Bu ustaların menülerinde en çok rağbet gören…
Yalan…
Kimi ufak tefek gerçekler ile birleştirilerek…
Korku sosuna bulanıp…
KIZGIN yağda kızartılarak servis edilen bir menüdür.
Hangi birimiz ağaç kovuğundan çıktık ki…
Hangi birimiz?
Elbette her birimizin var bir aile görgüsü, bildiği, bilmediği…
Elbette sevdikleri, değer verdikleri…
Hoşlanmadıkları ve hatta belki nefret ettikleri…
Her birimizin vardır kimi konulara yönelik görüşleri…
Bilip bilmeden ileri sürdüğü “fikirleri” ki fikir…
Aslında bilgi temelinde oluşmalıdır.
Elbette…
Elbette ARAYAN bulur…
Mevla’sını da, belasını da…
Elbette uydurmak istediği takdirde…
Uydurur bir kulp…
Niyet ettiyse bu insan, niyetliyse koskoca minareye de uydurur bir kılıf(!)
Hele hele iki ayaklı, memeli şeytanlar yok mu…
Hani kadın dediklerimiz…
Babamın, rahmetlinin meşhur hikayesidir…
Niyet etmesin…
Uçkurunu kocasına çözdürüp yatar bir başkasının altına!
NOKTA
Ya…
Artık yalan o kadar olağan o kadar gündelik bir şey olmuş ki onlar için…
Reklamlarında bile ayrıntılara dikkat etmez olmuşlar…
Halbuki…
Dikkatli gözler görür, halbuki düşünen insan farkına varır…
Bakar…
Perde ardına!
Bir kurum oluşturmuşlar, işte “yardıma muhtaç” vatandaşlar doğrudan Cumhurbaşkanlığına vesaire müracaat edip yârdim isteyebilirlermiş…
Konu; tekerlekli sandalye…
Belki gördünüz reklamı, vatandaş diyor maddi durumum yok…
Alamıyorum ihtiyaç duyduğum tekerlekli sandalyeyi…
Ama evi…
Ama Cumhurbaşkanlığına müracaat ettiği bilgisayar o biçim…
Evi o halde olan, kullandığı bilgisayar “son model” olan…
Gerçekten…
K.çının altına bir tekerlekli sandalye alamaz mı?
Milletin aklı ile mi dalga geçiyorlar YOKSA bizleri TOPTAN kör mü sanıyorlar?
Ve AlYarak yine piyasada…
Ekonomi…
Süper, dört nala koşturuyorlar koydukları hedefe doğru…
Hadi yavrum, dehhh…
Kim tutar seni?
Dıgıdık, dıgıdık, dıgıdık…
Yürüüü…
Öküz arabası, yürüüü!
Sen…
Kendini kral ilan edebilirsin AMA…
Bir başkası senin krallığını kabul etmezse…
Tüm bu ilanlar, söylenenler, söylemler neye yarar???
Bilin bakalım bunlar ne?
Yunanistan 247…
Çin 55,335…
AMERICA FIRST 16…
Alamanya, sen beni bulaman ya…
😊
10,6!
Tayyipistan 377,89!!!
CDS değeri derler buna…
“Resmi tanımı” böyle AMA ben size anlamanız için farklı şekilde anlatacağım:
“En basit anlatımıyla bir kişiye borç verdiğinizi düşünün. Başka bir kişinin ise bu borcun ödeneceği konusunda belli bir pay karşısında kefil olduğunu, eğer borç ödenmezse size paranızı vereceğini varsayalım. Bu işleme CDS denirken, ödemeniz gereken paya CDS primi denmektedir.“
Türkçesi…
GÜVEN kardeşim, aldığın borcu ödeyeceğine dair güvenirliğin. Isim ile ilgilidir…
Bir erkeğin önce ismi, lekesiz adı…
Sonra kadını…
Vesairesi, burada değerli kâğıtlar karşılığında (devlet güvencesi altında veya doğrudan devlete ait “borç kâğıtları“) sana verilen NAKIT PARA gibi bir şey(!)
Yunanistan…
RESMEN iflasın eşiğinde olan bir devletin, devlet “sözü”
Kâğıdı bile Tayyipistan “sözünden” kâğıdımdan daha değerli!
Kaynakça:
Evet…
Gerçekler VE gerçeklerin kendini saklama gibi bir özelliği…
Bırak onu bunu bir tarafa, daha dün anlatım Mahmutpaşa’yı sana…
Gidiyor geliyorsun çarsıya, pazara…
Poşette kalmadı ya, filen kardeşim filen doluyor mu gönlüne göre?
YOKSA…
Tadımlık mı alıyorsun, onu da alabilirsen tabi alacaklarını…
SÖYLE?
Onlar ne derse desin ne iddia ederse etsin…
Ya bana inan…
Veya bak filene, GÖR GERÇEKLERI!
Aslında devam edecek ama bugünlük koyuyorum noktayı, Trump’ı…
Unutmamam için yazacaklarımı kendime not bir yerde…
IPhon’u, Almanya ve borcu…
Talep ediyor borç yap diye, ananızın bilmem nesi!
O zaman anlarsınız işli işsizleri!