Doyum

Fizik veya kimyada doyum demek…
Örneğin bir maddenin başka bir maddeyi kendi bünyesinde barındıramama halidir…
Misal olarak tuzu, kumu ele alalım…
Dikkatinizi çekmiştir mutlaka, ikisi de kendi halinde katı maddelerdir, sıvı ile temas halinde sulanırlar…
Tuz mesela su ile birleşerek “yok” olur…
Halbuki kum sıvıyı emer ve doyduğu anda daha fazla sıvıyı içine alamaz!

Niye mi anlattım şimdi bunu size?
😊
Elbette var bir sebebi…
isterseniz bu fiziki, kimyevi hali insana, sosyolojisinde aktarabilirsiniz…
atalarımız bu gibi durumlarda…
“Bıçağın kemiğe dayanmasından” söz eder!

Ama…
Benim adım Önder, namı diğer Daniel Düsentrieb…
O kadar çok sıfatım var ki…
Bu aralar esenler esti, bu sıfata laik olmaya çalışıyorum!

Yapıyorum yani bir şeyler…
Maymun iştahlıyım diyemem ama çabuk sıkılırım, değişiklik gerekir…
Papaz her gün pilav yemez ya kardeşim, hayatta, yatakta değişiklik gerekir!

Anlarsınız önümüzdeki günlerde bu sözlerin gerekçesini…
Vakti geldiğinde!


+

Sormayı unutmuştum, dikiş dikmesini bilir misin diye?
En önde gördüğün bil bakalım ne?
Sıcak, soğuk fark etmez, sorun orada…
Önder, problem çözer!

Fakirin şöminesi…
Cızırtısı ile birlikte, hani odunun yanarken çıtırdaması…
😊
Hatırladın mı?

Bir tanesi bana yetiyor, ikisi üçü koskoca odayı hamam gibi yapıyor!

Dedim ya…
ESKILERI YABANA ATMA…
DIKKAT…
SABIT ~ 22 dereceye ayarladım, bilirkişilerin demesine göre en iyi ısı derecesi…
Arkada gördükleriniz, ilkel buzdolabı gibi toprak…
Topraktan şaşma…
En sağdaki Sekt soğutma kabı, izole yani…
Yemişim yeniyi…
Neden mi?
Sonra.

Tahmin edin bakalım bunlar ne?
Bir şeylere benzetirsiniz AMA gerçekten ne olduklarını bileceğinizi sanmıyorum!
😊
Cevabı belki yarına!