Hoşgörü üzerine

Hoşgörü bir erdem…
Deneyim ile elde edilen…
Hayat…
En etkili öğretmen, biliyoruz ki herkes çıkıyor bir şekilde anasından…
Ama var ya herkes hoşgörü sahibi olamıyor, acaba neden?

Meksiko City, Brezilya’da Favelalar…
Yani varoşlar…
Gazeteci anlatıyor nedenlerini; diyor ki…
“Evet, YASAK televizyonların göstermesi YASAK ama basına izin var!”
Soruyor röportajı yapan şaşkın bir yüz ifadesiyle:
“Peki, nedeni ne?”
Diyor ki “Çünkü…” uzunca bir sessizlikten sonra devam ediyor…
“Çünkü gazeteler kuruşlar ile satılıyor (para birimini unuttum, idare ediverin gayri. İzmirlimin dediği gibi 😊) bu gazeteleri alıyorlar, herkes televizyon sahibi değil!”

“Yani… (yine uzun bir sessizlikten sonra sanki röportaj sahibi uygun kelimeleri arıyor gibi) bu şiddeti, bu vahşeti yaşayanlar yine BIZZAT okuyor kendi sefilliklerini!”
“Evet, aynen öyle!!!”

Bilmem dikkatinizi çekti mi?
Günlerden beri, evet günlerden beri…
Yandaş ve YOLDAŞ basının dilinde, benim bu yazıyı kaleme almama vesile…
Alamanalarda 1,6 milyon kalifiye işçi eksiği…
Bugün…
Aman da aman, Arabistan…
Avrupa yine Almanya aralarında bakıcı arıyor hem çocuklar için hem ihtiyar…
Koşun gençler koşun…
Binlerce Euro maaş var!

Pek saygıdeğer GÖT VERENLER…
Millete bekliyordu Türk’ün genci gelsin bizde onlara binlerce Euro maaş bağlayalım diye!

Çok muhterem ve saygı ile andığımız padişahimiz, EFENDIMIZ…
Orospunun çocuğu…
Çareyi…
İşsiz gençleri yurtdışına göndermekte buldu(!)

ULAN…
Sen gurbetti ne sandın?
Ekmek elden su gölden mi?
ÖZLEM…
Nedir, gurbet nedir bilir misin?

Özlem…
Öyle bir ateş ki, bok yemiş ateşten gömlek yanında…
Dışarıdan dışarıdan yakacak seni…
YANIYORSUN ULAN, cayır cayır yanıyorsun içten, içinden…
ÖZÜNDEN!

Yok öyle…
Ben senu eşekte paldum, ben seni aldum…
YOK…
Bir ilden diğerine il değiştirme, gurbet değildir o…
Özlem, hasret çekmek hiç değildir…
Yaşa da gör…
Dil ayrı, din ayrı, yiyecek, içecek her şey bambaşka…
Bir garip, sana o kadar yabancı ki…
Her geçen gün…
Her an sana sonsuz bir acı…
Sen gurbetçiliği ne sandın?

Ulan Kasımpaşalı ayı…
Adam ol ulan, azıcık erkek ol erkek…
PAYTAK seni, sana bu lakabı okuldakiler boşuna takmadı(!)

Evet…
İnsan kendi yaşadığı zaman bir şeyi…
Oldu mu deneyim sahibi…
Yaşanmışa…
Hoşgörüyle karşılık verebiliyor, verebilir…
Ama…
Favela misali, temcit pilavı gibi…
Konursa önüne her gün, her an aynı şeyler, gerçekler ile bağı kesiliyor.

Yaşanan şiddeti olağan karışlamakla birlikte alışıyor, boyun eğiyor kader kabul ediyor…
Edilmemesi gerekeni!

Geç kaldım, gitmem gerek…
İçimden daha geçen o kadar çok şey var kiii…
Geç kaldim, gitmem gerek, YALNIZ bir cümle daha kurmak istiyorum…
Bir, iki…
Bak elli senenin üzerinde gurbetteyiz…
Ana, babamız bir iki seneliğine geldi, para biriktirip döneceklerdi…
İnsanız insan, gönül bu…
Âşık oluyor insan, evlatlar geliyor dünyaya…
Okulları, istikballeri…
Bir bakmışın torunlar, insan geri dönemiyor ki!

Kemal CANER-Gurbet İçimde Bir Ok Her Şey Bana Yabancı