilgisi, alakası nedir?

Dikkat edin bak dikkat edin…
Kimler, kimler girdi siyasi hayatına…
Kimleri bıraktı yarı yolda, Graham E. Fuller bile kaldı yarı yolda…
YETMEDI…
Tutuklama talebiyle arananlar listesine girdi!

O kadar akıllıyız ki, o kadar olur. Ne aldatırız ne aldanırız AMA acayip kandırırız

Devam edecek…