Ümmet-i Müslimin; Eyyy Ümmet-i İcâbet*

Sözüm sana > kardeşim < İster AKP’li, MHP’li, Y-CHP’li, Arap…
Ya ne olursan ol, Türk, Türkiyeli…
Hristiyan, Musevi…
Neye itikat (inanç) edersen et, bir oku sana diyeceklerimi…
Güç sahibi bir insanın…
Bir devletin başına geçmiş bir insan olabileceği gibi, bir şirket yöneticisi…
Bir ana, bir babada olabilir mesela…
Ne yaptığı değil ki öyle şeyler yaptı ki O adi…
Yenilir, yutulur cinsten değildir…
AMA…
Bir insanın muktedir (güçlü, iktidar sahibi) olmasına rağmen
> neler yapmadığı daha önemlidir! <

INAN…
Yürektendir sözlerim, canı gönülden…
Allah…
Herkese nasip etsin gidip oraları görmeyi…
Kudüs’ü…
Gitmedim, inşallah Allah bunu da nasip eder Mekke ve Medine’yi…
YOK…
Benden ne hacı olur ne dini anlamda bir hoca, bir öğretmen belki ama hacı – hoca olamam ben!

Ben kendimi biliyorum ya, BIIYORUM…
Yeri gelir yine bir – iki kadeh içerim, tepem atarsa ana – avrat düz giderim…
Gerçi geçti o günler ama biliyorum yapamam, imkânsız…
Güzelse, canım çekerse…
Kadında, helal – haram ayrımı yapamam…
Uyarım şeytana!

Halbuki…
Tüm Hak dinleri bizleri tamda bundan men etmez mi?

Bana göre Hacıya giden bir insan artık dünyeviden mümkün mertebe kendini arındırarak kendini Allah yolunda, Allah uğrunda bir yaşama hazırlamalı…
AMA…
Her birimiz sadece birer insanız!

Ancak…
En büyük sorunda tam burada yatmakta, insan oluşumuzda…
Birer kibir abidesi…
Hele çağımızda “her birimiz” birer Internet bilmişi…
Internet…
Gerçek ve güzel bilgilerle dolu olduğu kadar, özellikle karakteri oturmamış kişiler için çok tehlikeleri bir mekân.

Bu yazım geçenlerde televizyonda yayınlanan görüntüler üzerine yazılıyor…
Düşüncelerim, görüşlerim…
Ama doğru ama yanlış, paylaşırsınız, paylaşmazsınız orasını bilemem…
Burada, Avrupa’da Paskalya tatilindeyiz, Hristiyanların…
Aslında hepimiz için kutsal sayılamsı gereken bir gün…
Çünkü Allah bir AMA Rabbin birçok elçisi var ve bunlardan biri Hz. Isa…
Kutsal Kabir Kilisesi (Grabeskirche)…
Hz. Isa’nın buradan göğe çıktığı varsayılıyor…
Mescid-i Aksa gibi, ALLAH hepinize gidip görmeyi nasip eder inşallah…

Allah BIR…
Ve birçok peygamberleri var. Allah ve elçileri…
Ama insan ve kibri, çok bilmişliği…
“Ben doğruyum, sen yanlışsın kabulü”

Yıllardan 1757…
Padişah III. Osman o kadar bıkmış ki bu tartışmalardan, çekişmelerden…
Duyuruyor bir ferman…
DIKKAT…
Hristiyanlığın üç ana akımı, mezhepler yani…
Yiyor birbirini…
Çağımızda bu ferman “Status Quo” olarak bilinir…
Yok, girmeyeceğim ayrıntısına çok uzayacak, başka bir şeye dikkatinizi çekerek gelmek istiyorum Müslümanlığa!

O videoda dikkatimi çekene!


Birinci resimde Hz. Isa’nın göğe çıktı mağaranın üstüne inşaa edilen kiliseyi görmektesiniz…
DIKKAT…
Dedim ya yazının konusu bu değil, içinde bir bina daha var…
Mağarayı örtüyor…
>>> Yıkılma, yerle bir olma tehlikesiyle karşı karşıya <<<
Sözde inançlı insanlar değil mi?
Üç mezhep tadilat hususunda anlaşamıyor…
Ya…
Böyle saygısızlık, böyle terbiyesizlik mi olur???
O merdiven…
En azından orada 200 seneden beri durduğu rivayet edilir…
EN AZINDAN…
Tadilat için gelen bir ustanın oraya bıraktığı söylenir, O merdiven…
Kaldırılsın mi kaldırılmasın mi diye hala tartışıyorlar!

NEDEN anlatım bunları size?

Bak güzel kardeşim…
Eyyy Arap, biliyorum ta oralardan da beni okuyan var…
Ümmet-i Müslimin; Eyyy Ümmet-i İcâbet…
Yazık değil mi çocuklarımıza, yazık değil mi kadınlarımıza…
YAZIK DEGIL MI BIZE, HEPIMIZE YA HEPIMIZE?
Yazık değil mi???

Dediğim gibi Paskalya bir nedendir…
İkincisi…
ANLA, sadece Müslüman değil birbirini yiyen…
YAMYAM!

„Bak güzel kardeşim…
AKP’lisi, MHP’lisi, Y-CHP’lisi…
Hiç fark etmez kim olursan ol Mevlâna Hazretlerinin dediği gibi:

Gel, gel, ne olursan ol yine gel,
İster kafir, ister mecusi,
İster puta tapan ol yine gel, ,
Bizim dergahımız, ümitsizlik dergahı değildir,
Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel…
Şu toprağa sevgiden başka bir tohum ekmeyiz,
Şu tertemiz tarlaya sevgiden başka bir tohum ekmeyiz biz…
Beri gel, beri ! Daha da beri ! Niceye şu yol vuruculuk ?
Mademki sen bensin, ben de senim, niceye şu senlik benlik…
Ölümümüzden sonra mezarımızı yerde aramayınız!
Bizim mezarımız âriflerin gönüllerindedir.

Benim gözlerimle göremesin bu dünyayı, az insan vardır böyle eğitilen…
Ayrıntıya dikkat ederken bütünü göz önünde bulunduran…
Ve yine her gözün görmesi mümkün olmayan…
Bilgilere erişen…
Bu bilgilerin iyi kötü değerlendirmesini, nispi doğru yapan!



Dünya kaynıyor…
YOKKK…
Senin hiçbir zaman görüp giremeyeceğin AMA benim kulağıma gelen kapalı kapılar ardında yapılan planlar…
Bilsen var ya kafayı yersin, korkudan tir tir titrersin…
Öyle korkunç, öylemesine acımasız…
İnsan, bebeler ya bebeler…
“Bir avuç et yığını” yüreğimizi ısıtan, sevgi dolduran…
Sanki sinek…
Sanki haşere…
Karar kılıyorlar gıyabımızda, ölümümüze, açlığa!



Aklını başına topla…



BEN…
Ayırmam başörtülü, başörtüsüz…
Anlatım sana sevdiklerimi, ailemin kadınlarını…
Var içlerinde başörtülü, başörtüsüz…
AMA…
Her biri bilir yerine göre davranmayı…
Bir Camii bir mezarlık ziyareti, bir mevlit mesela…
Örtünmeyi, baş açmayı…
AYIRIRIM…
Türbanlı orospuyu, en yüce duyguyu…
Allah’a olan sevgiyi…
Dünyeviye satanı!

Ben sana düşman değilim arkadaş…
AMA SEN…
Ayırmasını bil dostu, düşmanı!


…“

Kendi kendimden yaptığım bir alıntı, 29.01.2019 günü yazmışım!

Gamlı Baykuş’tan havadisler

Sağ olsun var olsun sevdiceğim hatırlattı bana…
Evet…
Allah diye diye gitti oturdu bin bir odalı saraya, vardı gücü…
VARDI…
İnandırıcılığı, ALLAH…
MEVLA’M…
Yardımcımız ola, O, O ADI yapmadı çünkü onun niyeti farklıydı…
Soygun, talan…
Yakın tarihin en büyük soyguncusu, aklıma gelir:

Merhum Şeyh Edebâli’nin merhum Osman Gazi’ye yapmış oldukları bu nasihatlerinden biri şöyledir:
„Oğul!
İnsanlar vardır, şafak vaktinde doğar, akşam ezanında ölürler.



Üç kişiye acı:
• Cahiller arasında âlime.
• Zenginken fakir düşene.
• Hayırlı iken itibarını kaybedene.
Unutma ki, yüksekte yer tutanlar aşağıdakiler kadar emniyette değildir.



Coğrafyamızda hüküm süren savaşlar, Iran, Irak ve Suriye…
Bak dün yapıldı halk oylaması Mısır’da, ne oldu bilmiyorum. Bakmadım…
Bugün Ukrayna galiba…
Bak, kaldır başını bir zamanlar Türkiye Cumhuriyeti olan yerden bak dünyaya…
HERKES…
Devletler, toplumlar BIR olmaya çalışıyor, bir bizler…
Sözde Müslümanlar, mezhepçiliğimiz, kin ve nefretimizle…
Birbirimizi yiyoruz(!)

Eğitiyorlar milisleri…
Allah diye diye, şehitlik mertebesi…
CAHIL KÖPEK…
Diyor sadece bizde var, Devletin baş pezevengi gibi…
Bok yemişsin sen bok…
Bir bilsen, ah bir gidip görsen Israil’i…
YA haham, haham…
Ortodoks, o insan ile yaptığım sohbeti…
>>> Gözleri parladı benimle konuşurken, Gözleri! <<<
Allah belamı versin yalanlım varsa, anlıyor musun Allah bin bir türlü belamı versin!

Nasıl sahip çıkıyor Israil oğlu mirasımıza, ah bir bilsen, gidip görsen nasıl sahip çıktıklarını. Sözde din kardeşin ise yıktı kaleyi, hatırla!

Uzun lafın kısası kardeşim…
Sözde değil, ÖZDE…
Bize birlik lazım, içimizde VE en önemlisi…
Iran, Irak, Suriye ve Türkiye…
Mümkün olsa Mısır…
VE…
Israil oğulları bir araya gelip bölgesel bir birlik oluşturmalı…
Nasıl ki en büyük hayalim, BILIYORUM, EMINIM getirecek gerçek REFAH…
Ülkemizi bir baştan diğer başa süsleyecek bir su yolu…
ÖYLE…
Getirecektir bu en azından beş ülkenin, Mısır’ı dahil et altı ülkenin birleşmesi…
Ortak bir pazar ve savunma hattı coğrafyamıza barış, bet ve bereket!

Not: Belki bir gün daha ayrıntılı anlatırım anlatılması gerekenleri…
Bu sadece izlencenin bir yorumuydu…
“Wenn zwei sich streiten freut sich der dritte”
Der bir Alman atasözü!

Biliyorum var bu sözde „birlik“, var ama sözde, kâğıt üzerinde…
Var mı bir yaptırım gücü, ekonomik siyasi…
Var mı?
Benim tasarladığım gibi değil ama bir şeyler var.
O pezevenk, adam olsaydı belki başarabilirdi insanları bir araya getirmeyi…
Kendi ülkesinde ayırdı milleti birbirinden, ayrıştırdı…
Nerede…
Söyle nerede böyle yüce bir ülküyü hayta geçire?

Şimdi birlikten söz ediyor…
Ya siktir git ulan gavat, siktir git!

Yoruldum gülüm, biliyorum Sırbistan, Arnavutluk, Türkiye falan AMA INAN yoruldum.
*İcâbet etmiş, îmânla şereflenmiş olan ümmet


Izledin mi bebeleri?
😊