Hayvanlık parayla pula değil kardeşim, değil

Saat biri iple çektim…
Yeni uyanmışım, bir şekerleme. Yeminle aptalım, arada hayvanlığım da tutuyor desem yeridir…
Beyin duruyor. Yeminle düşünemedim, vallahi billahi aklıma gelmedi!

Bugün Hz. İsa’nın doğum günü…
Hristiyanların büyük bayramlarından. Oma…
Sabahtan çiçek aldım, yok…
Kış geldi ya çiçek yerine güzel bir aranjman almış koymuştum ayakucuna…
Kara, yağmura dayanıklı. Bugün Noel olduğu için ki Hristiyanların çoğu, özellikle Almanlar…
Bu gece için sesiz gece derler…
Sevdikleriyle, ibadet ne neşeli şekilde geçirdikleri bir akşam. Gerçekten de sokaklar boşalır…
Özellikle köy yerlerinde, yapamam artık şehirde…
Hanımda istemişti, birlikte gittik mezarına. Mezarlığa girmemle dikkatimi çekti, birçok mezarda…
Ölmüşleri ayakucunda veya göğüs kısımlarında yanan bir mum…
Tühhh nasıl unuttum…
Nasıl üzüldüm biliyor musunuz?

Saat biri geçiyordu, her yer kapandı. Elimizde çiçek gittik yanına…
Yürekten…
Allah razı olsun kim koyduysa, bizden önce birisi gelmiş yakmış mumu. Nasıl sevindim…
Yok kardeşim…
Yok, Müslümanı, Hristiyan’ı, Musevi’si…
Ölmüşe saygı, dini inançları ki koyu bir Katolik’ti. EMINIM…
Çiçeğimizi koyduk, duamızı ettik…
Gerçekten Onu bizden biri bildik…
Allah’tan rahmet diledik, eminim gördüyse bizi sevinmiştir.

Ölümşüne de dirine de sahip çık kardeşim…
İnsan olarak görevimizdir.

Bilmeyenler için:

Doğru bildiğimiz yanlışlardan biridir…
Söyle…
Tanrı ışığın, aydınlığın kendisi midir yoksa karanlık mı?
Şüphesiz…
Sözleri ile, bizlere gösterdiği yol ile bizleri aydınlığa götürendir!!!

13. Yüzyılda Ortadoğu’dan Avrupa’ya gelen bir adettir…
Anmaktır…
Ölmüşün anısınadır, Allah…
Bakidir, yani ebedi. Işığın, aydınlığın kendisi!

Eskiden tabii elektrik yoktu…
İnsanlar…
Sevdiklerinin birisi karanlıkta dışarıda kaldıysa, mesela suya, oduna, ava gitmiş geç kalmışsa…
Evin yolunu kolay bulabilmesi için cama bir mum koyarlarmış…
ANLA!