Sokmuşum …

Arapça ve Türkçe arasında çok fazla ortak kelime vardır. Kelimelerin önemli kısmında anlamlar birbiriyle aynı veya yakınken, önemli sayıda kelime de Arapçadan Türkçeye geçerken değişime uğramıştır. Arapçadaki bir kelimeyi her zaman Türkçede olduğu gibi anlayamayız. Müsaade kelimesi Türkçede izin anlamına gelirken Arapçada yardım anlamına gelmektedir. Eğer bunun gibi anlam değişmeleri olmasaydı Arapça öğrenmek daha da kolaylaşacaktı. Ama ortada böyle bir gerçeklik bulunmaktadır. Kelimeleri öğrenirken onun Arapçada hangi manada kullanıldığını da öğrenmek gerekir.

Arapça ile Türkçe arasında 6 binden fazla ortak kelimenin olduğundan bahsedilir. Bu yazımda Arapçadeposu’nun hazırlamış olduğu kelimeleri sizlerle paylaşacağım. Biraz üzerlerinde düzenleme yaptım ve hareke sayısını artırdım. Umarım beğenirsiniz.

Arapça kelimelerin manalarını araştırırken sözlük kullanmak çok önemli. Arapça sözlük kullanabilmek ise gerçekten zaman isteyen bir durum. Hocaların bir şekilde öğrencilere sözlük kullanmayı öğretmesi gerekiyor. Özellikle orta seviyeden sonra öğrencinin bağımsız da bir şeyler okuyabilmesi adına sözlük kullanmayı öğrenmesi gerekmektedir. Arapçada kelimelerin yalın halini bulmak gerekiyor ve bu durum her zaman için sanıldığı kadar kolay da değildir. Bu yüzden hocalarımız öğrencilere bu konuda yardımcı olurlarsa çok güzel olur. Tevakku gibi bir sözlüğün de elimizin altında olması Arapça öğrenirken işimizi gerçekten kolaylaştırıyor. İlk başta öğrencilere ev ile alakalı 10 kelime ödevi verilebilir ve bu sayede öğrenci sözlükten o kelimeleri bulmaya çalışacak ve sözlükle ilk temasını kurmuş olacaktır. Ne kadar erken sözlükle tanışırsa o kadar iyi olur. İlerleyen zamanda da metin verilip metinde bilmediği kelimeleri bulması istenebilir. Dolayısıyla kendisine güvenmeye başlayacak ve bağımsız okumalar yapabilecektir.

Bu kelimeler çoğunlukla her iki dilde de aynı anlama gelmektedir. Rahatlıkla konuşurken veya yazarken bu kelimeleri kullanabilirsiniz Arapça telaffuzuna dikkat ederek…

Ortak Kelimeler

Türkçesi Arapçası Arapça Anlamı
Abes عَبَث Boş, oyalanma
Acaba عَجَباً Ne kadar da şaşırtıcı
Acil عَاجِل Geçici, acil
Adab آداب Kibarlıklar, görgüler
Adale عَضَلَة Adale, kas
Adalet عَدَالَة Eşit davranma, doğruluk
Adet عَدَد Sayı, rakam
Adet عَادة Huy, alışkanlık, gelenek
Adi عَادِي Sıradan, olağan
Adil عَادِل Eşit davranan, hak gözeten
Adliye عَدلية Adalet, hukuk
Afiyet عَافِيَة Sıhhat, sağlık, zindelik
Ahlak أَخْلَاق Huylar, yapılar, mizaçlar
Ahval أَحْوَال Haller, durumlar
Aile عَايِلَة Aile
Akıl عَقل Akıl, idrak
Akıbet عَاقِبَة Son, sonuç, netice
Akide عَقِيدَة İnanç, ideoloji, öğreti
Akis عَكس Ters, zıt, yansıma
Akit عَقْد Anlaşma, sözleşme, şartname
Akran أَقْرَان Dostlar, denkler
Akrep عَقْرَب Akrep, iğne, saç lülesi
Alaka عَلاَقَة Tutulma, bağlanma
Alamet عَلَامَة İşaret, amblem
Alet آلَة Araç, aygıt, cihaz
Ameliyat عَمَلِيَّة Görev, eylem, üretim
Amil عَامِل İşçi, etken, yapan
Amin آمِين Öyle olsun, kabul olsun
Amir آمِر Emir veren
Amma أمَّا Fakat, bununla beraber
Araba عَرَبَة Hızlı akan, vagon
Arazi أَرَاضِي Yerler
Arz عَرْض Sunma, sergileme
Asabi عَصَبِي Sinirli, sinirsel
Asalet أَصَالَة Soyluluk, orjinallik
Ashab أَصْحَاب Dostlar, taraftarlar
Asıl أَصْل Asıl, temel
Asır عَصْر Çağ, devir, ikindi
Asi عَاصِي Direnen
Asil أَصِيل Özgün, sağlam, köklü
Aşk عَشْق Aşk
Ayet آيَة İşaret
Ayıp عَيْب Kusur, hata, defo
Azap عَذَاب Acı, eziyet
Azim عَزْم Kararlılık, istek
Aziz عَزِيز Saygın, soylu, nadir
Baki باقي Kalan, devam eden
Bakkal بَقَّال Bakkal, manav
Baliğ بَالِغ Erişkin, önemli
Bariz بَارِز Çıkıntılı, kabarık
Basit بَسِيط Kolay, sade, önemsiz
Batıl بَاطِل Asılsız, geçersiz
Belde بَلْدَة Şehir, belde, ilçe
Bereket بَرَكَة Birikme, bereket
Beyan بَيَان Açıklama, rapor
Bezelye بَزَاليا Bezelye
Buhar بُخَار Buhar, duman
Burç بُرْج Kule, hisar, burç
Cahil جَاهِل Cahil
Cami جَامِع Toplayan
Cani جَانِي Suçlu
Casus جَاسُوس Casus
Cazip جَاذِب Çekici, alımlı
Cebren جَبْراً Zorla, zor kullanarak
Cehennem جَهَنَّم Cehennem, çukur
Ceket جَاكِيت Ceket
Celal جَلَال Ululuk, görkem
Cellat جَلاَّد Deri tüccarı
Cennet جَنَّة Bahçe
Cesaret جَسَارَة Arsızlık, cesaret
Ceset جَسَد Beden, vücut
Cesur جَسُور Arsız, cesur
Cevap جَوَاب Cevap
Cihat جِهَاد Yoğun çaba
Cihaz جِهاز Aygıt, mekanizma
Cilt جِلْد Deri
Cisim جِسْم Madde, cisim, şekil
Civar جِوَار Komşuluk, yakınlık
Cuma جُمْعَة Cuma günü
Cumhuriyet جُمْهُورِيَة Topluluğa ait, cumhuriyet
Cümle جُمْلَة Bütün, cümle
Cüsse جُثَّة Vücut, kadavra
Çanta جَنْطَة Çanta
Çorap جُورَب Çorap
Dahi دَاهِي Kurnaz, akıllı
Dahil داخل Kapsamında, içinde
Dakika دَقِيقة Dakika, detay
Darbe ضَرْبَة Darbe, atış, vuruş
Defter دَفْتَر Defter, ajanda, broşür
Dehşet دَهْشَة Şaşkınlık, hayrat
Delil دَلِيل Gösterge, kanıt
Derece دَرَجَة Basamak, oran, merdiven
Ders دَرْس Ders, bölüm, çalışma
Deva دوا ء İlaç
Devam دَوَام Devam, kararlılık, sebat
Devlet دَوْلَة Devlet, memleket, eyalet
Diyar دِيَار Evler, bölgeler, yurtlar
Dolap دُولاَب Dolap, tekerlek
Dua دعا ء Çağrı
Dükkan دُكَّان Dükkan
Dünya دُنْيَا Daha alçak, daha önemsiz
Düstur دَسْتُور Anayasa, tüzük
Ebedi أَبَدِي Sonsuz
Ebeveyn أبَوين Ebeveyn
Ebleh أَبْلَه Saf, beyinsiz
Ecdat أَجْدَاد Dedeler, atalar
Ecel أَجَل Tayin edilmiş zaman, mühlet, kabul, evet
Efdal أَفْضَل Daha iyi
Efkar أَفْكَار Fikirler, düşünceler
Ekber أَكْبَر Daha büyük, en büyük
Ehil أهل …taraftarı, …e layık
Elem أَلَم Acı, ağrı, sancı
Elveda أَلْوَدَاع Uğurlar ola, selametle
Emel أَمَل Umut
Emin أمين Güvenli, güvenilir
Emir أَمْر Güç, yetki, iş
Enfes أَنْفَس Daha değerli, en değerli
Esas أَسَاس Temel, baz, kaide
Eser أَثَر İz, yapıt
Esnaf أَصْنَاف Sınıflar, çeşitler
Eşkal أَشْكَال Şekiller, çeşitler
Eşya أشْيا Şeyler
Evham أَوْهَام Kuruntular, zanlar
Evrak أَوْرَاق Yapraklar, kağıtlar
Evsaf أَوْصَاف Nitelikler
Evvel أَوَّل İlk, birinci
Ezan آذان Bildiri, duyuru
Ezeli أَزَلِي Sonsuz
Faaliyet فَعَالِيَة Etkinlik
Facia فَاجِعَة Perişan eden, acı veren
Fahiş فَاحِش Aşırı, saçma
Fakir فَقِير Yoksul
Fark فَرْق Ayrım, fark
Fasih فَصِيح Açık, anlaşılır
Fatih فَاتِح Açan, başlayan
Felç فَلْج Felç
Felek فَلَك Yörünge
Felsefe فَلْسَفَة Felsefe
Ferah فَرَح Neşe, mutluluk
Firase فِرَاسَة Feraset
Fert فَرْد Birey, tek, yalnız
Fesat فَساد Bozulma, çürüme
Fevkalade فَوْقَ العَادَة Olağanüstü
Feza فضا ء Boşluk, uzay
Fırsat فُرْصَة İmkan
Fiilen فِعْلاً Hakikaten
Fikir فِكْر Düşünce, görüş
Fil فِيل Fil
Filozof فَيْلَسُوف Filozof
Firar فِرَار Kaçma
Fitne فِتْنَة Sınav, çekicilik, hile
Gaib غَا ئِب Görünmeyen, gizli
Galip غَالِب Çoğunluğu, kazanan
Garaz غَرَض Hedef, amaç
Garip غَرِيب Tuhaf, anlaşılması zor
Gaye غَايَة Limit, varılacak yer
Gazap غَضَب Kızma, sinirlenme
Gıpta غِبْطَة İmrenme
Gurur غُرُور Kibir, aldatıcı
Haber خَبَر Bilgi
Hac حَج Hac
Hacet حَاجَات Gereksinim, zorunluluk
Hacim حَجْم Hacim
Hadis حَدِيث Konuşma, röportaj
Hafız حَافِظ Koruyucu
Hafıza حَافِظَة Hafıza, koruyucu, bellek
Hain خَا ئِن İhanet eden, vefasız
Hak حَق Gerçek, doğruluk
Hakaret حَقَارَة Küçümseme, bayağılık
Hakem حَكَم Hüküm veren, bilir kişi
Hakikat حَقِيقَة Gerçek, hakikat
Hakim حَاكِم Yönetici, hakim
Hakir حَقِير Düşük, adi, hor görülen
Hal حَال Hal, işler, durum
Halvet خَلْوَة Yalnızlık, kendini soyutlama
Hareket حَرَكَة Davranış, ayaklanma
Harikulade خَارِقُ العَادَة Sıra dışı, olağan dışı
Haris حَرِيص Hırslı
Harita خَرِيطَة Harita
Harp حَرْب Savaş, dövüş
Hasan حَسَن Güzel, iyi
Haset حَسَد Kıskançlık, çekememe
Hasım خَصْم Rakip, karşı taraf
Haşere حَشَرَة Böcek
Hata خَطأ Hata, yanlış
Hat خَطَ Çizgi, el yazısı
Hattat خَطَّاط El yazısı sanatçısı, hattat
Hava هوا ء Hava, atmosfer
Hayvan حَيَوَان Diri olan, hayvan
Hazım هَضْم Sindirim, katlanma
Hazine خَزِينَة Hazine
Hedef هَدَف Hedef, gaye, amaç
Hediye هَدِيَّة Hediye
Hesap حِسَاب Hesap, fatura
Heybet هَيْبَة Saygı ile karışık korku
Heyet هَيْئَة Kadro, grup, biçim
Heykel هَيْكَل Heykel, iskelet, biçim
Hibe هِبَة Hediye, hibe
Hicret هِجْرَة Ayrılma, göç
Hikaye حِكَايَة Hikaye
Hilal هِلَال Hilal
His حِس Algı, duygu
Hizmet خِدْمَة Hizmet, görev, iş
Hukuk حُقُوق Gerçek, doğruluk
Hurafe خُرَافَة Boş inanç
Huzur حُضُور Bulunma, var olma
Hücum هُجُوم Akın, saldırı
Hüküm حُكْم Görüş, hüküm, karar
Hürriyet حُرِّيَّة Özgürlük, serbestlik
Hüviyet هُوِيَة Kimlik, öz
Hüzün حُزْن Üzüntü, hüzün
Ispanak سَبَانَخ Ispanak
Israr اِصْرَار Israr
İbadet عِبَادَة Kulluk, tapınma
İbret عِبْرَة İbret, öğüt, önem
İddia اِدَّعَا ء İddia, talep, sav
İfade اِفَادَة İfade etmek
İffet عِفَّة Kaçınma, namus
İftira اِفْتِرَا ء Uydurma, yalan
İhbar أِخْبَار Bildirme
İhtilaf اَخْتِلَاف Çeşitlilik, değişim, anlaşmazlık
İhtimal اِحْتِمَال Katlanma, olasılık
İhya اِحْيَا ء Canlandırma, düzenleme
İkna اِقْنَاع İkna, razı etme
İkrar اِقْرَار Onama, kabul, itiraf
İlim عِلْم Bilgi, ilim, öğrenme
İman اِيمَان Bir şeyden emin olmak
İmkan اِمْكَان Yapabilirlik, kudret
İmla اِمْلَا ء Doldurma, yazdırma, dikte
İnat عِنَاد İnat, direnç
İnfial اِنْفِعَال Gerilim, tedirginlik
İnkar اِنْكَار Reddetme, yadırgama
İnşaAllah أن شا ءالله Eğer Allah dilerse
İntihar اِنْتِحَار İntihar etmek, batırılmak
İntizar اِنْتِظَار Bekleme, bekleyiş
İshal اِسْهَال İshal
Islah اِصْلَاح Düzeltme, yenileme, tamir
İstiğfar اِسْتِغْفَار Affını isteme, istiğfar
İstihkak اِسْتِحْقَاق Hak ediş
İstiklal اِسْتِقْلَال Bağımsızlık
İstisna اِسْتِثْنَا ء İstisna, hariç olma
İtiraf اِعْتِرَاف İtiraf, kabullenme
İttifak اَتِّفَاق Anlaşma, sözleşme
Kabile قَبِيلَة Oymak, aşiret
Kabiliyet قَابِلِيَّة Yetenek
Kabir قَبْر Mezar
Kabul قَبُول Onay, izin verme
Kader قَدَر Alın yazısı, miktar
Kafes قَفَص Kafes, sepet
Kafile قَافِلَة Kafile, kervan
Kafir كَافِر Örten, inançsız
Kahkaha قَهْقَهَة Kahkaha
Kahve قَهْوَة Kahve
Kaide قَاعِدَة Ayakta tutan, kural
Kainat كَا ئِنَات Var olanlar, varlıklar
Kalem قَلَم Kalem
Kalp قَلْب Kalp, merkez
Kamil كَامِل Tam, yetgin, olgun
Kanaat قَنَاعَة Yetinme
Kanun قَانُون Kanun, yasa, ilke
Karar قَرَار Yerleşme, sabitlik
Kasap قَصَاب Kasap
Kasıt قَصْد Amaç, hedef
Katil قَاتِل Öldüren
Kefalet كَفَالَة Teminat, garanti
Kefil كَفِيل Sorumlu, veli, garantör
Kelime كَلِمَة Kelime, söz
Kıble قِبْلَة Kıble
Kırtasiye قِرْطَاسِيَّة Kırtasiye
Kısmen قِسْماً Bir bölümü
Kıymet قِيْمَة Değer, fiyat
Kibir كِبْر Büyüklük
Kibrit كِبْرِيت Kükürt, kibrit
Kitap كِتَاب Kitap
Kubbe قُبَّة Kubbe
Kudret قُدْرَة Güç
Kumar قُمَار Kumar
Kumaş قُمَاش Kumaş, çöp
Kur’an-ı Kerim قُرآن Kur’an-ı Kerim
Kurban قُرْبَان Yaklaştıran, kurban
Kusur قُصُور Yetersizlik, eksiklik
Kuvvet قُوَّة Kuvvet, güç
Kübra كُبْرَى Daha büyük, en büyük
Küfür كُفْر Örtmek, küfür
Lazım لَازِم Ayrılmaz, zorunlu
Levha لَوْحَة Plaka, tabaka
Lezzet لَذَّة Lezzet, tat
Limon لَيْمُون Limon
Lisan لِسَان Dil
Lokma لُقْمَة Lokma
Lüzum لُزُوم Zorunluluk, gereksiniz
Maalesef مَعَ الأَسَف Ne yazık
Maden مَعْدَن Kaynak, mineral, filiz
Madeni مَعْدِنِيّ Maden ile ilgili
Mağara مَغَارَة Mağara
Mağdur مَغْدُور Aykırı davranılan
Mağlup مَغْلُوب Yenik, yenilmiş
Mahal مَحَل Yer, konum, sebep
Mahalle مَحَلَّة Yer konum, mahalle
Maharet مَهَارَة Ustalık, yetenek
Mahir مَاهِر Usta, yetenekli
Mahkum مَحْكُوم Hükümlü, cezaya çarptırılmış
Makale مَقَالَة Makale
Makam مَقَام Yer, durum
Makul مَعْقُول Akla uygun
Mal مَال Mal, para, sermaye
Malik مَالِك Hakim, Sahip
Malum مَعْلُوم Bilinen
Malumat مَعْلُومَات Bilgi
Mana مَعْنَى Anlam
Mani مَانِع Engel
Manzara مَنْظَرَة Manzara
Masraf مَصْرَف Harcama, banka
Matbaa مَطْبَعَة Baskı makinesi
Matbu مَطْبُوع Basılı
Mazeret مَعْذِرَة Özür
Mazur مَعْذُور Özrü kabul gören, özürlü
Meblağ مَبْلَغ Miktar, sınır
Mecbur مَجْبُور Zorunlu
Meclis مَجْلِس Oturulan yer
Mecra مَجْرَى Akıntı, sel, hat, akım
Meçhul مَجْهُول Bilinmeyen
Medeni مَدَنِي Şehirli
Medrese مَدْرَسَة Okul
Mefruşat مَفْرُوشَات Ev eşyası, mobilya
Mekan مَكَان Yer, konum
Memnun مَمْنُون Minnettar, takatsiz
Memur مَأمُور Görevli, emir kulu
Merhaba مَرْحَبَا Merhaba
Merhale مَرْحَلَة Rota, yolculuk
Merhamet مَرْحَمَة Şefkat, merhamet
Merkez مَرْكَز Sağlam yer, merkez
Mesafe مَسَافَة Uzaklık
Mescit مَسْجِد Secde edilen yer
Mesela مَثَلاً Örneğin
Mesele مَسَألَة Soru, sorun, olay
Mesken مَسْكَن Kalınan yer, konut
Mesul مسْوُول Sorumlu, yetkili
Meşhur مَشْهُور Meşhur
Meşrubat مَشْرُوبَات İçecekler
Metanet مَتَانَة Sağlamlık
Metruk مَتْرُوك Terk edilen
Mevcut مَوْجُود Var olan, bulunan
Mevki مَوْقِع Yer, durum
Mevsim مَوْسِم Sezon, dönem
Mevzu مَوْضُوع Konu, sorun
Meydan مَيْدَان Alan, saha, sektör
Millet مِلَّة Topluluk, cemaat
Mimar مِعْمَار Mimar
Minare مَنَارَة Minare, fener kulesi
Miras مَيرَاث Miras
Musafir مُسَافِر Misafir
Misal مِثَال Eş, denk, benzer
Misk مِسْك Temiz koku
Mizah مِزَاح Şaka, mizah
Muamele مُعَامَلَة Davranış, tavır, işlem
Muğlak مُغْلَق Kapalı, kilitli, anlaşılmaz
Muhabbet مُحَبَّة Aşk, sevgi, dostluk
Muhakeme مُحَاكَمَة Yargılama
Muhasebe مُحَاسَبَة Hesaplama
Muhtaç مُحْتَاج Muhtaç, yoksul
Muhtelif مُخْتَلِف Farklı, türlü
Muhtemel مُحْتَمَل Olası
Muhterem مُحْتَرَم Şerefli, saygın
Muhteşem مُحْتَشَم Utangaç, çekinen
Mukavele مُقَاوَلَة Diyalog, sözleşme, anlaşma
Mutlak مُطْلَق Serbest, salt, sınırsız
Muvazzaf مُوَظَّف Görevli, vazifeli
Mevz مَوْز Muz
Mübalağa مُبَالَغَة Abartı
Mübarek مُبَارَك Bereketli, kutlu
Mücadele مُجَادَلَة Tartışma, münazara
Müddet مُدَّة Süre, süreç
Müdür مُدِير Müdür, yönetici
Müfettiş مُفَتِّش Denetleyici
Mühendis مُهَنْدِس Mühendis, teknisyen
Mümin مؤمن İnanan
Mümkün مُمْكِن Mümkün
Münakaşa مُنَاقَشَة Tartışma, itiraz, panel
Müneccim مُنَجِّم Astrolog
Müracaat مُرَاجَعَة İnceleme, başvuru
Müsabaka مُسَابَقَة Yarışma, rekabet
Müslim مُسْلِم Müslüman
Müsrif مُسْرِف Tutumsuz, sarf eden
Müstekbel مُسْتَقْبَل Ön, gelecek
Müsteşar مُسْتَشَار Danışman
Müsvedde مِسْوَدَّة Karalama, taslak
Müşterek مُشْتَرَك Ortak, abone
Müteahhit مُتَعَهِّد Söz veren, üstlenen
Mütehassıs مُتَخَصِّص Uzman
Mütercim مُتَرْجِم Çevirmen
Müzayede مُزَايَدَة Açık artırma
Nadir نَادِر Çok kıymetli, tuhaf
Nağme نَغْمَة Ezgi, ton, şarkı
Nakden نَقْدًا Peşin olarak
Nakil نَقْل Aktarma, taşıma
Nakit نَقْد Eleştiri, para, nakit
Nakliyat نقليات Nakliyat
Nasihat نَصِيحَة Öğüt, tavsiye
Nazaran نَظَرًا …. E göre
Nedamet نَدَامَة Pişmanlık
Nefis نَفِيس Değerli
Nefs نَفْس Can, öz, kendi
Netice نَتِبيجَة Sonuç, ürün
Nevi نَوْع Cins, tür, çeşit
Nikah نِكَاح Nikah, evlilik
Niyet نِيَّة Amaç, eğilim
Nizam نِظَام Düzen, sistem
Noksan نُقْصَان Eksik, kusur
Nokta نُقْطَة Nokta, benek, parça
Nüsha نُسْخَة Kopya, örnek
Pantolon بَنْطَلُون Pantolon
Pijama بِيجَامَة Pijama
Rab رَب Eğiten, Rab, Sahip
Radyo رَاديو Radyo
Rağbet رَغْبَة Talep, eğilim
Rahat رَاحَة Rahat
Rahmet رَحْمَة Acıma, şefkat
Rakam رَقَم Sayı, rakam, numara
Rasul رَسُول Gönderilen, elçi
Razı رَاضِي Memnun
Rayiç رَا ءِج Yaygın, canlı
Rehin رَهْن Rehin, güvence, ipotek
Resim رَسْم Resim, şekil, iz
Resmi رَسْمِي Devlete ait, resmi
Ressam رَسَّام Ressam
Rıza رِضا ء Memnuniyet
Rica رجا ء Beklenti, ümit
Riya ريا ء Sahtecilik
Ruh روح Ruh, can
Ruhsat رُخْصَة İzin, yetki, lisans
Rutubet رُطُوبَة Nem, ıslaklık
Rüşvet رُشْوَة Rüşvet
Rütbe رُتْبَة Seviye, sınıf
Saat سَاعَة Saat, süre
Sabah صَبَاح Sabah
Sabıka سَابِقَة Önce gelen, öncelik
Sabır صَبْر Tahammül, sabır
Sabit ثَابِت Sağlam, sıkı, oturmuş
Sabun صَابُون Sabun
Sadakat صَدَاقَة Arkadaşlık, dostluk
Sadık صَادِق Doğru, gerçek, içten
Saha سَاحَة Meydan, alan
Sahil سَاحِل Sahil, plaj
Sahip صَاحِب Arkadaş, dost, taraftar
Sakin سَاكِن Oturan, ikamet eden
Salim سَالِم Güvende, emniyette
Sanat صَنْعَة Üretim, imal, meslek
Saniye ثَانِيَة Saniye, ikinci
Sarraf صَرَّاف Sarraf
Satır سَطْر Satır, sıra
Sebat ثَبَات Kararlılık, sağlamlık
Sebep سَبَب Neden, gerekçe
Seccade سَجَّادَة Seccade
Secde سَجْدَة Secde
Sefalet سَفَالَة Aşağı olma, düşkünlük
Sefer سَفَر Sefer
Sefih سَفِيه Çirkef, arsız
Sefir سَفِير Aracı, elçi
Selam سَلاَم Barış, güven
Sema سَمَا ء Gök, gökyüzü
Semere ثَمَرَة Randıman, sermaye
Senet سَنَد Destek, dayanak, arkalık
Serap سَرَاب Hayal, aldanış
Servet ثَرْوَة Zenginlik, servet
Seyahat سِيَاحَة Yolculuk, turizm, gezi
Sıfat صِفَة Nitelik, özellik
Sıhhat صِحَّة Doğruluk, gerçeklik
Sınıf صِنْف Sınıf, cins, çeşit
Sır سِر Sır, öz, gizem
Sicil سِجِلّ Sicil, kayıt, liste
Sihir سِحْر Sihir, büyü
Silag سَلَاح Silah, askeri kuvvetler
Silsile سِلْسِلَة Zincir, dizi, seri
Siyaset سِيَاسَة Yönetim, politika
Sohbet صُحْبَة Arkadaşlık, dostluk
Sulh صُلْح Anlaşma, uzlaşı
Sultan سُلْطَان Güç, hükümet, otorite
Sur سُور Duvar, çit
Sükut سُكُوت Sessizlik, suskunluk
Sünnet سُنَّة Adet, gelenek, töre
Sürat سُرْعَة Hız, çabukluk
Şahit شَاهِد Şahit, tanık
Şair شَاعِر Şair
Şarap شَرَاب İçecek, meyve suyu
Şark شَرْق Doğu
Şart شَرْط Yarık, şerit, koşul
Şehadet شَهَادَة Tanıklık, sertifika, diploma
Şekil شَكْل Şekil, cins, eşit
Şemsiye شَمْسِيَّة Güneşlik, perde
Şeref شَرَف Şeref, onur
Şevk شَوْق Özleyiş
Şeytan شَيْطَان Şeytan
Şiddet شِدَّة Güç, zorluk
Şifa شِفَا ء İyileşme, ilaç
Şerike شَرِكَة Şirket
Şurup شُرُوب İçecek
Şüphe شُبْهَة Benzerlik, şüphe, zan
Taahhüt تَعَهُّد Söz, vaat
Taarruz تَعَرُّض Karşı hareket, karşı koyma
Taassup تَعَصُّب Tutuculuk, bağnazlık
Tabi تَابِع İzleyen, bağımlı, ikincil
Tabiat طَبِيعَة Doğa, yapı, mizaç
Tabii طَبِيعِي Doğal, normal
Tabip طَبِيب Doktor, hekim
Tabut طَابُوت Tabut
Taç تَاج Taç
Tahlil تَحْلِيل Çözümleme, analiz
Takdim تَقْدِيم Tanıtma, sunum
Takdir تَقْدِير Tahmin yürütme, zannetme
Takip تَعْقِيب Kovuşturma, eleştiri
Takiyye تَقِيَّة Sakınma
Taklit تَقْلِيد Öykünme, imitasyon
Taksim تَقْسِيم Bölme, ayırma
Takvim تَقْوِيم Paha biçme, kronoloji
Tanzim تَنْظِيم Düzenleme, ayarlama
Tapu طَابُو Tapu
Tasvir تَصْوِير Resim yapma, fotoğraf çekme
Tayin تَعْيِين Belirleme, atama
Taziye تَعْزِيَة Teselli, baş sağlığı
Tebessüm تَبَسُّم Gülümseme, gülücük
Tebeşir طَبَاشِير Tebeşir
Tebliğ تَبْلِيغ Duyuru, bildiri
Tebliğ تَبْلِيغ Duyuru, bildiri
Tedavi تَدَاوِي Tedavi görmek
Tedbir تَدْبِير Önlem, düzenleme
Tekamül تَكَامُل Olgunlaşma, entegrasyon
Tekbir تَكْبِير Büyükleme
Teklif تَكْلِيف Masraf, harcama
Telafi تَلَافِي Düzeltmek, çözümlemek
Telefon تَلَفُون Telefon
Televizyon تِلْفِزْيُون Televizyon
Terbiye تَرْبِيَة Eğitim, yetiştirme
Tereddüt تَرَدُّد Çekinme, duraksama
Terk تَرْك Terk
Tesadüf تَصَادُف Rast gelmek
Tesettür تَسَتُّر Gizlenme, kamuflaj
Teslim تَسْلِيم Teslim
Tespit تَثْبِيت Sabit tutma
Teşekkür تَشَكُّر Teşekkür
Teşhir تَشْهِير Tanıtma, ilan etme
Teşvik تَشْوِيق Gayrete getirme
Tılsım طِلْسِم Sihirli sözler
Ticaret تِجَارَة Ticaret, alışveriş
Tufan طُوفَان Sel, su baskını
Tüccar تُجَّار Tüccar
Yakut يَاقُوت Yakut
Yani يَعْنِي Yani
Yeis يأس Umutsuzluk
Yemin يَمِين Sağ el, yemin
Yetim يَتِيم Yetim, biricik
Zafer ظَفَر Zafer
Zahir ظَاهِر Açık, görünen
Zalim ظَالِم Karartan, haksız, günahkar
Zaman زَمَان Zaman
Zan ظَن Şüphe, kanaat, varsayım
Zarf ظَرْف Kap, zarf, koşul, şart
Zarif ظَرِيف Alımlı, ince, minyon
Zaruri ضَرُورِي Zorunlu, mecburi
Zayıf ضَعِيف Zayıf, dayanıksız
Zeka ذَكَا ء Zeka
Zekat زَكَاة Arılık, temize çıkarma
Zeki ذَكِي Zeki
Zerre ذَرَّة Atom, parçacık, zerre
Zevk ذَوْق Tat, lezzet, zevk
Zeytin زَيْتُون Zeytin
Zihin ذِهْن Zihin
Zikir ذِكْر Hatırlama, anma
Ziraat زِرَاعَة Tarım
Ziyade زِيَادَة Artma, artış
Ziyafet ضِيَافَة Ağırlama, misafir etme, ikram
Zulüm ظُلم Karanlık, baskı, haksızlık
Züccaciye زجاجية Cam ile ilgili
Zümrüt زُمْرُد Zümrüt
Zürafa زُرَافَة Zürafa

https://www.ilimvemedeniyet.com/wp-content/uploads/2021/10/Arapca-Turkce-Ortak-Kelimeler.pdf

veya işte Osmanlı

“ILK “padişah Osman…
Fatih Sultan Mehmet…
Kanuni ve benzerleri başka AMA onlar bile Farsçayı…
Öze tercih etti…
ANAdili…
Ana ANA, vatan toprağı gibi…
Kutsal