Demin yazdıklarımın, dün dahil yayınladıklarımın tek bir amacı vardı…
Sen bilirsin de…
Gerisini bilmiyorum, birkaç kez yazmışımdır demokrasiye inanmıyorum…
Hele temsili demokrasiye…
Yunan felsefecileri bile yerdikten sonra bu sistemi…
ANCAK…
İnsanlık yeni bir yönetim şekli geliştirene kadar “tüm sistemlerin” içerisinde yine en iyisi…
Demokrasi!
Amacım…
Gözler önüne sermekti…
İfade…
Özgürlüğünündü!
Kullan yanış kelimeleri, kur yanlış cümleleri bak gör neler oluyor, neler…
Evet…
Adli bir vakayım, hakaret…
Bir şerefsize hakaret edebilirsen, edilebiliyorsa insan haysiyetsiz bir yaratığa hakaret…
Suçluyum…
Makama değil, hele Türkiye Cumhuriyeti ki Atatürk’ün kurduğu…
Nasıl hakaret etmeye cüret ederim?
Bir parti başkanına, bir makam işgalcisine…
Bir pazarlamacıyadır sözlerim!
Görüyorsun, DEDIM bana yazdırıyorsun yazmak istemediklerimi…
İnatçı keçi, kalın kafalı seni…
Anlama özürlü sevdiceğim…
Ben…
Ne yaptığımı, neyi nasıl yazacağımı gerçekten bilmiyor muyum sanıyorsun?
Ne dedim ben sana, ben neydim?
Bir ruh…
Bir analizci, Forensik…
Gizliyorlar IP’lerini, bilmiyorlar ki VAR başka emareleri…
İstedikten, bildikten sonra ne, neyin nesi…
Boş ver…
Düşünme beni!