Bir bilsen, bir bilsen… Ölüme mahkumlar ile ne > sohbetlerim oldu, derin, derin < o kadar ilginç, eğitici, IBRETLIK

Ne dedim dün?
Güneş ve gölgesi, hatırla Sfenks’in bilmecesini…
“İki kardeştirler, biri diğerini doğurur!”
Gece ve gündüz!

Kendimi biraz toparlarsam, ancak ÖNCE kendime çeki düzen vereceğim…
Önce çeki, düzen!

Ne karanlıklarda dolaştım ne gölgeler gördüm…
Gökyüzünü…
Masmavi, uçan kuşlar…
30 seneden beri…
BIR GÜN…
Geçmedi ki yalvarmayayım, Allah’ım al canımı…
Kardeş diyor DIKKAT:

“Sen başka türlü öğrenmiyorsun çünkü!”
“Gerçekten ölmek istiyor musun diye sordu sana”

Ve EVET ama sevdiklerimi tahmin etmek başka bir şey, gözler ile görmek başka bir şey…
DERS, hem de öyle BÜYÜK bir DERS OLDU Ki…
Yok…
Bundan sonra öyle dua etmeyeceğim, bekleyeceğim vaktimi sabır ederek, yüreğin sabahati…
Kendimi, sevdiklerimi hep yaptığım gibi…
Ondan sonra toparlayacağım etrafı, önce DayDay ve evlattan başlayacağım…
SONRA…
Oma, mutlaka, mecburum!!!

Herifler ciğerlerime baktılar, iki kanada da…
Sağ kalça gitti, sol Fibula (baldir)
Dokunmaya gelmiyor bana!

Şahtım şahbaz oldum, zaten yürümekte zorlanıyordum…
İyice topallıyorum, ördekler gibi “yürüyorum”
Buna yürümek denirse, Jack…
Özledim, O tasmada çektikçe, içimden sanki bir şeyler koptu…
Çabucak geri döndük.