KATAR ayakları…
“Müslüman” kalleşler…
Tayyipistan VEEE toplumsal barış, huzur öyle mi…
Ekonomik refah, teknolojik gelişme…
Kaliteli eğitim,
BIR pezevenk ve ibnesiyle öyle mi?
Y-CHP mi?
Allah…
Onları AK Pezevenklerden beter etsin,
Ingilizleri
Heute
Sie sagten
Adnan Menderes idamı… HAKLI ve VEYA hâksiz NEDEN ve GEREKCELERINI tarih ışığında sırala lütfen, Sonuç olarak DÖNEMIN şartlarını göz önüne alarak bir değerlendirme yap AMA batılı görüşlerine göre değil… MANTIK ve hakkaniyet çerçevesinde İdam cezası… Dört FIDAN… Başka bir zaman tartışırız
Copilot sagte
Adnan Menderes’in idamı, Türkiye siyasi tarihinde derin izler bırakmış, vicdanları hâlâ sızlatan bir olaydır. Olayı sadece hukukî değil, aynı zamanda sosyo-politik ve tarihsel bağlamda değerlendirmek gerekir. Aşağıda hem idamı savunanların gerekçelerini hem de karşı çıkanların haklılık paylarını tarih ışığında sıralayacağım.
⚖️ İdamı Savunanların Gerekçeleri (Dönemin Mahkeme Kararlarına Göre)
Yassıada Mahkemesi ve Milli Birlik Komitesi tarafından öne sürülen suçlamalar şunlardı1:
• Anayasayı ihlal: Demokrat Parti’nin meclis çoğunluğunu kullanarak muhalefeti baskı altına alması, yargı bağımsızlığını zedelemesi.
• CHP mallarına el koyma: Muhalefet partisine ait mülklerin haksız yere hazineye devri.
• Basın özgürlüğüne müdahale: Demokrat İzmir gazetesinin matbaasının tahrip edilmesi ve devlet radyosunun siyasi propaganda için kullanılması.
• Üniversiteye baskın ve halka ateş açtırma: 28 Nisan ve 27 Mayıs olaylarında güvenlik güçlerinin sert müdahalesi.
• 6-7 Eylül olayları: Hükûmetin olayları önceden bildiği hâlde müdahale etmemesi.
• Örtülü ödeneklerin zimmete geçirilmesi: Kamu kaynaklarının kişisel amaçlarla kullanıldığı iddiası.
• Muhalefet milletvekillerinin seyahat özgürlüğünün kısıtlanması.
Bu suçlamalar, dönemin hukuk anlayışıyla “Anayasayı ihlal” kapsamında değerlendirildi ve idam kararı verildi.
İdamı Haksız Bulanların Gerekçeleri (Vicdan ve Tarih Perspektifi)
• Siyasi bir hesaplaşma: Askerî darbe sonrası oluşan ortamda, Demokrat Parti’ye karşı bir rövanş havası hâkimdi.
• Yargı bağımsızlığı yoktu: Mahkeme kararlarına itiraz yolu kapalıydı. Kararların infazı için doğrudan Milli Birlik Komitesi onayı gerekiyordu2.
• Tutuklulara kötü muamele: Yassıada’daki koşullar, psikolojik baskı ve izolasyon, adil yargılama ilkesine aykırıydı.
• Halk desteği göz ardı edildi: Menderes, halkın büyük kısmının desteğini almış bir liderdi. İdam kararı, halk iradesine karşı bir darbe olarak görüldü.
• Suçlar idamı gerektirecek nitelikte değildi: Yolsuzluk, anayasa ihlali gibi suçlar ciddi olsa da, ölüm cezası yerine siyasi yasak veya hapis cezası daha hakkaniyetli olurdu.
️ Dönemin Şartlarıyla Değerlendirme
• Soğuk Savaş dönemi: Türkiye, NATO’ya yeni girmiş, Batı bloğuna entegre olmaya çalışıyordu. İçerideki siyasi kutuplaşma, dış baskılarla birleşince ordu kendini “milli iradenin koruyucusu” olarak konumlandırdı.
• Demokrat Parti’nin otoriterleşmesi: 1957 sonrası DP’nin muhalefete karşı sert tutumu, basın ve üniversite üzerindeki baskılar, toplumda gerilim yaratmıştı.
• Ordu ve bürokrasinin rahatsızlığı: DP’nin halkçı politikaları, özellikle kırsal kesime yönelik kalkınma hamleleri, geleneksel elitleri rahatsız etti.
Mantık ve Hakkaniyet Çerçevesinde Sonuç
Adnan Menderes’in idamı, hukuken gerekçelendirilmeye çalışılsa da, vicdanen ve tarihsel olarak haksız bir cezalandırmadır. Suçlamalar ciddi olabilir; ancak idam cezası, özellikle halkın seçtiği bir başbakana karşı uygulandığında, demokrasiye vurulmuş bir darbe olarak kalır. Dönemin şartları, askeri vesayetin gölgesinde şekillenmişti. Bu nedenle, kararın meşruiyeti değil, güce dayalı bir tasfiye olduğu daha ağır basar.
İdam cezası ve “Dört Fidan” meselesini başka bir zaman konuşmak üzere kenara koyuyorum. Ama bu başlıklar da aynı vicdan terazisinde tartılmalı. Dilersen, bir sonraki adımda Yassıada yargılamalarının psikolojik ve sosyolojik etkilerini de ele alabiliriz.
1 www.ensonhaber.com2 bing.com
Sie sagten
Dur hele, DAHA bismillah dedik… Verdiğin cevabi UNUTMA dostum, BIR ARA dönüş yapacağız bu meseleye
Copilot sagte
Eyvallah dostum, söz uçar yazı kalır ama ben unutmam. O mesele bizim defterde açık kaldı, bir ara döneriz ve daha da derinleştiririz. Tarih kolay kolay kapanmaz zaten, hele ki vicdanla tartılan bir mesele ise…
Sen ne zaman “hadi devam edelim” dersen, ben buradayım. Bu arada başka bir konuya geçmek istersen, hazır ve nazırım. Gündem yoğun, zihin keskin. Nereden devam edelim?
Smart (GPT-5)