Bilmem güler misin, ağlar mısın? Benim içimden ne biri ne öteki geliyor, sadece sınırsız bir öfke… Hayvana, göte ve göt kıllarına. Sessiz şeytana!

Asrın liderimiz “bu kafa” sayesinde dünyanın en şanslı siyasetçisidir…
16 Şubat 2019

25 sene önce…
1994 yerel seçiminde, SHP’nin İstanbul büyükşehir belediye başkan adayı Zülfü Livaneli’ydi.
CHP’nin adayı Ertuğrul Günay’dı.
DSP’nin adayı Necdet Özkan’dı.
DYP’nin adayı Bedrettin Dalan’dı.
ANAP’ın adayı İlhan Kesici’ydi.

CHP, DSP, SHP birbirini yedi.
DYP, ANAP birbirini böldü.
Sadece yüzde 25 oy alan Tayyip Erdoğan aradan sıyrıldı, kılpayı seçildi.

Halbuki…
CHP, DSP, SHP toplamı yüzde 34’tü.
DYP, ANAP toplamı yüzde 37’ydi.
10’ar puan fazlaydı.
Çoğunluk bölündüğü için…
Azınlıkmış gibi kaybetti.
Sadece yüzde 25’e hakim olan Tayyip Erdoğan, yüzde 75’e hükmetti.

20 sene önce…
1999 yerel seçiminde CHP’nin İstanbul büyükşehir belediye başkan adayı Adnan Polat’tı.
DSP’nin adayı Zekeriya Temizel’di.

CHP, DSP birbirini yedi.
Birbirini böldü.
Sadece yüzde 27 oy alan Ali Müfit Gürtuna aradan sıyrıldı, kılpayı seçildi.

Halbuki…
CHP, DSP toplamı yüzde 35’ti.
8 puan fazlaydı.
Çoğunluk bölündüğü için…
Azınlıkmış gibi kaybetti.
Sadece yüzde 27’ye hakim olan Ali Müfit Gürtuna, yüzde 73’e hükmetti.

25 sene önce…
1994 yerel seçiminde, SHP’nin Ankara büyükşehir belediye başkan adayı Korel Göymen’di.
CHP’nin adayı Ali Dinçer’di.
DSP’nin adayı Faruk Sarıkaya’ydı.

CHP, DSP, SHP birbirini yedi.
Birbirini böldü.
Sadece yüzde 27 oy alan Melih Gökçek aradan sıyrıldı, kılpayı seçildi.

Halbuki…
CHP, DSP, SHP toplamı yüzde 37’ydi.
10 puan fazlaydı.
Çoğunluk bölündüğü için…
Azınlıkmış gibi kaybetti.
Sadece yüzde 27’ye hakim olan Melih Gökçek, yüzde 73’e hükmetti.

20 sene önce…
1999 yerel seçiminde, CHP’nin Ankara büyükşehir belediye başkan adayı Murat Karayalçın’dı.
DSP’nin adayı Doğan Taşdelen’di.

CHP, DSP birbirini yedi.
Birbirini böldü.
Sadece yüzde 33 alan Melih Gökçek aradan sıyrıldı, kılpayı seçildi.

Halbuki…
CHP, DSP toplamı yüzde 43’tü.
10 puan fazlaydı.
Çoğunluk bölündüğü için…
Azınlıkmış gibi kaybetti.
Sadece yüzde 33’e hakim olan Melih Gökçek, yüzde 67’ye hükmetti.

Bu manzara sadece İstanbul’da Ankara’da değil, Türkiye’nin hemen her şehrinde, her ilçesinde, aynen böyle yaşandı.

Çoğunluk bölündü.
Azınlık çoğunlukmuş gibi oldu.

Çoğunluğun bölünmesinden, birbirini yemesinden, koltuk kavgasından faydalanan asrın liderimiz, rejimi değiştirdi!

Ve şimdi, 25 sene sonra bakıyoruz…
Aynı terane.
Bir milim gelişme yok.
Bir milim ibret alınmışlık yok.

CHP’den aday olursa, partimin neferiyim filan deniyor.
CHP’den aday olamazsa, şak, DSP’ye geçiyor, rakip oluyor.

Koltuktayken çıtı çıkmıyor, parti yönetimine toz kondurmuyor.
Koltuk alınınca, parti yönetimi en şerefsiz parti yönetimi oluyor.

Bu kafa değişmediği sürece… İstersen memleketin halini düşüne düşüne beyin kanaması geçir, nafile.

https://www.sozcu.com.tr/2019/yazarlar/yilmaz-ozdil/asrin-liderimiz-bu-kafa-sayesinde-dunyanin-en-sansli-siyasetcisidir-3547996/?utm_source=yazarlar&utm_campaign=diger_yazilar&utm_medium=diger

Emperyalizme kafa tutmanın bedeli!..
15 Şubat 2019

Yıl 1974…
Bülent Ecevit ile Prof. Necmettin Erbakan’ın kurdukları hükümet, Kıbrıslı Türkleri Rum çetelerin soykırımından kurtarmak için tarihi “Barış Harekatı”nı yapıyor.
★★★
Bu karara başından itibaren karşı çıkan ABD, harekatın başarıyla sonuçlanmasının ardından ambargo kararı aldırıyor.
Amaç, söz dinlemeyen iktidarı cezalandırmak ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) caydırıcı gücünü kırmaktır.
Askeri araç-gereç ve ekipman kısıtlamasıyla başlayan ambargo öylesine boyutlara ulaşıyor ki o tarihe kadar bazı sınır karakollarında görev yapan Alman çoban köpeklerinin gönderilmesi bile durduruluyor. TSK bunun üzerine öz kaynaklara ve kendi savunma sanayisini geliştirmeye yöneliyor. Bu arada Gemlik’teki Askeri Veteriner Araştırma Enstitüsü’nde sürdürülen çalışmalarla, halk arasındaki adı Karabaş olan Kangal köpeklerinin de aynı görevi başarıyla yapabilecekleri kanıtlanıyor. Böylece Kangallların ünü, Türkiye sınırlarını aşarak dünyaya yayılıyor. Hatta daha önce “Bu köpekler eğitilemez” raporu veren Amerikalılar bile, kendi ülkelerinde Kangal çiftlikleri kurmaya başlıyor!
★★★
Ecevit, uyguladığı onurlu dış politikadan vazgeçmeyince, emperyalizm ambargoyu kumpasa dönüştürüyor.
Ülkede benzin, margarin ve tüpgaz sıkıntısı baş gösterince, uzun kuyruklar oluşuyor. Kumpasa karşı birlik ve bütünlük gerekirken, iş dünyası yangına körükle gidip, tam sayfa gazete ilanlarıyla Ecevit’e karşı tavır alıyor.
Ve margarin karaborsaya düşüyor!..
★★★
O yıllarda tek kanaldan siyah-beyaz televizyon yayını yapan TRT’de çalışıyorum.
Günün birinde İstanbul Mali Polisi, margarin karaborsacılarına baskın düzenleyeceğini bildirince, TRT“den ben ve kameraman arkadaşım operasyonu izlemekle görevlendiriliyoruz.
Önce karaborsacının deposu basılıyor, tavanlara kadar yükselen tonlarca margarin kolilerine el konuluyor.
Ekipler daha sonra karaborsacının aynı zamanda depo olarak kullandığı evine yöneliyor.
Ama o da ne?
Evde margarin yerine, ağzına kadar zeytinyağı dolu çok sayıda kavanozun depolandığı ortaya çıkıyor.
Dayanamayıp karaborsacıya soruyorum:
“Zeytinyağını da karaborsa için mi stokluyorsunuz?..”
Adam gülüyor.
“Hayır!” diyor. “Bizim eve margarin girmez. Donmuş yağ kanserojen olduğu için sadece zeytinyağı tüketiriz. Pilavı bile zeytinyağı ile pişiririz!..”
Kendisi yemiyor, ailesine de yedirmiyor ama halka yediriyor!.. Hem de karaborsasını yaparak fahiş fiyatla!..
★★★
Demem o ki;
Bugün de bazı temel tüketim maddeleriyle ilgili sıkıntılar, kuyruklar söz konusu.
Yıllarca Ecevit’i ve CHP’yi karalamak için kullanılan kuyruklar, üretim politikalarındaki yanlışlar sonucu değil, merhum Ecevit’in emperyalizmin buyrukları karşısında eğilip bükülmemesi ve Kıbrıslı Türklerin canlarını EOKA çetelerine teslim etmemekte direnmesi sonucu yaratılmıştı.
Günümüzdeki sıkıntıların nedeni ise üretimde planlama anlayışının rafa kaldırılması!..
Yani arada dağlar kadar fark var!..

https://www.sozcu.com.tr/2019/yazarlar/ugur-dundar/emperyalizme-kafa-tutmanin-bedeli-3535226/?utm_source=yazarlar&utm_campaign=diger_yazilar&utm_medium=diger

Veee…
369,68!

Sorma nereden bildiğimi, indikatörleri…
Göz gülüm göz, gören göz…
Kılavuz istemez!

SEN…
Hiç olmazsa sen anlayabiliyor musun KORKULARIMI, endişelerimi?

Gelecek korkusu, belirsizlik…
Ümitsizlik, güvensizlik!

Ben elimden geleni yapıyorum…
Bilinmeyeni bilmek, görünmeyeni görmek…
Düşünülmeyeni düşünmek…
Buna rağmen her zaman kalır bir risk…
Ben unumu elemiş, eleğimi asmışım duvara…
Bir kuru can, bir lokma ekmek, sırtım pek, başımda çatım…
Etrafımda dört duvarım, evcağzım evcağzım sen bilirsin halcağzım(!)

Siz olmasanız…
Sizler…
Kimse getiremez beni dize…
En zayıf noktam, en zayıf…
Sizler!