Aman Çiğdem Hanım sizde, 50 milyonun lafı mı, intibardan tasarruf mu olur?

BAK ALMANA…
Dünyanın en zengin ülkelerinden biri…
Askeri…
Postal için, yeni postal için 1,5 sene beklemek zorunda!

Silah, takım, taklavatı falan hiç sorma…
Dökülüyorlar, dökülüyorlar!

İmtiyazlı ama hesap vermeyen vakıflar

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) bütçesinden sağlanan desteklerin parasal tutarı 357 milyon 453 bin 972 TL.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun iptal açıklaması, yerel seçimler öncesinde ve sonrasında fasılalarla gündeme gelen vakıflara kamu kaynaklarından yardım tartışmasını yeniden açtı. İmamoğlu’nun “Bu daha başlangıç” sözüyle belediyenin paylaştığı bilgilere göre; Ensar Vakfı, TÜRGEV, Aziz Mahmud Hüdayi Vakfı, Daru’l Fünun İlahiyat Vakfı, Hoca Ahmet Yesevi Vakfı ve TÜGVA’nın aralarında yer aldığı vakıflarla yapılan protokoller feshedildi.
Yılın ilk ayında bu köşeden üç yazıyla duyurduğumuz “İBB STK Okul Yurt Faaliyet Raporu 2018” belgesinde okullar hariç, vakıf ve derneklere sağlanan destek tutarın 308 milyon TL’ydi. İBB’nin o zamanki yönetiminin “gerçek dışı” dediği raporla ilgili davalar açıldı. Davalara girmeyeceğim.
Dikkatinize getirmek istediğim konular başka:
Biri İBB’nin yeni açıklamasındaki destek tutarı: 357.5 milyon TL.
İPTALİN KRİTERLERİ
Bu tutar, söz konusu raporun hazırlandığı tarihten bu yana, İBB bütçesinden neredeyse 50 milyon TL artı kaynak çıktığı anlamına mı geliyor?
Altını çizmek istediğimiz bir diğer husus da İBB’nin protokol iptallerinde uyguladığı kriterlerin ne olduğu. Önceki yönetim döneminde hazırlanan raporda, 14 vakıf, iki derneğin yanı sıra bir de destek karşılığı 15.6 milyon TL olarak görünen “Diğer Vakıflar” başlığı yer alıyordu.
Özetle, iptal edildiği açıklanan protokol sayısı ve vakıfların sayısı nedir?
NEDEN VAKIFLAR ARACI
İBB’den sağlanan desteklerin hukuki dayanağı olan protokollerin iptaliyle, sayılan vakıflar önemli bir gelir kaynağından yoksun kalacaklar. Bu yoksunluğun, Cumhuriyet’te haberi yer alan TÜRGEV-Kredi Yurtlar ilişkisinde olduğu gibi merkezi bütçe kurumları ya da hesaplarından kurulacağı anlaşılıyor.
İktidarın sorun olarak görmediği çok açık. Ama kamu kaynaklarının doğru kullanımı, saydamlık ve devletin hesap verebilirliği bakımından burada temel soru şudur:
Öğrencilere, temel ihtiyaçlarından biri olan yurt konusunda destek olunacaksa, bu destek neden devletin asli kurumları tarafından verilmiyor? AKP patronajında kurulan vakıflar, öğrencilerin barınma sorunu için aracı kılınmasındaki sebeplerin ne olduğunu hepimizin bilmesi gerekiyor. Kamu kaynaklarını harcayan vakıflar, hesabı kime nasıl veriyor? Vakıflar Genel Müdürlüğü denetliyorsa, sonuçlar nerede?
DEVLET PROTOKOLÜNDE
Eğitim politikalarını ikame etmek üzere kurdurulan TÜGVA ve TÜRGEV’in ortak özelliği, vergiden muaf oluşları. TÜRGEV, Bakanlar Kurulu’nun 26 Eylül 2011 tarihli kararıyla, TÜGVA ise 17 Ekim 2016 tarihli kararıyla vergi muafiyeti statüsü kazandı. Kamu yararı statüsüne sahip oldukları için devlet protokolü içinde yer alma ve resmi plaka sahibi olmaya da hakları var.
İşte bu kadar özel ayrıcalıklarla donatılmış TÜGVA ve TÜRGEV hesaplarını kamuoyundan saklıyor. İki vakfın da sitesinde hiçbir yıla ait faaliyet raporlarına rastlamak mümkün değil. Hangi gerçek ve tüzel kişilerden ne kadar tutarlarda destek, bağış, yardım aldıkları bilgisini paylaşmıyorlar. Hal böyle olunca bizlerin vergilerinden oluşan yüzlerce milyon lirayı öğrencilerin barınma sorunu için harcadıklarını açıklayan vakıflar iş, bu gelir ve giderleri kalem kalem açıklamaya gelince bu yükümlülükten yani hesap verebilirlikten kaçıyorlar.
İktidar himayesinde devlet protokolünde yer alıp, resmi plaka kullanma imtiyazına sahip, vergi muafiyeti tanınmış vakıflar, içinde “töhmet” “karalama” “iftira” lafları geçen açıklamalar yapmadan önce yıllık faaliyet raporlarını internet sitelerinde paylaşmalılar.

https://www.sozcu.com.tr/2019/yazarlar/cigdem-toker/imtiyazli-ama-hesap-vermeyen-vakiflar-5303593/

Ahlat’ın başındayım 65 yaşındayım!

Geçen yıl hemen seçim sonrası tam 12’nci günün şafağında, ihtiyacımız olan müjde doğudan gelmişti. Halkı sevince boğan gelişme Bitlis Ahlat’ta, Van Gölü kıyısında yeni Cumhurbaşkanlığı köşkünün inşaatına başlandığı haberleriydi…
Bu köşkün yapılması dünyada dengeleri değiştirebilirdi. Ortadoğu’da kartlar yeniden dağıtılır, Avrupa Birliği karışırdı. Ahlat’ta 10 dönüm arazi üzerine 1071 metrekare oturma alanına sahip bir yapı! Kolay mı?
★★★
Geçen yıl sadece köşk yapılacağı açıklanmıştı. Öylesine sinirlendirdiler ki tokat gibi mesajı yapıştırdı: “Birileri rahatsız olsa, engellemeye çalışsa da bunu ilçemize kazandıracağız. Yanına da birkaç butik otel yapacağız.”
Niye yapıyor? Nasıl yapıyor? Hani ekonomi kötüydü? “Demek ki ekonomi kötü değilmiş” derlerken, hiç beklemedikleri “birkaç butik otel” hamlesi geldi. Muhtemelen Fransa’da yapılan G7 zirvesinin gizli gündem maddesiydi.
★★★
Köşk değil adeta bir şifre… Hani, 1071’de Malazgirt’te… O zaman yapılacak köşk de olsun 1071 metrekare… Kimin aklına gelir ki? Beş dönüm kesmez, on dönüm arazi içerisine… Kısmet alışveriş merkezine…
“Dolar yükseliyor, borçlar ödenemiyor, şirketler iflas ediyor, insanlar işsiz kalıyor, biz nelerle uğraşıyoruz” diyenlere; “Ne oldu 1071 rakamından mı rahatsız oldunuz” dese, kim ne konuşacak? En fazla “Net mi, brüt mü” diye soracak!
★★★
Şimdi bazı densizler, ilçeye külliye kazandıracağını söyleyince “Kendine yaptırıyor, millete müjde diye anlatıyor” diye düşünebilir.
Madem öyle, yap-işlet-devret modeliyle yapalım, 25 yıl boyunca yılda 8 gün kalma garantisi verelim. Cebimizden beş kuruş çıkmasın! Kimse boş konuşmasın. Nasıl fikir?
★★★
Bahçıvanı, koruması, hizmetçisi, ahçısı sürekli orada kalacak, maaş alacak. Aynı zamanda gitmese de, görmese de, giremese de, milletin külliyesi olacak. Sanki vatandaş devre mülk olarak kullanacak! Onlar için de butik oteller var. Duble yolları da olsun. Bir tünel, bir köprü, bir de havalimanı yapalım. “Yap-işlet-devret”te “beş kuruş” para ödenmiyor ya, onları da aradan çıkartalım!
★★★
Trump, sözde süper güç Amerika’nın başkanı… Öyle istediği yere köşkü, istediği yere sarayı yaptırırlar mı? Verelim saraylardan birinin anahtarını… Alsın yanına İngilizi, Çinliyi, Fransızı ve Almanı… Gariplerim görsün itibarda tasarruf olmayacağını!
Bakalım dünya lideri olmamızı istemeyenler Cumhurbaşkanlığı’nın yeni köşkünü görünce bu sefer ne diyecekler? Hiç heveslenmesinler, en-gel-le-ye-me-ye-cek-ler!

https://www.sozcu.com.tr/2019/yazarlar/murat-muratoglu/ahlatin-basindayim-65-yasindayim-5303645/