Muazzez Ersoy, Emel Sayın ve daha kimler kimler, HAYRANLARIYDIM

Bir kadın olarak, şuh…
Ama…
Hayat ama para…
ILKE…
Bir erkeğin mutlaka olmalı ilkeleri, MUTLAKA…
Ölümüne…
Aç kalmak pahasına terk etmeyecekleri…
Tabiii…
Bir kadınında, insanın…
Öldüler benim için, öldüler! Can pazarı değil bu…
Kendini…
> pazarlama < yeri, benim için ne kadar üzücü…
Sence de öyle değil mi?

Veee…
Biliyor musun, tabii ki BILIYORSUN…
Ortak kadın…
OLMAZ benim hayatımda, ortak mal…
KADIN…
Sadece benimdir, benim!

Alın yazısına inanırım…
Kader…
Yazgıya AMA var ya ilkelerimi ASLA terk etmem!

Değişir insan, elbette değişir…
HANGIMIZ…
Bundan on sene, yirmi sene önceki insanız ki…
Düşüncelerimiz, hal ve hareketlerimiz…
AMA…
İlkeler, inançlar, ardında durduğun, ölümüne savunduğun ilkleler…
Ve tahkiye…
Doğru ve yerinde tespit ve analizler AMA tahkiye ve takiyye…
Niyetin, gerçek niyetlerin gizlenmesi…
Ne diyor Hz. Mevlâna?

“ya oldugun gibi görün ya göründügün gibi ol”

Bak, kıyasla, yap analizini…
Ben eskiden neydiysem hala oyum…
Düşüncelerim, inandıklarım, savunduklarım, ilkelerim.

SEN…
Zaten yaptın yapacağını, yoksa…
Yıllardan beri, uzunnn yıllardan beri neden benimlesin?
Bir kadın, bir psikolog bir insan olarak yaptın yapacağını…
Bende tabii…
Yok, olmaz insanın kimi değerleri her şeyden daha önemli…
Yapmamaları gerekiyordu, satmamalıydılar kendilerini!

Doğum günü
28 Şubat 2019

Erdoğan mı Türkiye’yi değiştiriyor?
Türkiye mi Erdoğan’ı değiştiriyor?
Çoğu okur “bu da soru mu, yanıt belli; Erdoğan Türkiye’yi dönüştürüyor” dediğini tahmin ediyorum. Buna çok “delil” de göstereceklerdir.
Yine de…
Sorumda ısrar edeceğim; Türkiye, Erdoğan’ı değiştirmiyor mu?
İki tespit yazacağım.
Biri pek bilinmez:
Tespit 1) Yıl 1994. Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçildi. Türkiye’de yer yerinden oynadı; “içki satılan yerleri kapatacak!” Erdoğan Refah Partili kurmaylarını topladı; “Herkes eşini alacak belediye tesislerine gidip çay içecek, yemek yiyecek.”
O güne kadar harem-selamlık oturmuş çoğu partili şaşırdı ama Reis’in emri dinlendi.
Asıl sorun bundan sonra çıktı: “Çatalla mı yenecek kaşıkla mı; bıçak sağ elde mi olacak sol elde mi?”
Bugün AKP’lilerin kafasında böyle bir soru yok!
Tespit 2) Önce ki gün…
Erdoğan, Giresun’da düzenlenen mitingi gitmek üzere Atatürk Havalimanı Devlet Konuk Evi’ne geldiğinde sürprizle karşılandı. Orhan Gencebay, Emel Sayın, Muazzez Ersoy, Özdemir Erdoğan, Cengiz Kurtoğlu, Yavuz Bingöl, Ahmet Özhan, Bediha Akartürk gibi şarkılar-türkücüler Erdoğan’a doğum günü sürprizi yaptı. Pasta kesildi…
Benzer kutlama sabah saatlerinde Erdoğan’ın Kısıklı’daki komşuları da yaptı. Kesilen pastayı Erdoğan, basın mensuplarına ve komşularına dağıttı…
Erdoğan’ın ilk doğum günü kutlaması değil bu. Örneğin, geçen yıl da Ajda Pekkan, İbrahim Tatlıses, Sibel Can, Serdar Gökhan, Hülya Koçyiğit gibi ünlülerin katılımıyla Beylerbeyi Sarayı’nda kutlama yaptı.
Erdoğan birkaç yıldır doğum günü kutluyor.
Nerden nereye
Ne anlatmak istiyorum?
Yanıt için yine soruya başvurayım:
Erdoğan doğum gününe karşı mıydı?
Kutladığına göre soru anlamsız kalıyor değil mi?
Öyle değil… Erdoğan da çevresindeki çok kişi gibi doğum günü kutlamaya çok karşıydı!
Çoğu İslamcı çevre gibi Erdoğan da, doğum gününü “Hıristiyan adeti” görüp “Noel kutlaması” olarak değerlendirip şiddetle karşı çıkardı.
Bu çevreler doğum günü kutlamaya hâlâ “haram” derler.
En ılımlısı Nihat Hatipoğlu bile pasta kesilip, mum üflenmesini doğru bulmaz. Diğerlerini hiç yazmayayım, hadislerden alıntı yapıp oldukça sert açıklamaları vardır.
Nurettin Yıldız doğum günü kutlaması için sanki Erdoğan’a laf atıyor; “ahirete yaklaştıkça endişelenmek varken bize ait olmayan modellerle gülmek pasta kesmek de ne oluyor?”
Ve fakat:
Bu yazının konusu “doğum günü kutlamak caiz mi, değil mi” tartışması yapmak değil. İnsanoğlu 5 bin yıldır doğum günü kutluyor; Mısırlılar, Persler, Antik Yunan, Romalılar vs. hepsi doğum günü kutladı. Başlangıçta meselenin Hıristiyanlık ile ilgisi yoktu; “Pagan adeti” diyorlardı! Dünyaya acı çekmeye geldiklerine inanan Katolikler uzun dönem doğum gününü yasakladı. Evet konumuz bu değil…
Konumuz, Erdoğan’ın artık doğum günü kutlaması…
İslamcı çevreleri takip ederseniz; Erdoğan’ın doğum günü kutlamasının ne büyük “devrim” olduğunu anlarsınız! Tahmin ediyorum, Erdoğan’ın doğum günü kutladığı haberlerini okuyup-gördükçe hop oturup hop kalkıyorlardır! “İktidar yozlaştırır” dediklerine eminim!
Bu çevreleri karşına alan; ve kendini de dönüştüren Erdoğan’ın büyük dönüşümünü nasıl değerlendirmek gerekiyor?
Ne değiştirdi
Kuşkusuz tek olguya bakarak, “Türkiye, Erdoğan’ı değiştiriyor” denilemez.
Bu dönüşümün sebebini analiz etmek zorundayız.
Yazdığım gibi İslamcı çevreler açısından doğum günü kutlamak, Batı kültürüne giden yolda büyük bir kavşağın dönülmesi anlamına gelmektedir. Bilmedikleri…
Osmanlı’da doğum günü kutlama alışkanlığı Tanzimat ile başladı. Bugün dinci çevrelerin el üstünde tuttuğu II. Abdülhamit bile doğum günü kutladı; 21 Eylül’de güzel elbiseler giyilir hem devlet töreni, hem de haremde müzikli şölen yapılırdı.
Erdoğan’ın “kültürel dönüşümünü” nasıl açıklayacağız? II. Abdülhamit’e mi öykünüyor? Ulu Hakan’ı yeni keşfetmiş olamaz; doğum gününe önceden çok karşıydı!
Bugün… Doğum gününü kötülemesi-yasaklaması beklenen Erdoğan, şarkıcı türkücülerle doğum günü kutluyor! Ne değiştirdi Erdoğan’ı?
Bakınız:
Doğum günü kutlamak; çeperi yıkıp merkeze yerleşenlerin, mahalleden taşıdıkları değil, merkezde gördükleri kültürü benimsediklerinin göstergesi! Ya o saray şatafatına ne demeli; pahalı eşarplar, ayakkabılar, çantalar? Günümüzün neoliberal tüketime yönelik hızlı toplumsal değişime karşı koyamadıkların delili değil mi?
Aslında…
“Din sosuna” batırdıkları siyasetlerinin amacı, “biz de doğum günü kutlamak istiyoruz” idi! Peki, bunca yıldır kültür çatışmalarıyla ülkeye neden zaman kaybettirdiler?
Evet, aslında Erdoğan’ı değiştiren Türkiye ve daha doğrusu neoliberalizm oldu!

https://www.sozcu.com.tr/2019/yazarlar/soner-yalcin/dogum-gunu-3716117/?utm_source=yazarlar&utm_campaign=diger_yazilar&utm_medium=diger