Yüzde beş bilmem ne

Tahmin ediyorum, evet…
Belki biliyorum, his ediyorum diyebilirim, yazacaklarıma inanmayacaksınız!?

Bu bir örnektir, bir misal. Bu örnekten yola çıkarak bir ihtimal bazı sonuçlara varabilirsiniz…
Tabii ki karar sizin, tabii ki sizler benden daha deneyimli, bilgilisiniz…
Hani elçiye zeval olmaz derler ya, ben diyeceğimi diyeyim, iletmek istediğimi sizlere iletmiş olayım, sizler kendi kanaatinize, yargınıza varın.

Gerçekten yaşanmış bir olay…
Yaşandığı yer İngiltere…
Satıcı İngiliz, alıcı İngilizler VE Çinliler…
Biri yapar da diğeri görür yapmaz mı?
Sonradan Kanada’da satmaya başladı…
Satışa sunulan ürün…
Biraz Azot, biraz Argon, Karbondioksit’siz olmaz ve Oksijen…
Bildiğin hava…
Kafaya bak ya, sen doldur boş şişelere havayı (doldurmasına da gerek yok, kapağını kapat yeter) sat…
Tertemiz İngiliz, kır havası diye…
Özellikle Çinliler kapış kapış ediyormuş, bu yüzden sürmüşler birde şişede Kanada havası piyasaya…
Salak çok olduktan sonra…
Yüzde beş büyümeye benzettim biraz…
Dünya kerizinin ona buna sözde kafa tutmasına…
Türkiye’de, nasılsa enayiyi çokça!

Söz konusu haber
http://www.n-tv.de/mediathek/sendungen/auslandsreport/Britische-Familie-verdient-mit-scheinbar-leeren-Einmachglaesern-Geld-article17018276.html

Not: Hastane, doktor…
Ve sevdiklerim ve kalbimde olanlar ve ben koma…
NOKTA
Zorlama gülüsü zorlama, kafayı toparlayabilirsem en önemlisi güvenlik…
Hem sonra günler yaklaşıyor, biliyorsun bana neler oluyor günler yaklaştıkca!