Allah belamı versin doğru

Belki bilirsin XY ungelöst programını…
Dün yayınlandı…
Bir açıkgöz…
Turkish men, helikopter kiralıyor…
Ve…
😊
Almanları, devlet projeleri olan barajları gezindiriyor. Ben yapıyorum diye…
Üreteceğim enerjiden para kazanacaksınız diye, dünya kadar Alman kanıyor…
Salak…
Her yerde SALAK!

UNUTMA bugün psikoloji hakkında yazdıklarımı, unutma!

226 milyon liralık uygulanmayan fikir!
23 Mayıs 2019

Sülün Osman…
Dolandırıcılar kralıydı.

Galata Kulesi’ni sattı.
Galata Köprüsü’nü sattı.
Tramvayı sattı.
Vapurları sattı.
Beyazıt Kulesi’ni sattı.
Dolmabahçe Sarayı’nın önüne tezgah açar, Saat Kulesi’ne bakarak kol saatini ayarlayan ekip arkadaşlarından saati ayarlama ücreti alır, bunu gerçek zannedip özenen uyanıklara da saat kulesini satardı.
Taksim Meydanı’na paspas atar, paspasın başına tabureye oturur, yancı arkadaşlarından meydana giriş ücreti alır, günlük tahsilatı soran kurnazlara Taksim Meydanı’nın kullanım hakkını devrederdi.

Aziz Nesin, 1957 yılında “Kazan Töreni” isimli kitabını piyasaya çıkardı, bu kitapta “Sülün Osman Pırr” diye bir öykü vardı.
“Manevi şahsiyetim rencide oldu” diyerek Aziz Nesin hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundu!

1961 yılında Galata Köprüsü’nü beşinci defa filan satarken enselendi, Sultanahmet Cezaevi’ne konuldu.
Koğuş arkadaşı olan Türkiye’nin ilk gangsteri, banka soyguncusu Necdet Elmas’la birlikte seminer düzenlediler, öbür mahkumlara “alınteri ile yaşamak” konulu konferans verdi iyi mi…
Sinekkaydı tıraş ve meşhur duglas bıyığıyla kürsüye çıktı, “arkadaşlar çok para kazandım ama sonu yok, görüyorsunuz buradayım, sizi temin ederim, polis korkusuyla yaşamaktansa, çıplak yaşamak çok daha iyidir, burada olmaktansa, dışarda kuru ekmekle yaşamak çok daha iyidir, ben tövbe ettim, devletimizden af bekliyoruz, afla çıkarsam kendime yeni bir hayat kuracağım” dedi.
Alkışladılar.
Af çıktı.
Çıkar çıkmaz gene Galata Köprüsü’nü sattı.

Yeşilçam’a ilham verdi.
1965 yılında Türker İnanoğlu’nun yönetmenliğini üstlendiği “Yankesicinin Aşkı” filminde, gerçekçi rol yapabilmesi için Sadri Alışık’a dolandırıcılık taktikleri öğretti, ders ücreti olarak 500 lira aldı. Sadri Alışık’ın filmdeki ismi Gülüm Osman’dı.

Dolandırıcılar kralıydı ama…
Aslında, dolandırıcı zihniyetindeki insanları dolandırıyordu.

Hampadan köşe dönmeyi vaadediyordu.
Çalışmadan, üretmeden zengin olma hayali kuranları tokatlıyordu.

Bir mahkeme ifadesinde aynen şunları söylemişti: “Benim dolandırdığım insanlar, aslında dolandırıcıydı. Bana yaklaşma sebepleri beni dolandırmaktı. Mesela, dükkanlar kapandıktan sonra kuyumcunun önüne gidiyorum, elimde sahte 10 tane bilezik var, etraftakilere karımın hasta olduğunu, acilen bilezikleri bozdurmam gerektiğini anlatıyorum, bilezikler bin lira, 300 liraya ihtiyacım var diyorum, para umurumda değil yeter ki karım ameliyat masasında kalmasın diyorum, beni dinleyenler sabahleyin kuyumcuya gelip bin liraya satacağını, aradaki 700 lirayı cebine indireceğini düşünüyor, 300 lirayı veriyor, ben ortadan kayboluyorum… Ben hayatım boyunca beni dolandırmaya kalkışmamış bir tek kişiyi bile dolandırmadım.”

Namussuz namusluydu.

Devletin parasına el uzatmazdı.
Yetim hakkına el uzatmazdı.

1983 seçimleri öncesinde Turgut Özal’la Necdet Calp arasında “köprüyü satarım sattırmam” tartışması yaşanıyordu.
Tam o dönemde, Türk Haberler Ajansı muhteşem bir gazetecilik yaptı, Sülün Osman’a “sen bu konuda ne diyorsun?” diye sordu.
Uzmanına sordular yani…
Neredeyse bütün gazetelere manşet olan tarihi röportajda, Sülün Osman, Boğaz köprüsünün önünde poz veriyor ve anlatıyordu:
“Köprü satmak benim işimdir, bu satışlar domates satmaya benzemez, köprü dediğin saf adama satılır, aptal adama satılır, millete satılmaz, milleti aptal yerine koyamayız, sokakta aptal bir kişiyi bulup aldatabilirsin ama, milleti aptal yerine koyamazsın!”

Evet…
Memleketin gelmiş geçmiş en ünlü dolandırıcısı böyle diyordu:
“Aptal birini aldatabilirsin ama, milleti aptal yerine koyamazsın.”

E şimdi bakıyoruz…
İstanbul büyükşehir belediye başkanı Ekrem İmamoğlu açıkladı:
“Son altı yılda, sadece bir müdürlükte, fikir projesi olarak hazırlanan ama uygulanmayan projelere 226 milyon lira harcanmış.”

Uygulanmayan ama 226 milyon lira ödenen fikir!

İnsan Sülün Osman’dan utanır birader…
“Aptal birini aldatabilirsin ama, milleti aptal yerine koyamazsın.”

https://www.sozcu.com.tr/2019/yazarlar/yilmaz-ozdil/226-milyon-liralik-uygulanmayan-fikir-4898085/?utm_source=yazarlar&utm_campaign=diger_yazilar&utm_medium=diger

### !!! ###

Gerekçeli karar
24 Mayıs 2019

2004 yılında, asrın liderimize, ABD’deki Katolik St. John’s Üniversitesi tarafından “hukuk” alanında fahri doktora takdim edildi.
Bilahare, asrın liderimize “hukuk” alanında fahri doktora takdim eden St. John’s Üniversitesi hukuk fakültesi dekanı intihar etti.
Rektör papazdı, o da istifa etti.
Çünkü…
Hukuk fakültesi dekanı ve rektör hakkında yolsuzluk davası açılmıştı.
Mahkemeye kanıt olarak sunulan belgeler arasında Türkiye de vardı.
Sayın hükümetimizin üniversiteye 300 bin dolar bağışta bulunduğu, bu 300 bin dolar karşılığında asrın liderimize “hukuk” alanında fahri doktora
verildiği öne sürüldü.
İntihar eden dekanın, Türkiye’de banka hesabı bile açtığı ortaya çıktı.

Asrın liderimize, Japonya’daki Waseda Üniversitesi tarafından “hukuk” alanında fahri doktora takdim edildi.
Üniversite ayağa kalktı.
Waseda Üniversitesi Öğretim Üyeleri Derneği, asrın liderimize “hukuk” alanında fahri doktora verilmesini protesto etmek için imza topladı, dernek üyelerinin neredeyse tamamı imza attı.
İngilizce ve Türkçe kınama bildirisi yayınlandı.
“Erdoğan rejiminin Türkiye’de her gün artarak yaşattığı vahim hukuk ihlallerini teşvik edecek bu davranışı şiddetle protesto ediyoruz, daha önce Kenan Evren tarafından da kullanılmış olan bu hazin yönteme üniversitenin alet olmasını akademik ahlaka aykırı buluyoruz, bütün kalbimizle kınıyoruz” denildi.

Asrın liderimize, Suriye’deki Halep Üniversitesi tarafından “hukuk” alanında fahri doktora takdim edildi.
Asrın liderimiz sırf bu hukuk doktorasını almak için özel uçakla günübirliğine Halep’e gitti, Türkiye seninle gurur duyuyor sloganlarıyla uğurlandı, Suriye seninle gurur duyuyor sloganlarıyla karşılandı.
Fahri doktora takdim töreninde, asrın liderimizin hayatından kesitler içeren barkovizyon gösterisi seyrettirildi, asrın liderimizin Gazzeli çocuğun yanağını okşarken, Davos’ta Şimon Peres’i fırçalarken çekilmiş fotoğrafları vardı, duygulu anlar yaşandı, ağlayanlar oldu.
Asrın liderimiz buğulu ses tonuyla romantik bir konuşma yaptı, “Suriye sınırındaki mayınların temizlenmesi için kanun çıkardık diye, bizi İsrail’e peşkeş çekmekle suçladılar, bizim muhalefetimiz bizi tanımıyor, neyse ki Suriyeli kardeşlerimiz bizi iyi tanıyor” dedi, ayakta alkışlandı.
“Yıllar önce iki ülke birbirinden ayrı düşmüştü, biz göreve gelince bu yapay meseleleri bir kenara koyduk, Beşar Esad kardeşimle dünyaya örnek olacak bir kardeşlik sağladık” dedi, gene ayakta alkışlandı.
Asrın liderimiz “hukuk” alanında fahri doktora cübbesini giyip poz verirken, Halep Üniversitesi rektörü konuştu, “üniversitemizin 50 senelik tarihinde hiç kimseye fahri doktora vermedik, Tayyip Erdoğan ilk oldu, çünkü bizim kriterlerimize uyan dünyada başka kimse yok” dedi, gene ağlayanlar oldu.
Bilahare, çarşı karıştı…
Aynı Halep Üniversitesi, asrın liderimize takdim ettiği “hukuk” alanındaki fahri doktorayı zart diye geri aldı.
Zehir zemberek kınama bildirisi yayınladılar, asrın liderimizi Suriye halkına komplo kurmakla suçladılar, Suriye’nin doğal kaynaklarıyla kültürel mirasını soymakla suçladılar, Suriye’ye karşı insani olmayan davranışlarda bulunmakla suçladılar.

Asrın liderimize, Sudan’daki Hartum Üniversitesi tarafından “hukuk” alanında fahri doktora takdim edildi.
Fazla detaya girmeyeyim, asrın liderimiz Sudan cumhurbaşkanı El Beşir’e teşekkür etti, El Beşir ve hukuk, bu detay sanırım yeterli.
Bazı kaynaklara göre, El Beşir’in şu anda tutuklu olduğu belirtiliyor, bazı kaynaklara göre, özel uçakla ülkesinden kaçtı.

Asrın liderimize, Uganda’daki Makarere Üniversitesi tarafından “hukuk” alanında fahri doktora takdim edildi.
Asrın liderimizi sarayında ağırlayarak, “hukuk” alanında fahri doktora takdim edilmesini sağlayan Uganda devlet başkanı Museveni, dünyanın en kötü 10 diktatörü listesinde 6’ncı sırada yeralıyor, tee 1986 yılından beri Uganda’yı yönetiyor, Uganda anayasasında devlet başkanı olmak için 75 yaş sınırı var, Museveni 76 yaşında, ama, son beş senedir 71 yaşında olduğunu söylüyor, itiraz eden tutuklanıyor.

Asrın liderimize, Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi tarafından “hukuk” alanında fahri doktora takdim edildi.
Hukuk fakültesi dekanı hukuk doktorasını takdim ederken asrın liderimizin elini öpmek istedi, eğilerek hamle yaptı, asrın liderimiz izin vermedi.

Ve bu ülkede hâlâ… Yüksek Seçim Kurulu’nun gerekçeli kararını beğenmeyen, hukuka aykırı bulan, ağız burun kıvıranlar filan var.

Siz hukuku asrın liderimizden daha iyi mi bilecekseniz kardeşim?

Daha neyin gerekçesini arıyorsunuz?

Suriye, Sudan, Uganda gibi saygın ülkelerden utanmıyorsanız, bari Yıldırım Beyazıt Üniversitesi’nin dekanını örnek alın…
Eli öpülecek hukuk var bu ülkede!

https://www.sozcu.com.tr/2019/yazarlar/yilmaz-ozdil/gerekceli-karar-4910580/?utm_source=yazarlar&utm_campaign=diger_yazilar&utm_medium=diger

### !!! ###

Nevin
25 Mayıs 2019

Nevin Kılıç… Uşak’ta yaşıyordu, iki çocuk annesiydi, kendisiyle zorla evlenmek isteyen herife hayır dediği için, o herif tarafından sokak ortasında 15 yerinden bıçaklanarak öldürüldü, reddedildiği için rencide olduğunu belirten herif “ders olsun” dedi.

Nevin Ertürk… Eskişehir’de yaşıyordu, kocasından devamlı dayak yiyordu, komşuları aracılığıyla defalarca polise bildirilmişti, defalarca doktor raporu almıştı ama, savcılık bir türlü harekete geçmemişti, yine böyle bir dayak seansı sonrası, kaçarak sığındığı komşusunun evinde, kocası tarafından bıçakla delik deşik edilerek öldürüldü, “niye öldürdün?” diye sordular, “boşanmak istiyordu” dedi.

Nevin Öztürk… Gaziantep’te yaşıyordu, 22 yaşındaydı, erkeklerle görüştüğü gerekçesiyle aile meclisinde infaz kararı verildi, talihsiz kız başına gelecekleri tahmin ettiği için dedesinin av tüfeğiyle uyuyordu, o tüfekle, amcasının oğlu tarafından göğsünden vurularak öldürüldü.

Nevin Gültekin… Kastamonu’da yaşıyordu, iki çocuk annesiydi, 15 gündür kayıptı, komşuları tarafından apartmanın çatısında asılmış halde bulundu, neden, nasıl, ne zaman, hiç kimse üzerinde bile durmadı, cinayet olabilir mi, boşversene, intihar denildi, geçildi.

Nevin Sevinç… Bursa’da yaşıyordu, kendi oğlu tarafından yastıkla boğularak öldürüldü, “niye öldürdün?” diye sordular, ilk ifadesinde “rüyamda annemi öldürmem için işaret aldım” dedi, sonra “beni insanların yanında küçük düşürüyordu” dedi, en son “uyuşturucu bağımlısıyım, tedavi olmak için para istedim, vermedi” dedi, bu arkadaş hakkında “anne-oğul arasındaki ilişki kopuk olduğu için haksız tahrik indirimi” talep edildi.

Nevin’ler şakır şakır öldürülüyor.
Sorun yok.

İlk defa Nevin öldürdü.
Sorun oldu.

Nevin Yıldırım…
Isparta Yalvaç’ın Koruyaka köyü’nde kendisine tabanca zoruyla tecavüz eden, hamile bırakan, “çocuklarını öldürürüm” tehdidiyle tacize devam eden eniştesini öldürdü, kafasını keserek köy meydanına fırlattı, “arkamdan konuşmayın artık, işte namusumla oynayanın kellesi” diye bağırdı, şak diye müebbet hapis verdiler.
Bir umut Yargıtay’dı…
Önceki gün Yargıtay da müebbeti onadı.

Musallat olduğu hamile kadını boğarak öldürüp, mahkemede kravat taktığı için “iyi hal” indirimi alan var.
Aşkına karşılık vermeyen genç kızı benzinle yakıp, ormana gömüp, mahkemeye takım elbiseyle geldiği için “iyi hal” indirimi alan var.
İlişki teklifini reddeden talihsizi sopayla döve döve öldürüp “zaten travestiydi” indirimi alan var.
Eşini delik deşik edip “tayt giyiyordu” indirimi alan var.
Doğrayıp, buzdolabına koyup “piercing takıyordu” indirimi alan var.
“Tanımadığı insanlara sokakta saati sorarak cilve yaptı” indirimi alan var.
Benzinle cayır cayır yakıp “çok sık banyo yapıyordu, şüphelendim” indirimi alan var.
Gırtlağını kesip “benden izinsiz çarşıya alışverişe gitti” indirimi alan var.

Anlattıklarının hepsi yalan bile olsa, ne yapsaydı yani Nevin?
İyi halden faydalanmak için kravat mı taksaydı?

Nevin kelimesinin sözlükteki karşılığı…
Yeni, yepyeni, yeni olan.

Ama…
Kadın konusunda, adalet konusunda yeni hiçbir şey yok bu ülkede.

https://www.sozcu.com.tr/2019/yazarlar/yilmaz-ozdil/nevin-4923628/