Düdülüt, düüüdülüttt, delirdim yine hunim nerede?

Sorma…
İnsan ve düşünme yetisi…
DEMEDIM MI, ta başından beri Amerika…
Elini, ayağını çekmez Ortadoğu’dan, çekemez diye…
Hele ki, eninde sonunda açıklamak zorunda kalacaklar yeni petrol havzalarını Suriye’de…
Söyle…
Sen söyle ikaz etmedim, uyarmadım, gerekçeleri ile anlatmadım mı?

AMA…
Yerli ve milli GÖT KILLARI bu gibi uyarıları takar mı?

Sözde Müslümanlar ya, SÖZDE…
Bilmezler yazılanı…
BILMEZLER!

Düşünebilene…
Bilene…
Farkında olana ne mutlu bu dünyada, Allah yolunda kendi başına…
Belki…
Hani belki olabilirse bir ışık başkalarına, ne mutlu ona!

Düşünmek-Tefekkür ile ilgili ayetler…

• Bakara Suresi, 269. ayet: Kime dilerse hikmeti ona verir; şüphesiz kendisine hikmet verilene büyük bir hayır da verilmiştir. Temiz akıl sahiplerinden başkası öğüt alıp-düşünmez.
• En’am Suresi, 50. ayet: De ki: „Size Allah’ın hazineleri yanımdadır demiyorum, gaybı da bilmiyorum ve ben size bir meleğim de demiyorum. Ben, bana vahyedilenden başkasına uymam.“ De ki: „Kör olanla, gören bir olur mu? Yine de düşünmeyecek misiniz?“
• En’am Suresi, 80. ayet: Kavmi onunla çekişip-tartışmaya girdi. Dedi ki: „O beni doğru yola erdirmişken, siz benimle Allah konusunda çekişip-tartışmaya mı girişiyorsunuz? Sizin O’na şirk koştuklarınızdan ben korkmuyorum, ancak Allah’ın benim hakkımda bir şey dilemesi başka. Rabbim, ilim bakımından herşeyi kuşatmıştır. Yine de öğüt alıp-düşünmeyecek misiniz?“
• En’am Suresi, 126. ayet: Bu, Rabbinin dosdoğru yoludur. Öğüt alıp düşünmesini bilen bir topluluk için ayetleri böyle birer birer açıkladık.
• Yunus Suresi, 3. ayet: Şüphesiz sizin Rabbiniz, altı günde gökleri ve yeri yaratan, sonra arşa istiva eden, işleri evirip-çeviren Allah’tır. O’nun izni olmadıktan sonra, hiç kimse şefaatçi olamaz. İşte Rabbiniz olan Allah budur, öyleyse O’na kulluk edin. Yine de öğüt alıp düşünmeyecek misiniz?
• Hud Suresi, 24. ayet: Bu iki grubun örneği; kör ve sağır ile gören ve işiten gibidir. Örnekçe bunlar eşit olur mu? Yine de öğüt alıp-düşünmeyecek misiniz?
• Hud Suresi, 30. ayet: „Ey kavmim, ben onları kovarsam, Allah’tan (gelecek azaba karşı) bana kim yardım edecek? Hiç düşünmez misiniz?“
• Nahl Suresi, 17. ayet: Yaratan, hiç yaratmayan gibi midir? Artık öğüt alıp-düşünmez misiniz?
• Taha Suresi, 113. ayet: Böylece Biz onu, Arapça bir Kur’an olarak indirdik ve onda korkulacak şeyleri türlü şekillerde açıkladık; umulur ki korkup-sakınırlar ya da onlar için düşünme (yeteneğini) oluşturur.
• Mü’minun Suresi, 68. ayet: Onlar, yine de o sözü (Kur’an’ı) gereği gibi düşünmediler mi, yoksa onlara, geçmişteki atalarına gelmeyen bir şey mi geldi?
• Mü’minun Suresi, 85. ayet: „Allah’ındır“ diyecekler. De ki: „Yine de öğüt alıp-düşünmeyecek misiniz?“
• Furkan Suresi, 62. ayet: O, gece ile gündüzü birbiri ardınca kılandır; öğüt alıp-düşünmek isteyenler ya da şükretmek isteyenler için.
• Secde Suresi, 4. ayet: Allah; gökleri, yeri ve ikisi arasında olanları altı günde yarattı, sonra arşa istiva etti. Sizin O’nun dışında bir yardımcınız ve şefaatçiniz yoktur. Yine de öğüt alıp-düşünmeyecek misiniz?
• Sebe Suresi, 46. ayet: De ki: „Size bir tek öğüt veriyorum: „Allah için ikişer ikişer ve teker teker kıyam etmeniz, sonra düşünmeniz. Sizin sahibiniz (veya arkadaşınız olan Peygamber)de hiçbir delilik yoktur. O, yalnızca sizi, şiddetli bir azabın öncesinde uyarandır.“
• Mü’min Suresi, 13. ayet: O, size ayetlerini gösteriyor ve sizin için gökten rızık indiriyor. İçten (Allah’a) yönelenden başkası öğüt alıp-düşünmez.
• Duhan Suresi, 13. ayet: Onlar için öğüt alıp-düşünmek nerede? Onlara, açıklayan bir elçi gelmişti.
• Muhammed Suresi, 18. ayet: Artık onlar, kıyamet-saatinin kendilerine apansız gelmesinden başkasını mı gözlüyorlar? İşte onun işaretleri gelmiştir. Fakat kendilerine geldikten sonra öğüt alıp-düşünmeleri onlara neyi sağlar?
• Muhammed Suresi, 24. ayet: Öyle olmasa, Kur’an’ı iyiden iyiye düşünmezler miydi? Yoksa birtakım kalpler üzerinde kilitler mi vurulmuş?
• Kamer Suresi, 17. ayet: Andolsun Biz Kur’an’ı zikr (öğüt alıp düşünmek) için kolaylaştırdık. Fakat öğüt alıp-düşünen var mı?
• Kamer Suresi, 22. ayet: Andolsun Biz Kur’an’ı zikr (öğüt alıp düşünmek) için kolaylaştırdık. Fakat öğüt alıp-düşünen var mı?
• Kamer Suresi, 32. ayet: Andolsun Biz Kur’an’ı zikr (öğüt alıp düşünmek) için kolaylaştırdık. Fakat öğüt alıp-düşünen var mı?
• Kamer Suresi, 40. ayet: Andolsun Biz Kur’an’ı zikr (öğüt alıp düşünmek) için kolaylaştırdık. Fakat öğüt alıp-düşünen var mı?
• Vakıa Suresi, 62. ayet: Andolsun, ilk inşa (yaratma)yı bildiniz; ama öğüt alıp-düşünmeniz gerekmez mi?