İlk şok atlatıldı gibi…
Valide…
İki gözü iki çeşme…
Yani depremin artçıları tüm şiddetiyle sürüyor sanki…
“Yavrumun yavrusu, yarısı yılan yavrusu!”
Böyle severmiş babaannem beni!
İnanın bu sözlerime, lütfen inanın…
Ölümden korkmuyorum, korkmuyordum…
Ha iş ciddiye bindi, süre dahi verildi sanki…
Ölümden korkar mı oldum?
Vallahi, billahi korkmuyordum. Dün kardeş, sonrasında hanım…
Annem…
Perişan etti beni. Halbuki gayet metanetliydim…
Ya kendim dua ediyor, sizlerden dua etmenizi istiyordum…
Ne yani…
Hangi INSAN yaşamış ki ebedi?
Dünya…
Sultan Süleyman’a bile kalmamış, Sultan Süleyman’a…
Bir Önder ne ki?
Nikolay Ostrovski’nin kitaplarını sever misiniz bilmem…
Çelik böyle sertleşti örneğin, galiba yayınlamıştım…
Rusya…
Ve bitmez tükenmez sosyal çelişkiler, sosyal çatışmaları ile koca bir ülke…
Aile…
Bir babanın, bir ananın, bir yöneticinin görevi…
Sürüyü bir arada tutmak.
Kolay ise gel sen yap!
İnsan…
Tüketmeyecek ne kendini ne karşısındakini…
Tükenmişlik
Yıkılmanın, yok olmanın bir öncesi.
Sulu gözlü değilimdir…
Öyle çıt kırıldım da değilim, acıya dayanırım…
Ama kardeş ağlatı beni, hanım…
Hele annem…
Memnuniyet ile, sevinerek görüyorum ki HALA…
Aile birliği, bir yerde saygı, sevgi hüküm sürüyor evimizde…
Zaten öyle olmalı, hatırlarsanız hep yazarım, hep dileğimdir, önerim…
BIRLIK, insanlar özellikle zor zamanlarda olmalı kilit kürek…
Gelin, kaynana…
Kedi ve köpek, kadın mazoşizmi…
Bu sabah ki neredeyse her sabah yaptığım gibi, gittim uzandım annemin kucağına, okşar başımı sanki hala çocukmuşum gibi. İyi gelir bana, ihtiyacım var buna. Yine ağlıyor…
Ya anne deli misin nesin?
Aklıma halam geldi, rahmetli…
El bir hışımla kalakmış, böyle sözler ağzımdan duymaya alışkın değildir…
Saygısızlık olarak algılamış olmalı, yiyecektim tokadı…
Kol usul usul indi yana, anladım yaptığım terbiyesizliği. Halbuki çok kullandığım, sorduğum bir sorudur, büyüğüme saygısızlık, bilerek, isteyerek ASLA!
Ağlama!
Allah…
Sınar kimi kullarını diğerlerinden çok farklı…
Psikologlara, sözüm sana, bilime göre “yoktur” böyle bir şey…
Algıdan ibarettir onlara göre…
Çok bilmişler, b.k yemişler…
Bu…
Bir gerçeğin ta kendisi!
Benim hiç bir şey yapmama gerek kalmaz, gelir bulur beni
NOKTA
Bak göreceksiniz, biliyorum, EMINIM…
O yanımda, yanımızda…
Düzelecek, iyi kötü düzelecek, itikat…
Iman…
Hatırlayan hatırlayacaktır, yazmıştım aslında hepimiz, biyolojik…
Karbondur hammaddemiz…
Allah…
Sınayandır, kuluna dayanamayacağından fazlasını reva görmez…
Bizi doğrudan öldürmeyen…
Bizi sertleştirir…
Çelik gibi hem esnek hem sert olmamızı sağlar…
Ve karbon ve bir yudum nefes demiri çelik yapandır, çelik…
Deneyim, tecrübe esas olandır bu durumda. VE EVET…
Akrep…
Benim, benim silahımdır. Yok akrebin büyüğünden korkma…
Küçüğüdür zehirli olan!
Çok güldüm doktor raporuna, genel durum değerlendirmesine…
Hafif kilolu ama kendiyle barışık…
Ulan barışık olmayıp da ne yapacağım, en azından dıştan öyle, gel sen birde içime bak…
Kendi kendim ile ettiğim kavgaya, mücadeleye…
CIHAT, cihadın büyüğüdür kişinin kendisiyle mücadelesi…
Bu sabah soruyor hanım yine “Hala Oma’ya mı gideceksin?”
Giydim üstüme çapulları…
Tabii ki, ben daha ölmedim. Son ana kadar mücadele…
Almanlar, Türkler, tüm toplumlar ve özdeyişleri…
Çekirdek…
Öz, öz…
Hilf dir selbst so hilft dir Gott!
Allah…
Kimi şeyi yazmamış olsun, Yexxxm, hala kızı, küçük olanı…
Önce annem, sonra sen, sonra ona söylemiştim, dün ona dedim…
Aman Yxxxm, önemli olan aile, çoluk çocuk…
Amalar, acabalar…
Öf bir kızdı, ona göre önce kendin…
Bir yerde doğru, ama sadece bir noktaya kadar…
Kendi himmete muhtaç dede, nerede kaldı gayrıya himmet ede!
Yani…
Hiçbir şey yapmamak, Allah deyip oturmakta yanlış…
GÜVEN…
Sonsuz güven ama yap gereğini!
Oy sayımı gibi(!)
😊
Gelin ben size bir örnek vermiş olayım…
Madden…
Sen uyarla, ANLA…
Rabbi!
İki daha doğrusu üç video yayınlayacağım…
Gençlik yılları, anlayan anlayacak sözlerimi…
İlki alışkı olduğum silah, 7,65 çapında, ikincisi yeni model 9mm…
Ve dünyanın en çok kopyalanmaya çalışılan silahları arasındadır…
Bir tabanca, ne ilgisi var Allah ile?
Sonra…
Anlayan, anlamak isteyen anlayacak beni, bamteli!
B.k yemiş Kalashnikov…
Kaba, sapa yığınların silahı, güvenli mi güvenli…
AMA bu >>> en azından bir Kalashnikov kadar güvenli olmakla birlikte <<<
Üstüne…
Birde 200 metreye kadar atış güvenli, kurşunda yuvarlama falan yok…
Vurduğunu oturtuyorsun g.tün üstüne…
Birde…
Delici gücü çok daha yüksek, çok daha yüksek…
Mermi stabil, yani silahsa silah bu kardeşim, silah bu!
Yığınlar…
Ve sözüm ona ortak akıl, ya siktir git!
> Tesadüfen çıktı karşıma, hiç elime alma, atış fırsatım olmadı AMA öfff <
En son video, çelik yelek var ya…
Tereyağına değmiş kızgın bıçak gibi!!!
Yazının sonunda, yine Sovyet yapımı!
İşte…
Sadece güvenli olmak yetmiyor, çok önemli ama YETMIYOR sadece güvenli olmak…
Güvenilir!
O tabanca neden kopyalanmaya çalışıldı biliyor musunuz?
DIKKAT…
Atıcı kulüplerinde bile son derece rağbet gören bir silah…
Çünkü…
Almancası präzise, Türkçe tam karşılığı yok maalesef…
Şöyle tarif etmiş olayım, keskin nişancılar için biçilmiş kaftan!
Pekiii…
NEDEN, neden bu silahlar bu kadar güvenli ve kesin sonuçlar alabiliyor?
NEDEN???
Anla tabiatı, anla Allah’ı…
Anla sınamayı, deneyim ve tecrübeleri…
Anla…
Çelik nasıl sertleşti, ANLA insan…
Deneyimli erkek, deneyimli yönetici netlikler ile nerelere gelebildiğini…
Ve sevdiklerini yönetebilir hale geldiğini!
Çekoslovaklar…
Çeliği, çelik boruları, tam döküm boruları yağmurda, karda kışta dışarıda bırakıyorlar…
Çelik yığıyor yağmuru, karı…
Güneşi görüyor, kötü hava şartlarını…
Zaman içinde pas tutuyor; PAS…
Pas çeliğin öz yapısını değiştiriyor, daha sert, çok daha dayanıklı hale geliyor çelik…
SONRASINDA…
Tam döküm borular torna makinesinde işlenip…
Kullanılabilir hale getiriliyor!