ÖNCE papazi oku, sonra İzmirlimi(!) Murat Bey kardeşim hangi piyondan söz ediyorsun? Olsa olsa rüzgârda savrulan bir yaprak, bir piyonun değeri var, bir kıymeti YA yaprağın değeri?

Al birini VUR ötekine…
Hepsi için geçerli bu HEPSI için!


+

İnsan içine çıkabilmek…

Sadece 21 ay başbakanlık yaptı.

İlk iş, kendine şarkı yaptırdı…
Adam kim, yiğit kim /
kim, kim, kim, kim /
bir bilge adam /
bir yiğit adam /
bir hışımla geldi geçti /
Davutoğlu Ahmet hoca /
peh peh peh peh…

Bu peh peh başbakanken…
Asker-polis, 466 şehit verdik.

Pkk’yla Hizbullah birbirine girdi, iki gecede 53 kişi öldü, adeta içsavaş provası gibiydi, 35 şehirde, 68 ilçede çatışma yaşandı, kimisi tekbir getiriyordu, kimisi biji naraları atıyordu, 212 okul, üç bin işyeri, 263 kamu binası, 190 banka şubesi, 75 PTT şubesi, 80 siyasi parti binası, 340 sivil otomobil, 216 resmi otomobil, 30 dernek binası kullanılamaz hale geldi, müzeler, spor salonları saldırıya uğradı, elektrik trafoları, mobese kameraları, trafik lambaları ateşe verildi, Kuran kursu binalarına molotof atıldı, marketler yağmalandı, yedi şehirde 34 sene sonra sokağa çıkma yasağı ilan edildi.

Diyarbakır’da Hdp mitinginde bomba patladı, beş vatandaşımız öldü.
Suruç’ta bomba patladı, 34 vatandaşımız öldü.
Cumhuriyet tarihinin en ağır terör saldırısı oldu, Ankara Garı’nda bomba patladı, 109 vatandaşımız hayatını kaybetti.
İstanbul Sultanahmet’te bomba patladı, 13 turist hayatını kaybetti.
Ankara Çankaya’da askeri servis aracı geçerken bomba patladı, 29 vatandaşımız hayatını kaybetti.
Ankara Kızılay’da otobüs durağında bomba patladı, 38 vatandaşımız hayatını kaybetti.
İstanbul Taksim’de bomba patladı, dört turist hayatını kaybetti.
“Memleketin her tarafı canlı bomba dolmuş, siz ne işe yararsınız, bunları niye yakalamıyorsunuz?” diye sordular… “Hepsinin tek tek isim listesi elimizde ama, eylem yapmadan tutuklayamayız, Türkiye sebepsiz yere insanların tutuklanabileceği bir ülke değil” dedi!

Hendekler kazılmasını, evlerin cephaneliğe çevrilmesini armut gibi seyrettiler, Sur’da Cizre’de Nusaybin’de adeta savaş yaşandı, tanklar filan binalara ateş açtı, bir yıl sürdü, 249 şehit verdik.

Diyarbakır Barosu başkanı Tahir Elçi, göz göre göre öldürüldü.

Takvimde başka gün kalmamış gibi tam 29 Ekim’de, Cumhuriyet Bayramı’nda, Kürdistan silahlı kuvvetleri topuyla tüfeğiyle topraklarımızdan Kobani’ye resmi geçit yaptı.
“Bana serok Ahmet diyorlar, Kobani’deki kardeşlerimizin alnından öpüyorum” dedi.

Dünyada ne kadar köktendinci terörist varsa, hepsi Türkiye üzerinden Suriye’ye geçirildi, sonra o silah bumerang gibi Türkiye’ye döndü, Kilis’e Işid füzeleri düştü, 20 insanımız hayatını kaybetti.

Vatan toprağı terkedildi.
Süleyman Şah Türbesi’ndeki boş sandukalar tanka yüklendi, götün götün kaçıldı.

Rus savaş uçağı düşürüldü.

“Komşularla sıfır sorun” dedi.
Sıfır komşumuz kaldı.

“Avrupa Birliği’yle Kayserili pazarlığı yaptım, Avrupa’ya vizesiz gideceğiz” dedi, bunu dediğinde 2016 yılıydı, anlattığına göre “Suriyelileri alacaklar, üstüne bize 10 milyar euro verecekler”di.
Para yerine babafingoyu aldık… Cahil cühela beş milyon Suriyeli, kimlik kontrolü bile yapılmadan, hobaraaa diye Türkiye’ye sokuldu.

(Dışişleri bakanıyken…
Mavi Marmara feribotu basıldı, insanlarımız öldürüldü.
Musul konsolosluğumuz basıldı, konsolosumuz kaçırıldı.)

Fethullah Gülen’i Pensilvanya’da ziyaret ederken, dışişleri bakanıydı.
17 Aralık TBMM’de aklanırken, başbakandı.

Stratejik derinlik diye kitap yazmıştı, stratejik takoz’u da o yaptırdı…
Akp’nin meclis grup salonundaki kürsü Tayyip Erdoğan’ın boyuna göre ayarlıydı, Davutoğlu başbakan olunca, boyu yetmedi.
Tayyip Erdoğan’la sidik yarışına girdiği için, daha kısa kürsü yaptırmak yerine, 20 santim yüksekliğinde takoz koydular, belli olmasın diye yerdeki halının aynısıyla kaplayıp kamufle ettiler.
Davutoğlu bu takozun üstüne çıktı, mikrofona anca yetişti. Ama önden bakınca Tayyip Erdoğan’la aynı boyda görünüyordu.

Tayyip Erdoğan tarafından zart diye başbakanlık görevinden alındı.
Gıkını bile çıkarmadı.
Tırıs tırıs gitti.

Amerikan derin devletinin yayın organı olarak kabul edilen Foreign Policy dergisi aynen şu yorumu yaptı: “ABD, Ankara’daki adamını kaybetti. Davutoğlu, Washington’ın kapalı kapılar arkasındaki en güvenilir müttefikiydi.”

Ve şimdi…
Bu Ahmet Davutoğlu çıktı, pişkin pişkin çağrıda bulundu.
“Meydan okuyorum” dedi.
“Bu milletin vicdanına aykırı bir tek adımımız olduysa, söyleyin” dedi.
“Eski defterler açılırsa bazıları insan içine çıkamaz” dedi.

Varsa söyleyin dediği için söylüyorum…
Bu Ahmet Davutoğlu bile hâlâ insan içine çıkabiliyorsa, bence herkes rahat rahat çıkar kardeşim!

https://www.sozcu.com.tr/2019/yazarlar/yilmaz-ozdil/insan-icine-cikabilmek-5301843/

Doların fırlaması bir uyarıydı

Türk Lirası’nın bir anda hızla değer kaybedip tekrar başlangıç seviyesine geri dönmesi birçok soruyu ve endişeyi beraberinde getirdi.
Aylardır alınan önlemlerle, kamu bankalarının müdahaleleriyle, Merkez Bankası’nın kararlarıyla 6.20’lere çıkmış dolar 5.50 seviyelerine indirilmişti. Dünyada biraz işler karıştı, 15 dakikada 5.75’ten 6.47’ye kadar fırladı.
★★★
Düşük işlem hacmi, işlemlerin birbirini tetiklemesi, şu, bu… Dünyada diğer ülkelerin para birimlerinde neden böyle bir oynaklık görülmedi? Ya kur yükseldiği yerde kalıp geri gelmeseydi? Bu mudur Türk Lirası’nın güvenilirliği?
Maalesef budur! Gelişen ülkeler arasında batık Arjantin’den sonra ekonomisi en kötü ülke Türkiye! Böyle hareketler çok sığ olan piyasalarda belirli periyotlarda tekrarlanır. Hazır bulmuşlar kötü yöneticileri, oynayıp dururlar.
★★★
Dünya ekonomilerinde sıcak savaş başladı. ABD Başkanı Trump’ın dengesiz açıklamaları savaşı iyice harladı. Çin tehditlerden bunalıp dişini gösterdi. ABD mallarına gümrük vergisini yüzde 5’ten yüzde 10’a yükseltti.
Çin, para biriminin daha da değer kaybetmesine izin verdi. Dünyaya sattığı malların fiyatları iyice ucuzladı. Bunun anlamı; bizim gibi gelişen ülkelerin para birimlerinin ipi çekildi.
★★★
Trump gaza geldi, tüm ABD şirketlerinin Çin’den ayrılacağını söyledi. Bu şirketlerin çekilmesi aynı zamanda üretimin durması demekti. Amerikan şirketlerinin hiçbiri Trump’ı iplemedi. Nitekim Trump’ın da yok ki böyle bir yetkisi!
Trump Çin’in canını yakmak için yine vergi silahına başvurdu. Yaklaşık 250 milyar dolarlık mala getirdiği ek gümrük vergilerinin yüzde 10 değil, yüzde 15 olacağını açıkladı. Önceden açıklanan 300 milyar dolarlık yüzde 25’e yükseltilmiş olanları da yüzde 30 olarak revize etti.
★★★
Trump’ın, Çinli yetkililerin kendisini arayıp anlaşmak istediklerini açıklamasıyla ortam biraz sakinleşti. Dünyada bunlar olurken Türkiye ekonomisi zurnanın son deliği!
Hem faizleri indirip, hem de doları tutmaya çalışırsan, piyasaya para sürüp sanki hiçbir şey olmamış gibi davranırsan, bu uyarının anlamını bile kavrayamamışsan… Savaşta kim vurduya gidersin.
Ancak konuşursun. Mevcut ekonomi yönetimi ile dünya piyasalarında sadece bir piyonsun!

https://www.sozcu.com.tr/2019/yazarlar/murat-muratoglu/dolarin-firlamasi-bir-uyariydi-5301815/