AKP’nin yargı darbesi, FETÖ ile HALA organik bağı, çirkefe bulaşan Türkiye Cumhuriyeti VE Kahpedoğan çetesi üzerine

Yarına yandım…
Yarına ölüp, ölüp dirileceğim KESIN!

Bugün mü hiç sorma ne hallerdeyim, dün delirdim, çıldırdım haber alamayınca…
Olasılıklar…
Bir bir dizildi gözümün önünde, en korkuncu, en kötüsü başta olmak üzere…
Gitmem lazım, Önderin hiç bitmez işleri…
Ne yapayım?
Bir şekilde her şey dönüp dolaşıp benim masamda yerini buluyor…
Bin parçaya bölünsem…
Milyon parçaya…
Ne fayda?

Bugünden tezi yok, yukardaki konuları işlemeye başlayacağım…
Bir bağlantı kurabilir, vaktim müsait olursa jetleri de konuya dahil etmek istiyorum…
AMA…
Önce özelim, OMA…
Para…
Tayyipistan ekonomisine döndüm, acilen toparlamalıyım kendimi…
Bak…
Dolar 5,77’ye kadar geriledi, UMUTLANAMA…
Geçici!

Evet…
Belki kimi bilmediğiniz, kimi düşünmediğiniz, görmediğiniz…
Kimi perde arkası bilgisi…
Bu makalede yer alacak kısmetse. Bugün, yârin belki ertesi güne aksarsa…
AMA kesin altısından önce…
Korkuyorum, tembihledim, not aldım, elektronik cihazlar ayarlı…
Şeker ilaçlarım…
İnsan, alışkanlıklarının esiri…
Bugün son, yarına uyku sersemi atmasam ağıza bari.

*

Biraz gerilere gidip…
Toparlaya toparlaya günümüze gelelim…
Ergenekon davasının 05 Ağustos’ta, Silivri’de yapılan duruşmasında alınan kararla hükümete karşı düzenlenen komplo iddiası kabul edilmişti. Bu dava sürecinde demokratik bir yargılamanın vecibelerine riayet edilmedi: Özel olarak inşa edilen bir hapishanede, özel olarak kurulan mahkemelerde ve yine özel yetkili yargıçlar eliyle yargılama yapıldı.

LÜTFEN…
Bu bağlamda şunları hatırlayınız:
1. “savcı” Zekeriya Öz, olanları ve Onun sonunu
2. Vazifeden görev çıkaran hangi pezevenkti?

Hatırlamayanlar için

Oldukça uzun bir makale olacağa benzer…
YANI sabır, videoyu değiştirdim, Önce ve sonrası hatırlamayanlar için

Soruşturma aşamasında elde edildiği iddia edilen çok sayıda belge zanlılar tarafından düzmece olduğu gerekçesiyle reddedilmişti. Yargılama sırasında tanıklık yapanların kimliği de gizli kaldı.
Yargılananlar…
AKP’ye muhalif küçük bir azınlığı temsil etmelerine rağmen, Türkiye’nin NATO üyeliğine ve ülkenin Suriye’de yürütülen örtülü savaşta yer almasına ideolojik olarak karşı çıkabilecek gücü bulunan bir hareketi oluştururlardı.

Biliyorum…
Biraz ileri gidiyorum ama hafızanızı zorlamanızı isteyeceğim, bu zihniyetin İtalya’daki kankası kimdi?

Hatılaydınız mı, ne sıkı fıkı bir dostlukları vardı(!)

Onun dünya kadar pisliği meydana çıktı, sonunda ortamı terk etmek zorunda kaldı…
“Bizimki” öyle yüzsüz ki…
Hala makam işgal ediyor. Evet…
Buna karşılık, hükümetin yapısı ve Başbakan Erdoğan’ın siyasi formasyonu İtalya’daki Hıristiyan Demokrasinin Türkiye’deki karşılığına denk gelmekte: İktidar partisi bileşenleri Atlantik müttefikliğini mutlak olarak savunuyorlar ve “ılımlı” dinsel bir parti olduklarını kabul etmiyorlar. İtalya’daki Hıristiyan Demokrasi Partisi masonik locaları etrafında örgütlenmiş, finansmanı da mafya tarafından sağlanmıştı.

Bakın burasını anlamanız çok önemli…
İkili bir oyun…
Bir yandan batıya şirin görünmek için ılımlı İslam pozisyonu…
Demokratik…
Pardon ileri demokrat ÖTE YANDAN…
Ki asil niyetti bu … gerçekleştirmek. Nokta, nokta, noktalar sürpriz…
Henüz sözlerime başladım, bu zihniyetin asil NIYETI…
Gizli zihniyeti…
Evet ona daha sonra geleceğiz. Önemli olan İtalya örneğinde olduğu gibi bu oluşumun finansmanın karanlık odaklar, güçler tarafından sağlandığını anlamanız.

Tabii bu ülke revaçta…
Jeolojik strateji, politik önemi…
Hal böyle olunca sağdan, soldan her yerden parmaklayanlar var…
Menfaati olanlar, izleyelim birlikte:

Tay, tay…
Tay konusuna ileride yine dönmemiz gerekli, özellikle SayışTay’a…
Para, para, para!

Ya, ya…
Hayat dediğin böyle bir şey…
YEMINLE…
Yazamam, gösteremem batı ile ilgili bölümleri, allayışla karşılayın lütfen…
Alt tarafı bir çeyrek!

İnanın…
Bunlar daha başlangıç, sadece birer hatırlatma…
Gelmedik daha enteresan bölümlere…
Kibir kardeşim kibir…
Yani afra tafra…
Belki Kasımpaşa gibi yerlerde beli bir neticeye varan yöntem olabilir…
Ama…
Az biraz mürekkep yalamış, biraz kültürlü, biraz düşünen…
Geçmişi olan…
Ve geleceğine değer veren hiçbir yerde böyle davranışlar intiba görmez. Sen istediğin kadar…
Ultra…
Süper lüks saraylar dik oraya buraya, sırıtıyorsun cehaletinle…
“Asiller” arasında!

### !!! *** !!! ###

Çok olmuyor, sormuştum…
Bunlar FETÖ ile papaz olduktan sonra hiçbir işleri rast gitmedi değil mi diye…
Ve yine çok oluyor > ambivalenz < teşhisim…
Sordum…
Hatırlıyorum daha kim var bunların arkalarında…
Amerika…
Avrupa bir öyle bir böyle, bu araştırmalarımın sonucunda…
KESIN kanım, EMINIM sonunda anladım kim var arkalarında!

### !!! *** !!! ###

Hepsi bu makalede yer alacak, hepsi…
Şimdilik sadece şu kadarını yazmış olayım, gelecek gerisi…
Hatırlıyor musunuz yazmıştım bir keresinde devlet devletse kurmaz çete…
Ama…
Olanı kullanır, evet ismini vereceğim, belki tahmin bile ediyorsunuz kim var bu pezevenklerin arkasında AMA bunu SAKIN unutma, O oluşumun ardında kim var, KIMLER destekliyor, ayakta tutuyor BILEMEYIZ, sadece kimi tahmin yürütebiliriz.

Türk Devlet organları ile Mafya arasındaki bağların varlığı Susurluk (1996) kazasından beri açığa çıkmıştı. Terörle mücadelede polis şefi Hüseyin Kocadağ, aşırı sağ milislerin, Bozkurtların reisi, uyuşturucu madde kaçakçısı Abdullah Çatlı, sevgilisi ve aynı zamanda tetikçi Gonca Us, muhafazakâr milletvekili ve uyuşturucu baronu Sedat Bucak, bu kaza sırasında Bucak’a ait arabada öldüler. Bugün aynı faaliyetlere Suriye’nin yağmalanmasıyla devam ediliyor: Suriye ait birçok üretim tesisi yerinden sökülmüş, araçlar/tezgâhlar çalınmış, çok sayıda arkeolojik varlık, resmi görevlilerin bilgisi dâhilinde, yasadışı bir şekilde Antakya’da satışa sunulmuştur.

Neyse, merakta bırakmayayım sizleri…
Bir ipucu vereyim…
Dedim ya uzunca bir şey olacakmışa benziyor, anlatmak istediklerim çok…
Hatırlayın Mısır’ı…
Sisi, Mursi falan, anlayan anladı!

EVET…
Talimatlar, yön vermeler…
Yönlendirmeler bir taraftan AB(D) öte yandan bu iki koldan geliyordu…
FETÖ’ye…
İstersen beyin de!

Beyinsiz kaldılar, beyinsiz.

Oku, ihrac… Davut’un oglu