Çalışıyorlar! Çalmıyorlar!

Okurlar, e-mektuplar gönderir. Mektuplar genelde ikiye ayrılır. Çatık edalı mektuplar: Yazarı, yazdığından ötürü kınar, eleştirir, kızar, suçlar, küfürler savururlar. Kalbe dokunan mektuplar: Yazarın yazdıklarına destek verir, över, katkı yapar, eksiği varsa tamamlar, yanlışı varsa düzeltir, yüreklendirirler.
Yazarlar da ikiye ayrılır.
Cevap verenler.
Yanıtsız bırakanlar.
Ben “her gelen mektuba kısa da olsa cevap veren” yazarlardanım. Mektuplar genelde okurla aramda kalır.
Kimseyle paylaşmam.
Dün de okur yazdı.
Ben cevap verdim.
Baktım, gelen mektupla giden mektup sadece okurla beni ilgilendiren bir konu değil. Yazılanların “herkesin bilmesinde” gazetecilik açısından hem haber değeri var. Hem de “yeni bir umudun yeşerip kökleşmesine” olan isteğin dile getirilmesi…
Paylaşmaya karar verdim.
★★★
Dün okurum şöyle yazdı:
“Sayın Doğru,
Her zaman zevkle izlenen ders niteliğindeki yazılarınızdan birisini daha okuma fırsatına atfen yazma ihtiyacı hissettim: Tam bir afyonlama olan ‘Çalıyorlar ama çalışıyorlar‘ söylemine karşılık, yeni dönem CHP belediyeleri için, ‘ÇALIŞIYORLAR AMA HİÇ ÇALMIYORLAR‘ sloganı geliştirilebilir mi?
Saygılarımla.
Muammer ÜNLÜ.”
★★★
Ben de şu cevabı yazdım:
“Merhaba,
Nezaketiniz, desteğiniz, duyarlılığınız ve öneriniz için teşekkür ederim.
Çalmıyorlar.
Çalışıyorlar.
Diyebilmek ve yazabilmek istiyoruz. Bugünleri görmek istiyoruz.
Altı ay- bir yıl geçsin.
Çalmadan çalışsınlar.
Görelim.
Sadece onlara oy verenlerde değil oy vermeyenlerde de; ‘Çalmıyorlar. Çalışıyorlar‘ algısı oluştursunlar. O zaman önerinizi memnuniyetle yazacağım.
Selamlar.
Saygılar.
Necati Doğru.”
★★★
Okurum yeniden yazdı:
“Sayın Doğru,
Haklısınız, her cemiyetin içinden ‘hatalı imalatlar‘ çıkabilir. Bunca yıl yaşadıktan sonra, Cumhuriyet’in hata yapma lüksü yok. CHP’nin bir Etik Kurulu oluşturarak tüm partili belediyeler adına iç denetim mekanizması oluşturması gerekiyor ki, karşı taarruza maruz kalmasın. Bu denetimin otomatik ve tek düzen olması için özel bir yazılım dahi geliştirilebilir. Ülke genelindeki CHP belediyelerinin gelir gider hesapları merkezi olarak teftiş edilerek arıza görüldüğünde hızla müdahale edilebilir.
Saygılarımla.
Muammer ÜNLÜ.”
★★★
Mektuplaşmayı sizinle de şunun için paylaştım: Türkiye’de yeni bir devir açıldı. Din tüccarı, İslamcı particilik ve siyasetçilik parantezi kapandı. Çünkü bu parantezin içinde “çalıyorlar ama çalışıyorlar” kaderciliği vardı. Bu tür afyonlamadan güç alan partilerin son örnekleri de bitecek ve yenileri kurulsa bile bundan böyle halktan karşılık bulamayacaklar. Solcu, laik ve Atatürkçüyüm diyen partiler ve lider kadroları ise; siyaseti maaş artırma, yandaş kayırma, kendi zenginini yaratıp onların şirketleri üzerinden politikaya finansman bulma yolunu denemeye kalkamayacaklar. Deneyenler anında çok şiddetli halk tepkisi ile sarsılacaklar.
Nereden mi biliyorum?
Okur mektubunda görmek istediğini anlatıyor:
Çalmıyorlar.
Çalışıyorlar.

https://www.sozcu.com.tr/2019/yazarlar/necati-dogru/calisiyorlar-calmiyorlar-5310480/

Keyfine göre ilave borç iste!
31 Ağustos 2019

Valla ne ala! Kanunmuş, hakmış, hukukmuş hepsi boşuna… Keyfine göre borçlan, kimseye de sorma… İşler artık bu aşamada…
Demek ki devletin malı yiye yiye bitebiliyormuş. Kayyumun hediye dağıtması gibi para dağıtılınca, kalmıyormuş. Fellik fellik borç para aranıyormuş.
★★★
Bütçe Kanunu’na göre Hazine bu yıl 85 milyar lira borçlanacaktı. İşin içine seçim girince, anketler de kötü gelince İktidar kesenin ağzını açtı. Borçlandı, borçlandı, borçlandı. Onları da dibine kadar harcadı!
Yetmedi, Merkez Bankası’nın temettü gelirleri, yedek akçeleri, kamu şirketlerinin gelirleri, eski pantolonların cepleri, ne varsa sömürüldü.
★★★
Şimdi yeni borçlanma programı açıklandı. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nca Eylül ayında 6.5 milyar lira, Ekim ayında 5.7 milyar lira ve Kasım ayında 18.5 milyar lira ilave iç borçlanma yapılacak.
İyi de sen limiti 85 milyar lira belirlerken zaten 98 milyar lira borçlandın. Üzerine, canın istedi diye 30.7 milyar lira daha mı borçlanacaksın? Kimseye de sormayacak mısın?
★★★
İnanmazsınız ama ülkede Meclis diye bir mecra var. İçerisinde de seçilmiş milletvekilleri… İşte hazırlanan bütçe bu Meclis’in onayından geçirilmeli… Eğer belirlenen limitler geçilirse tekrar Meclis’e gidilmesi gerekli…
Harcadıkları paralar milletin ödediği vergiler. Yapacakları borçlanmalar milletin sırtına yükledikleri yükler. Vay arkadaş! Ne yemişler… Kanuna aykırı bir şekilde yine borç para isteyecekler!
★★★
Yurt dışından da milyarlarca dolar borçlanıldı. Orada da hedefler aşıldı. Kime danışıldı? Hiç kimseye! Kafalarına göre…
Haliyle ölüyü diriyi bitirdiler, işsizlik fonunu da yediler. Yurt dışından artık kolay kolay borçlanamıyorlar.
Tekrar yurt içinden borçlanacaklar. Piyasaya gidecek parayı toplayacaklar. İyice durgunluğa yol açacaklar.
★★★
Özel şirket yönetseler çoktan batırmışlardı. Ülke olunca işler değişiyor. Kötü yönetim bize fakirleşme, enflasyon, yüksek faiz, değersiz para, işsizlik olarak geri dönüyor.
Hiçbir şey yoktan var olamayacağına göre bu borçları nasıl ödeyecekler? Büyümeyen, hatta küçülen bir ekonomide vergi gelirleri artmaz. Ya yeni vergiler icat edip onları bindirecekler. Ya da para basacaklar.
★★★
Merkez Bankası Başkanı’nın da kovulması kanuna aykırıydı. Görevden alınması mümkün değildi… Ne oldu? Şimdi de o olacak. Hiçbir şey!
Merkez Bankası Başkanı sözde hedeflerini tutturamadı diye kovulmuştu. Hazine de borçlanma hedefini tutturamadı. Sahi Hazine’nin başında kim vardı? Sizce kovar mı?
★★★
Bugün, saat 12:00’den sonra YouTube’a Murat Muratoğlu diye yazın. “Ekonomide Eylül ve Ötesi” ile sonbahar sezonunu açıyorum. Başımıza neler gelecek onu anlatıyorum. Seyretmenizi öneriyorum.

https://www.sozcu.com.tr/2019/yazarlar/murat-muratoglu/keyfine-gore-ilave-borc-iste-5308940/