Çaresiz, dil bilmez, iz bilmez…
Üstelik validenin hanım arkadaşları, acıyorum…
AMA…
Bana, bize kim acısın?
Yeminle…
Kendi derdime, sevdiklerime bir nebze olabiliyorsam derman ne mutlu bana…
Gücüm yok uğraşmaya…
Sinir istiyor, laf – söz anlamıyorlar, anlat…
Tekrar, tekrar anlat…
Kadın ne yapsın, dır dır bütün gün müşteri dinle…
Sonrasında bunları…
Yıllar oluyor, gençten olan birini sonunda kovdum. Hanımın ruh sağlığını bozdu…
Ya hepimizin derdi var, bir anlatıyorsam onunu anlatmıyorum misal…
Dert babası mıyız burada, ekmek kapısı bura…
Yok kardeşim yok, tamam insanlık vazifesi AMA…
Fazlası fazla!
Al sana…
Olacak başımıza tanrı misafiri, başım üstüne…
Çenesi olmasa…
Türkiye – Almanya arası mekik dokuyor, git gel yani…
YOK KIMSESI…
Ya anne, anne, anne ne dert açtın başıma?
Üstelik ben gidiyorum, ya bu kadın bütün gün bununla ne yapar?
Lala – paşa eğlendirme zamanı mi, çalışmıyorum zaten…
Bu yüzden elimden geleni ardıma koymuyorum zaten, vicdan azabı…
Kadının görevi mi eve getirmek…
Ekmek parası!?
Hadi bir, iki gece…
Kullanıyor sigara, oturma odasının dışında…
İçilmez hiçbir yerde bu meret…
Of ya vallahi billahi, bela geliyorum demiyor…
BULUYOR BENI!
Yorgun argın gidilir eve…
Misafir, Tanrı misafiri…
Ne yedireceğim şimdi buna?
Yanlış anlama…
Allah, misafir…
Tanrı misafiri, dedim ya başım üstüne…
Normal, bildik, sıradan bir hayatimiz olsa eyvallah…
Limitte yaşıyoruz, bir şekilde HEP kelle koltukta…
Anca birbirimizi paklıyor, toparlayabiliyoruz…
VE…
En beteri çenesi!
Hadi ben çekilirim kenara…
Kara Mediha bana söz geçirememiş AMA…
Ya, yazık değil mi bu kadına?