Hastalıklı ruhlar, sapıklar

Yandım…
Sözde Perşembe’den sonra havalar serinleyecekti, Cuma dahil…
Yandım, yandım, yandım!

Borsa…
Montaj bir hükümetin montaj ekonomisi…
Bak…
İzle, incele…
Borsa neydi kardeşim?
Bir devletin, bir toplumun kalburüstü ekonomik değeler piyasası…
Bu ülkenin, senim, benim, onun “sahip” olduğu ne kadar değer varsa elden çıktı…
Kaldı geriye özel teşebbüs…
Bunların arasında örneğin bankalar var, banka dedik İş Bankası ne oldu bilmiyorum…
Ne dedim?
Bak, izle, incele…
Borsada >>> işlem gören <<< ilk beş değer arasında “hep” en azından bir banka var…
İyi de…
Banka salt bir kredi kurumu değil ki, birikimi yastık altında saklamıyorsan…
Yatırıyorsun bankaya…
Yaaa…
Ben bir “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı” değil miyim?
Ben neden el aleme güveneyim?
Türk Telekomünikasyon şirketlerinin en büyüklerinden olan, bakmadı hala öyle mi AMA…
Kimin elinde?
Rus’un!

Benim özelim, konuşmalarım – görüşmelerim Rus denetiminde…
Borsa…
Param Allah bilir kimlerin denetiminde?

Anlıyor musun sana anlatmaya çalıştığımı?
Emanet ettin ülkeyi hastalıklı ruhlara, sapıklara…
Hırsızlara!

Bak…
Sen belki bunu bilmiyorsun AMA benim amalarım, fakatlarım çoktur…
Hatta şikâyet konusu bile olmuştur bu kelimeler…
NEDEN???
Neden çeyreğin amaları, fakatları çoktur?
Elbette var bir nedeni…
HUKUKI…
😊
Anlamadın değil mi bunun sebebini?
Belki…
Anlatırım bir gün!

Daha dün yazdım, yayınladım…
Mantık dizinini…
Mantıksal kapıyı, dikkat et BAK…
Orada da var „amalar, fakatlar“
Ama esas neden HUKUKI!