Galiba pezevenk haklı, sen bu işi gerçekten bilmiyorsun…
Çekil kenara, bilen yapsın…
Tabii ki dışarıdan gazel okumak kolay, gel işin başına çöz diyeceksin…
Haklısın ANCAK…
Konuşmanda diyorsun;
“Dünya adalet üzerine kuruldu!”
HAYIR…
Dünya adalet üzerine değil denge üzerine kuruldu, adalet insani bir kavram ve tabiat ile, dünya ile ilgisi YOK!
Güzel konuşuyorsun, düşüncelerin olumlu…
Çözüm önerilerin bir noktaya kadar kabul edilebilir…
AMA…
Dünya öyle bir yer ki…
Adalet ile ilgisi yok, adil değil dünya…
Ve yine…
Atatürk’ün koltuğunu işgal ediyorsun, ülke…
İşgalcilerin eline kaldı, emsalin hani AK Sarayda oturan O da senin gibi işgalci…
O koltukta oturmaya cesaret eden, O koltuğa laik olmak isteyen insan…
Önce düşünür, lafını – sözünü tartar…
Sonra ağzını açar!
Televizyonlardan yayınlanıyor konuşman…
Belediye başkanlarına, belki millet vekillerine istinaden yaptığın direktiflerin…
Halk tarafından dinleniyor…
İçinde okumuşu var, okumamışı, düşünme özürlüsü, düşünürü…
Öyle sözler sarf ediyorsun ki…
Dinleyen sanacak bir belediye başkanı, bir muhtar, bir milletin vekili…
SADECE benim için var!
Çözüm bulacakmış muhtar, belediye başkanı, milletvekili şahsa özel…
Genele çözüm buldular, ürettilerde şahsa özel kusur kaldı…
Ya kendimden biliyorum, kendimden…
>>> doğrudan seçilmiş, doğrudan insan temsil etme hakkına sahip bir insandım ben <<<
Bu Almanya’da “büyük” bir şey; direkt Mandat(!)
Küçümsenecek bir görev değil.
Ali, Veli, Ayşe, Fatma ile uğraşmaya vakit kalmıyor…
Işını hakkını vererek yapmak istiyorsan…
Temsili demokrasi, görev dağılımı…
Talimat verirken…
Sen biraz lafını, sözünü tartsana, dingonun ahırında konuşma mi yapıyorsun?
Seni dinleyenleri biraz düşünsene, insanlara yalan, yanlış umutlar verirsen…
Ve yerine getiremezsen sarf ettiğin sözleri…
Faturası ağır olur, kalkamazsın altından!